27 Aralık 2020 Pazar

Bahattin Şimşek’e Maç Yok, Rafael Sahada!

Başakşehir, Galatasaray ve Trabzonspor’la yarışınca hükümetin takımı oluyor hemen:

Başakşehir korunuyor!

Medya denen kesimin belli adamları, kendi takımları kazansın diye nasıl yüklendiler, daha unutulmadı. Seçime kurban edilen şampiyonlukta herkes memnundu!

Geçen sezon, bütün yüklenmelere karşın, yüklenen Trabzonspor kesimi, Galatasaray'ı tutanlar gibi başarılı olmadı. Çünkü önceki koşullar yoktu!

Ama rakibi Fenerbahçe olunca, o gürültü koparan kesim, iri ufaklı adamlar, Başakşehir’e sahip çıkıtı hemen:

25 Aralık 2020 Cuma

Fatih Terim’e Ceza Değil Ödül Verilir!

Fatih Terim, kendi gündemini kendi yaratır; gerisini  “mürit”lerine bırakır!

Yapacağını yapar, diyeceğini der, kenara çekilir, seyreder! 


Her gündeminden bir “mağduriyet” çıkarılır. 


Hakemlere hem övgü hem sövgü ile yaklaşır!


Hakem/ler, işe gelen kararlar vermişse, daha önce onlar hakkında söylediklerini başkalarının da unuttuğunu sanır, övgüde sınır tanımaz. İlk kez dinleyen, ne anlayışlı, hoşgörülü, gerçekçi gibi “söz”lerin sadece onu örnekleyeceği sanısına kapılır.

24 Aralık 2020 Perşembe

3 Puan Fenerbahçe’nin, “Başak” Artıkları da Gürültü Koparanların!

Kazansa da Yitirse de Hedefte!


Fenerbahçe kazansa da yitirse de, başta, medya denen kesimin “bülbül”leri ortalığı şenlendirir!


“Başta” dedik, çünkü ardından başka maçlarda dilini yutan/ “lal olan”, ama sıra Fenerbahçe’ye gelince dilleri çözülen, ağızlardan bal yerine “karakter”, “doğruluk” yansıtan sözcükler akan rakip başkanlar, yöneticiler, teknik adamlar, futbolcular gelir.


Ama seslerin ezgisi, o bildiğimiz şenlendirmelere uygun düşmez, ruhları okşamaz!

20 Aralık 2020 Pazar

Fenerbahçe, Kendi İçinde “Psikolojik Bunalım”a Sürükleniyor!

“Tepe”ye Yaklaşacağına “Dip”e Doğru Gitmek…


Bu, 07 Ekim 2018’de Saracoğlu’ndan oynanan ve 0-0 biten Fenerbahçe - Başakşehir maçından bir gün sonra yazdığımız yazının başlığı. 


O günün koşullarında Fenerbahçe’yi böyle anlatma gereğini duymuştuk.


Başlığı günümüze uyarlarsak şöylesi uygun düşer:


“Tepe”ye iyice yerleşeceğine olduğu yerde saymak, demir atmak!


“Dün”den farklı olanı, bir sikinmeyle “tepe”de olma olasılığını gerçeğe dönüşmeyle ilgili…

18 Aralık 2020 Cuma

Antep’ten, “Baklava” Niyetine 3 Puan İstemek!

Fenerbahçe bu, futbolunda bir kıpırdanma olur olmaz, olumsuz bir “güç”, kargaşa yaratır! 


“İt ürür, kervan yürür” demek varken, böyle olumsuz etkilenmelere nasıl açık olunur?


Sıradan sayılan Ziraat Türkiye Kupası maçlarında sahaya sürülecek futbolculara dikkat etmek varken, nasıl olur da “kritik maça” çıkılıyor havasına girilir. 


Sahada işini ciddiye almak başka, başına bir kaza gelebilecek futbolcuyu hemen sahaya sürmek başka. 

15 Aralık 2020 Salı

Fenerbahçe’de Kargaşa Yaratmak İçin Yenilgileri Fırsat Görmek!

TARAFTARA ÇAĞRI: HAZIR OL!


“Fenerbahçe taraftarına önerisi olan var mı?”


Bu, Hasan Hüseyin Alimoğlu imzalı,  cunhuriyet.com.tr'de yer alan yazının başlığı…


Bizim de “çorbada tuzumuz olsun” türünden…


İçeriğine bakınca, bu yazı için ne diyeceğiz?


Haber mi, köşe yazısı mı?


Bütüne bakıldığında anlatım olarak “yavan”…  İçerik de öyle…


Yazıya, olanları yansıtıyor gözükse de,  “karalama” ya da “çiziştirme” diyelim, olsun bitsin!

13 Aralık 2020 Pazar

Yönetenler de, Futbolcular da Fenerbahçe’yi Ciddiye Almıyor!

"Yönetim uyuma, taraftara sahip çık!”

Hani, eskiden, polisin tribünden taraftar alıp götürdüğü ya da yatıştırmak yerine taraftara saldırdığı zamanlar vardı ya, işte o zamanlarda tribünlerden bu slogan yükselirdi.

Dişli bir yönetici ortaya çıkar; taraftarı polisin elinden ya da gider karakoldan alırdı.

Şimdi buna öykünerek, biz de seslenelim:

Yönetim uyuma, Fenerbahçe’ye sahip çık!

9 Aralık 2020 Çarşamba

TFF, Fenerbahçe'nin Rakibi Sanki!

GİRİZGÂH

TFF, Fenerbahçe’ye karşı hakemler konusunda da nasıl  “rakip gibi” tavır içinde olduğunu göstermekten bıkmıyor!

O kadar uzaklara gitmeye gerek; son iki maç öncesi başlayan, maçlarda apaçık görülen, çoğu kasıt içeren-lehte olan da var olmasına karşın- pozisyonlar için sahadaki ve VAR’daki hakemce verilen kararlara yaklaşımı sözgelimi…


Beşiktaş maçı öncesi Beşiktaş Başkanı Ahmet Nur Çebi’nin “yalan”ıyla körüklenen sözleri üzerine yapılan görüşmelerde yan çizen, o konuyla ilgili açıklama yapmayan TFF’nin, özellikle Başkan Ali Koç’un yumuşak uyarıları üzerine yaptığı açıklama, işlerin bundan sonra da “böyle gelmiş böyle gideceği”nin açık ilanıdır.

7 Aralık 2020 Pazartesi

Fenerbahçe, Ali Palabıyık’ı ve VAR’ı Yendi mi Şimdi?

GİRİZGÂH

Herkesin gözü Fenerbahçe’den koparacağı puanlarda.


Normal mi?


Evet!


Ama gözü Fenerbahçe’den koparacağı puanlarda olanlardan kimilerinin geçmişine bakıldığında “taşeron” oldukları hemen göze çarpar.


“Hangisi için?" dense de, Fenerbahçe taraftarı için, o “hangisi” değişmez!


Denizlispor, bir yöneticinin işgüzarlığıyla, hafta başında resmi hesabından paylaştığı, daha sonra kaldırdığı “Hatırla!” başlıklı video ile, 14 Mayıs 2006 tarihini anımsatarak, Fenerbahçe’ye gözdağı vermek hevesine kapıldı!

5 Aralık 2020 Cumartesi

Sazan Gibi Atlayan, Beşiktaş Başkanı mı, Fenerbahçe mi?

“Büyükler”in maçı varsa, maç öncesi ve sonrası ortalık şenlenir.

Önce gerilim, sonra boşalma!

Bu arada parsayı toplayanın, maç öncesi söylemlerin tersi bir tutum içine girilse de, gelen 3 puanın ya da “kupa”nın coşkusuyla, olumsuzlukları rafa kaldırılır.


Rakip haksızlığa uğraşım, doğranmış; sözgelimi Fenerbahçe-Beşiktaş maçı öncesinde olduğu gibi, Fenerbahçe "yalan"a sarılan ve arka çıkanlarca “ciddiye alınmamış”, yalnız (!) bırakılmış, kimin umurunda?


“Ciddiye alınmayan”, “yalan” (iftira da diyebiliriz) üzerinden gidilerek yalnızlaştırılanın bunda hiç payı yok mu?


Böyle soruların yanıtı sorunun içindedir, KDV’si içinde gibi…

4 Aralık 2020 Cuma

Fenerbahçe’yi Ciddiye Almamanın Bir Bedeli Olmalı

Geçen hafta, Beşiktaş Başkanı Ahmet Nur Çebi, hakem üzerinden Fenerbahçe’ye iftira atarak ortamı gerdi; Beşiktaş da Kadıköy’de muradına erdi.


Fenerbahçe yönetimi sustu, kamuoyu önünde tepki göstermekten çekindi, sıradan bir resmi açıklamayla işi geçiştirdi, tepki göstermeyi taraftara bıraktı. Çünkü “Rakiplerle kavga etmeyeceğiz. İnsanlar bizden nefret etmeyecek.”, “Saygı görmek istiyorsanız, saygı göstermelisiniz. Bir kucaklamanın gülücüğün hiçbir külfeti yok.” ilke olarak benimsenmişti.

30 Kasım 2020 Pazartesi

Beşiktaş da Muradına Erdi; Kadıköy’ün Büyüsünü Bozdu!

"Fenerbahçe galibiyeti tarihi bir zafer değil, kazandık ve bitti.”

Beşiktaş’ın ilk iki golünü atan, ilkyarıda ele avuca sığmaz ama ikinci yarıda etrafı seyreden Aboubakar, geride kalan maça böyle bakıyor.


Aboubakar, ya çok hoşgörülü, incitmeden yana değil, ya da Beşiktaş’ın 15 yıl aradan sonra Saracoğlu’ndan/ Kadıköy'de galibiyet aldığını bilmiyor. 


Aboubakar, ağzından çıkanların çevirisi gerçekten böyleyse, dediğiyle kalacaktır. Ama her Beşiktaşlı, sonuçta, bunu “zafer” olarak görecektir.


“...kazandık ve bitti”ye gelince…


29 Kasım 2020 Pazar

Hakem Tugay Kaan Numanoğlu Neci?

Fenerbahçe’nin, “Büyükler” diye anılan takımlarla maçı oldu mu ortalık şenleniyor!

Eski bayramlardan önce duyulan sevinç, coşku, büyük beklentiler misali...

Sonuçta, ortam geriliyor maç öncesi; genellikle de sahaya yansıyor bu…

Ekranlara, çoğu gazete olamayacak ama alışkanlıktan gazete denen, allı güllü “kâğıt parçası”na gün doğuyor!

21 Kasım 2020 Cumartesi

Fenerbahçe, Ankara'dan 5 Golün Keyfiyle Dönüyor!

Fenerbahçeli taraftarlar, hakemler açıklanınca, Halil Umut Meler’in Fenerbahçe’yle ilgili geçmişini sosyal medyada gündeme taşıdılar.

Anımsatmalar, Halil Umut Meler’in “eksileri”ni gözler önüne seriyordu. Buna, Konyaspor maçında sahadaki hakem Abdülkadir Bitigen VAR hakemi olarak eklenince tepkiler daha da arttı.


Hakemlerin art niyetli karar vereceği kuşkusu/ kaygısı geldi başköşeye oturdu.

2 Kasım 2020 Pazartesi

Direklere Takılan Fenerbahçe, Direkten Dönebilirdi!

Fenerbahçe, acele işi varmış da bir an önce gitmek istiyor havasında başladı.

Maçı hemen koparmak, sonra…


Gel keyfim gel.


Ancak, kaleye girmesi gereken toplar, vuruşlar isabetsiz olunca, başka yerlere gidiyor.


Gol kokusu var, kendisi yok.

Fenerbahçe, El Kol Bağlayacak Goller Atmalı!

Bir takımın önündeki maç için favori gösterilmesi, tehlikeli olur mu?

Kimilerine göre, takım gevşer, rakibi küçümser; bu da beklenmedik bir yenilgiye ya da puan yitirmeye yol açabilir/miş. 


Favori gösterildi diye cıvataları gevşetiyorsa, o takımda sorumluluğun gramı yoktur.


Bir takımın favori olması/ gösterilmesi başka, her maça en önemli maç diye bakmak, ona göre hazırlanmak, sahada “ben buyum işte” dedirtecek anlayışla oynamak başka. Hoş, futbol bu, oynarsın yitirirsin, oynayamazsın ya rastlantı bir gol atarsın ya da rakip sana kalesine atacağı golle kıyak geçer!


26 Ekim 2020 Pazartesi

Goller “Organik” Olunca, Cüneyt Çakır’a Santrayı Göstermek Kaldı!

“İdol”ü Cüneyt Çakır olanların sahada ve VAR başında, başına buyruk tavırlarını görünce, “idol”ün, bugün Kadıköy’de kararlarıyla onlara “devam” mı, yoksa “Ben buyum” mu mesajı verir, göreceğiz!

Dünkü maçtan önce yazdığımız “VAR’ı Haksız Kazanç Kapısı Yapmak!” başlıklı yazımızın “son sözü”ydü yukarıdaki alıntı.

Sahada Cüneyt Çakır, VAR’da Halil Umut Meler, tam bir “ikili” oluşturunca, Fenerbahçe taraftarının için olumsuz bakışı “zirve” yaptı.


Oysa her yerde, herkesin gözdesi Cüneyt Çakır’dı.


Dışarıda UEFA’nın, içeride TFF’nin…


Genç hakemlerin “idol”ü de o…

25 Ekim 2020 Pazar

VAR’ı Haksız Kazanç Kapısı Yapmak!

Hakemler rahatlayacaktı.

Hak yenmeyecekti.


Kimse, her şey ortadayken “hakkımız yendi” türünden konuşamayacak, konuşan ise dalga geçilen, güvenilmez olacak; “kalıbının” ya da “görevinin adamı” olan sınıfından düşecekti.


VAR’ın, hak yemeleri, bir başka deyişle puanların çalınmasını/ araklanmasını önlediği/ önleyeceği “vaadi” unutulmamalıdır.


Şimdi, ortada güzel örnekler de var diye, VAR başındakinin ve ekrana bakan sahadakinin sonuçta verdiği her karar doğru mu?


Bu soruya “Evet” demek, puan araklayan/ araklananlar için geçerlidir ancak.

24 Ekim 2020 Cumartesi

Fenerbahçe’nin “Organik Goller”i Cüneyt Çakır’ın Elini Kolunu Bağlar!

Fenerbahçe, 25 Ekim’de Kadıköy'de Trabzonspor’u ağırlayacak.

Hakemin Cüneyt Çakır olması hiç de şaşırtıcı değli. Çünkü Cüneyt Çakır bu, Fenerbahçe’nin “Büyükler”den biriyle maçı olduğunda “biçilmiş kaftan”dır. 


Hemen bir soru, “soru çengeli”nda sallanır:


Kim için “en uygun, elverişli”?


Yaygın kanı, bunu destekleyen kararların gösterdiği gerçek, Fenerbahçe için olmayacağı…. 

23 Ekim 2020 Cuma

Fatih Terim, Arda Turan’ın Küfürlerini “Hostes Sesi”nden Saymış!

[Bu yazı, 10 Haziran 2017'de milliyet.com.tr'de ve Milliyet Blog'da yayımlandı. 19 Temmuz 2017'de, "Görüş Açısı" adını verdiğim "köşem" iptal edilince, o gün Milliyet Blog'dan da kimi yazılarım silindi. O yazılarımdan biri de buydu. Bugün bu yazıyı burada yayımlayarak, Serdar Aziz’in ceza alması için çabalayanlardan (küfrü savunmak doğru değildir kuşkusuz) Bilal Meşe'ye "dün"ü anımsatmak istedim.]

Televizyondan gelen zil sesini kapı zili sanıp kapıya koşabilirsiniz.

Başka sesleri başka ses sanmak da mümkün! Ama mümkün olmayanlar da vardır. Sözgelimi Fatih Terim’in, Arda Turan’a bağırmasını, küfürlerini "hostes sesi"nden sayması…


Fatih Terim’e kulak vermeden önce, uçakta önden 12 sıra geride oturan, Arda Turan'ın sözlü ve fiziki saldırısına uğrayan yazarımız Bilal Meşe’nin üzerinde durulması gereken şu cümlesine bakalım:

20 Ekim 2020 Salı

VAR, Fenerbahçe’nin Başına Çorap Örer mi?

Herkesin gözü Fenerbahçe’de…

Hayranlık, kıskançlık yansıtan gözler bir yana, çoğu, “kem göz”…

“Kem göz”ler, göz kamaştıran transferlerle daha da “kem”leşeceğe benziyor. Çünkü Fenerbahçe, yokluğun kol gezdiği ortamda, tam 18 transfer yaptı. Transfer süresi dolmasa daha da gelecekler olacaktı kuşkusuz!


(Fenerbahçe’den, Fenerbahçe Sarı ve Fenerbahçe Lacivert diye takımlar yapılsa, yarışta hiç de sırıtmaz!)


4 Ekim 2020 Pazar

Fatih Terim’in Kitabında Yazmayan, Kaderinde Yazılan...

Bilineni söylemek, marifet değildir.

Sözgelimi Fatih Terim istifa etmez, demek, Fatih Terim’in “huyu”nu bilmekten başka bir şey değildir. Çünkü Fatih Terim’in geçmişinde" "istifa” yoktur. Çünkü o, kendi deyişiyle, ödün vermez, sözünden dönmez, kısacası “pes” etmez!.

EURO 2016’da İspanya yenilgisi sonrası, Çek Cumhuriyeti maçı öncesi söyledikleri içinde geçen “gerekeni yapacağım” demekten yola çıkanlar, “istifa geliyor” sandılar. O günlerde biz, "Reklamlarda biz varız, sahada biz yokuz!." başlıklı yazımızda dedik ki:

28 Eylül 2020 Pazartesi

Selçuk Şahin'in Fenerbahçe'deki Yeri...

Futbol taraftarı bir başka!

Kimi taraftar, takımı yenildiği, beklenen alınamadığı zaman, sonucu “onur sorunu” yapar. Yetmedi, bunu kendisine yapılmış bir “hakaret” gibi de algılar. Çevresinden gelecek "dalga geçme"leri düşünmeye başlar. Bunların etkisiyle, başkana kızar, teknik direktöre kızar, kafaya taktığı futbolcuya kızar...

Kızar da kızar...

Atilla Gökçe’nin, Selçuk Şahin'le ilgili yazdığı dünkü yazısı, bunları bir kez daha düşündürdü bana.

Atilla Gökçe’nin yazısı, bir futbol emekçisine duyulan saygının ne olması gerektiğini göstermesi bakımından önemli.

22 Eylül 2020 Salı

Aziz Yıldırım Kimleri, Niye Mahkemeye Verdi?

Fiyakalı adıyla “Şike Yasası”, özgün adıyla “Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanunu”,  medyada ahkam kesenlere dokunmadı daha. Oysa yasada medyayla ilgili maddeler de var.

Başka uygulanmayan maddeleri de... “Elektronik bilet” bunlardan biri.

“Şike Yasası”, özellikle Fenerbahçe, Aziz Yıldırım odaklı gündemde/ uygulamada kaldı.

Yasanın “kapsama alanı”na girmesi gereken o kadar sözlü/ yazılı ifade/ suçlama vardı ki...

26 Ağustos 2020 Çarşamba

CAS yargıcı Kısmet Erkiner: Fener'i Avrupa'dan TFF men etti!

Fenerbahçenin Şampiyonlar Ligi’nden men edilmesi....

Kararı UEFA mı verdi, yoksa TFF mi?

Yaygın kanı, daha doğrusu kafalara sokulmak istenen, TTF’nin, kararı UEFA’nın baskısıyla aldığını iddiası... Oysa UEFA temsilcisi Cornu’nun raporu ortada. Cornu, hazırladığı o raporda, alınan kararda kimlerin etkili olduğunu açıkça yazıyor. Fenerbahçe, CAS’a başvurmasaydı, o rapordan kimsenin haberi olmayacaktı.

24 Temmuz 2020 Cuma

Gökhan Gönül’ün Sözleriyle Gönlünde Yatan Ne?

(Bu yazı, 11 Haziran 2016'da milliyet.com.tr ve Milliyet Blog'da yayımlandı. İlkinde yok.)

Gökhan Gönül’ü Fenerbahçe’yle ipleri koparmaya götüren neydi?
Son ana kadar menajeri aracılığıyla pazarlığı sürdüren Gökhan Gönül, koşullarında diretince, anlaşma sağlanamadı. 09 Haziran’daki o son görüşme sonrası İlhan Ekşioğlu, Gökhan’la ilgili şu saptamayı yaptı:
"Gökhan ile iki haftadır para pazarlığı yapıyoruz. İdealleri için ayrılmak istese saygı duyardık. Ama idealleri için gitmek isteyen futbolcu, para pazarlığı yapmaz. Para pazarlığı yapan futbolcu, para için gitmiştir."
Ekşioğlu’nun açıklamasından sonra, Gökhan Gönül, “hedef” açıkladı:
“İlk hedefim Avrupa...”

2 Temmuz 2020 Perşembe

Aziz Yıldırım’a “Beraat” Yok, “Tahliye” Var!


(Bu yazı 02 Temmuz 2012'de milliyet.com.tr ve Milliyet Blog'da yayımlandı. İlkinde yok.)

3 Temmuz sabahı başlayan süreç, Mahkeme’nin bugün verdiği kararla tamamlandı. Böylece,  ilk duruşması 14 Şubat’ta yapılan “Şike Davası”, kısa sürede bitti.

Sanıklar açısından sevindirici değil mi?

Aziz Yıldırım’ın avukatlarından Faik Işık’a göre hiç de öyle değil/di:

“Yapılan yargılamaları sağlıklı bulmuyorum. Savunma, bütün yapılanları ortaya koyamadı. Biz dosyanın çabuk bitmesini istemedik. Acil karar değil, adil karar alınması esas.”

15 Haziran 2020 Pazartesi

Nihat Özdemir’in Suçlaması Üzerine Bir Deneme!

Önce bir soru; öyle damdan düşer gibi değil:

"Futbolda şike tartışmalarını bitirmek için nasıl bir strateji izleyeceksiniz?”

Yanıttan önce bu soru cümlesinin ne anlattığına bakalım:

“İçin”e kadar olan bölümü ”amaç” içeriyor.

Amaç, amaçlanan ne? 

Futbolda şike tartışmalarını bitirmek.

İzlenecek strateji, amacı gerçekleştirecek, sonuca bağlayacak.

Nasıl sorusu neyi anlatacak?

7 Haziran 2020 Pazar

Aziz Yıldırım’ı Konuşturma Sanatı!..

(Bu yazı 18 Ağustos 2015'te milliyet.com.tr ve Milliyet Blog'da yayımlandı. İlkinde yok.)
Fenerbahçe, transfer şampiyonu…
Ünlüler geliyor, imzalar atılıyor, poz vermeler... 
Aziz Yıldırım, görünürlerde yok; konuşanların içinde de.. Çünkü Aziz Yıldırım, bu sezon farklı bir yol izliyor.
İyi de yapıyor.
Öteden beri görülen o ki,  Aziz Yıldırım, ne kadar susarsa sussun, birileri tarafından mutlaka konuşturulur!  Bir “dost”, bir “gariban” bulunur, onların söyledikleriyle Aziz Yıldırım, “gaza” getirilmek istenir; kamuoyunda “amaca uygun algı” yaratılma yoluna gidilir.
Oluyor işte!.

27 Mayıs 2020 Çarşamba

Uygun Fiyata 3 Puan!

İnsan birdenbire nasıl değişir?
Bunun örnekleri başta siyasette, değişen siyasal ortamda çok.  Biz, konuyu sınırlandıralım, sözü TFF Başkanı Nihat Özdemir’e getirelim.

Nihat Özdemir, 16 Mayıs’ta, Lig’in geleceğiyle ilgili görüşmeden sonra şöyle bir açıklama yaptı:

"Küme düşme potasında olan kulüplerimiz, Lig’i oynamayalım, diyor. Açıklamaları kimsenin gözünden kaçmıyor. Bence komik duruma düşüyorlar. Herkes bizden kendi çıkarlarına göre bir karar almamızı bekliyorlar. Biz kararımızdan asla geri adım atmayız.”

Önce… “Asla geri atılmayacak adım” ne?

22 Mayıs 2020 Cuma

Fenerbahçe’nin Şampiyonluk Karnesi

(Bu yazı 22 Mayıs 2011'de Milliyet Blog'da yayımlandı.)

Fenerbahçe, 2010-2011 Spor Toto Süper Lig’i ŞAMPİYON olarak bitirdi.
Fenerbahçe, ilk yarıda, 3 beraberlik (Beşiktaş, Galatasaray, Bursaspor), 
4 yenilgi (Trabzonspor, Kayserispor, Gaziantepspor, Ankaragücü)
10 galibiyet (Antalyaspor, Manisaspor, Kasımpaşaspor, Gençlerbirliği, Konyaspor, Eskişehirspor, Bucaspor, İstanbul Büyükşehir Belediyespor, Karabükspor, Sivasspor) aldı.

Fenerbahçe, topladığı 33 puanla ilk yarıyı, Trabzonspor’dan 9, Bursaspor’dan 4 puan geride, 3. sırada tamamladı.

Fenerbahçe’nin ikinci yarı karnesinde sadece Kadıköy’de Bursaspor beraberliği var. İkinci yarıda, Trabzonspor 11, Fenerbahçe 2 puan yitirdi. Fenerbahçe, “ikili averaj”ı iyi olduğu için şampiyonluğa 82 puanla ulaştı.

Fenerbahçe’ye 34 maçlık maratonda bir “karne” verelim, tarihe bir not düşelim, dedik.

10 Mayıs 2020 Pazar

Koronavirüs Önlemleri Altında Maç Yapma!

TFF Başkanı Nihat Özdemir, maçların 12 Haziran’da başlayacağını “şimdilik” kaydıyla açıkladı.
TFF’nin açıklamasına, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın “Bundan sonraki sorumluluk federasyonundur." demesi üzerinde durmayacağız.
Seyircisiz oynanan ve berabere biten Galatasaray-Beşiktaş maçından sonra “hamaset nutku” atan, maç dışında “Koronavirüs”e yakalanmasına karşın bunu  o maça bağlayan Fatih Terim ve çevresinin dedikleri üzerinde de...
  
Hele TFF Başkanının kararı kendi aklıyla aldığı, “şimdilik” vurgusuna dayanarak inatla “top”u dolaştırması üzerinde de... 

4 Nisan 2020 Cumartesi

04 Nisan Yazıları

04 Nisan 2015'ten 04 Nisan 2020'ye...

Futbolcuları, teknik ekibi taşıyan Fenerbahçe otobüsüne silahlı saldırı üzerinden geçenler yıllar...

Katliam girişimi hâlâ karanlıkta...
  
O günden beri yazdıklarımızı toplu verirken Turgut Uyar'ın diliyle bir kez daha seslenelim:
 
“Hiç unutmam, hiç unutmam, hiç unutmam, hiç unutmayın
insan nasıl direnir başka
hiç unutma”

5 Mart 2020 Perşembe

Ersun Yanal’ın Fenerbahçe’de Kazandığı Unvanlar

Bir vardı, bir yoktu, bir zamanlar bir Ersun Yanal vardı.

“Var olan”ı birkaç saptamayla söylersek:

Başkan Ali Koç’un Fenerbahçe’ye gelemez demesine karşın taraftardan bir kesimin isteğine uyularak futbol takımı teslim edilen… 

Geldiği günden beri, Lig’deki son iki maça kadar, şimdiye kadar Fenerbahçe’de görülmeyen, hiçbir takımda da örneği olmayan engin bir hoşgörüyle destek gören… 

Hep tribünlere ama belli bir taraftar kesimine oynayan…

“Samandıra Teftiş Heyeti” dediğimiz “heyet elemanları” karşısında  Fenerbahçe’nin kurumsal kimliğini temsil ettiğini unutan...

İçinde gole, puana yansımayan sayısal verileri başarı sayan….

4 Şubat 2020 Salı

21. Hafta, “Deprem” Olacak Havası Veriyor?

Bu cumartesi ve pazar, Süper Lig’de "şenlik" var.

Geçen hafta Ankara’nın söz sahibi siyasi yüzleri, deprem nedeniyle maçı ertelenen, yas tutuyor görüntüsü içindeki Trabzonspor’un maçını “şenlik”e dönüştürdüler! Başta bakanların taraftarı coşturan sevinci, Lig maratonun sonucunu ilan eden coşkulu sözler, görülmeye, aynı zaman da övülmeye değerdi!

Trabzon seferini çıkanlar, bakalım, TBMM’ye 37 kilometre uzaktaki Yenikent Stadı'na da giderler mi? Orası da benzer “şenlik”e tanık olur mu?

Ya öbür maçlardaki görüntüler?

Onlarda da siyasiler olsa, öyle coşup durmazlar sanıyoruz.

Evet, bu hafta “şenlik” var; ama bu, takımlar açısından “deprem” havası verecek gibi!

3 Şubat 2020 Pazartesi

Fenerbahçe'nin Puanına Trabzon'da Göz Göre Göre El Kondu!

Trabzon’da tribünlerden ilginç görüntüler…
Günler öncesinden gerilen ortam, hakem eliyle Trabzonspor 3 puanı “hanesi”ne yazdırınca, Trabzonlu, Trabzon kökenli bakanı bakmayanı, milletvekilinin yenisi eskisiyle tribünde göbek atıyor.
Coşku da sınır yoktu!

Siyasi renkleri, dünya görüşleri farklı bütün renkler, bir “ulusal cephe” oluşturmuş Fenerbahçe’ye karşı.

Ankara, tribünlere taşınmış.

31 Ocak 2020 Cuma

Fenerbahçe Geliyor Diye Trabzon Ayakta!

Geçen haftadan iyice gerilen, alevlenen bir ortam…  

Yerel gazetelerde Fenerbahçe'ye yönelik suçlayıcı ortak bildiri:

“Oyuna Gelme Trabzon!”

Oysa tribünde Fenerbahçe taraftarı, kentte tek bir Fenerbahçe formalı olmayacak.

Amaç?

FB'i futbolcuları, hakemi baskı altına almak, maçı kazanmak! 

Olmayınca olay çıkarmak, işi tahrik olmaya bağlamak!

Ad vererek Fenerbahçe Başkanı Ali Koç’u, dolayısıyla Fenerbahçe’yi hedef alan, olacakları onlara bağlayan o bildiriden seçtiğimiz iki cümlelik bir bölüm:

28 Ocak 2020 Salı

Fenerbahçe, “Çalıntı” Denen 4 Şampiyonlukta Trabzonspor'u 7 Kez Yendi

Bu ne bitmez “hikâye” böyle?

Bu, “hikâye”, soran için bir “boş laf”, sürdüren için “dolu laf”tır.

Taraflara haklısın/ haksızsın demek yerine, “asıl hikâye”yi anlatmak gerekir.
“Asıl hikâye” yıllar öncesine gider.
Trabzonspor, öteden beri şampiyonluklarının çalındığını söyler durur. Bu, ilk kez, 1995-1996 sezonu için dile getirildi; 2010-2011 sezonunda “doruk noktası”na ulaştı. Bu ulaşma, “amaç”a ulaşmanın öteki adıydı. Çünkü 2010-2011 sezonunun şampiyonluk kupası Fenerbahçe’nin, Avrupa getirisi Trabzonspor’un oldu.
Niye mi?