2 Temmuz 2020 Perşembe

Aziz Yıldırım’a “Beraat” Yok, “Tahliye” Var!


(Bu yazı 02 Temmuz 2012'de milliyet.com.tr ve Milliyet Blog'da yayımlandı. İlkinde yok.)

3 Temmuz sabahı başlayan süreç, Mahkeme’nin bugün verdiği kararla tamamlandı. Böylece,  ilk duruşması 14 Şubat’ta yapılan “Şike Davası”, kısa sürede bitti.

Sanıklar açısından sevindirici değil mi?

Aziz Yıldırım’ın avukatlarından Faik Işık’a göre hiç de öyle değil/di:

“Yapılan yargılamaları sağlıklı bulmuyorum. Savunma, bütün yapılanları ortaya koyamadı. Biz dosyanın çabuk bitmesini istemedik. Acil karar değil, adil karar alınması esas.”
Aziz Yıldırım da, baştan beri, “Bu şike davası değil!” diyordu. Hatta geçen haftaki duruşmada, savcının “mütaalası”na karşı savunma yaparken  Nasıl olsa ceza alacağım belli.” demişti.

*****

3 Temmuz’la başlayan sürece baktığımızda “dava”nın odağında Fenerbahçe ile Aziz Yıldırım oldu.  Aziz Yıldırım’la ilgili bölüm TFF’de kapanmış, “adli” bölüm sürüyordu. İşte, o bölüm de, Yargıtay aşaması bir yana, bugün tamamlandı.

“Adli” bölümde, Aziz Yıldırım’la ilgili sorulacak sorular var/dı:

Akla gelecek sorulara, Aziz Yıldırım’ın geçen hafta yaptığı savunmasında yer alan şu cümlesi, yanıt olmaya yeter mi?

"Silahlı suç örgütünden soruşturulup, şikeden tutuklanıp, haksız ve ekonomik çıkar amaçlı suç örgütünden yargılandık.”

Görülüyor ki, Aziz Yıldırım’ın serüveni, “değişkenlik” gösteriyor:

“Silahlı suç örgütü kurmak”tan gözaltına alınma, sorgulanma.

“Şike”den tutuklanma.
“Haksız ve ekonomik çıkar amaçlı suç örgütünden" yargılanma.


Bu, nasıl yorumlanabilir, ne demektir?

Cengiz Çandar’ın şu satırları, soruya yanıt olabilir mi?

“Bu, başlı başına bir ‘zulüm’dür. Önce içeri attılar, sonra içeri atmalarına meşruiyet sağlamak için ‘terör örgütü kurdu’ iddiasına dayandılar, daha sonra bu iddiaya delil aradılar, ondan sonra bunu bulamayınca ‘bir iddianame nasıl yazılmamalıdır’ diye hukuk fakültelerinde okutulması gereken bir iddianameyle yargılamayı başlattılar, bu süre zarfında hiçbir kaçma şüphesi ve delil karartması ihtimali bulunmadığı halde ‘isnad edilen suçun ağırlığı’ndan ötürü Aziz Yıldırım’ı tutuklu yargılamaya devam ettiler.” (Radikal, 29.06.2012)
*****

Mahkeme, sanıklara son sözlerini sordu.

Ne demekti son söz?

“Beraatimi istiyorum!”

Ama Aziz Yıldırım, alışılmışın dışında söylüyor “son sözü”nü:

“Bugün burada hem bizler yargılanıyoruz, hem de siz vereceğiniz karar nedeniyle tarih önünde yargılanacaksınız. İnşallah, bu karar hepimizin yüz akı olur. TFF'nin oynattığı bütün maçların pislikleri, Fenerbahçe üzerinden temizlenmeye çalışılıyor. Türkiye Cumhuriyeti savcı ve hakimlerine güveniyoruz. Baştan söylediğimi şimdi de söylüyorum. Darağacında olsak da, son sözümüz, Fenerbahçe'dir. Beraatimi istiyorum.”

Aziz Yıldırım, tahliye edildi; ama ceza aldı.
Aziz Yıldırım'a verilen ceza/lar ne?
Örgüt kurmak suçundan 2 yıl 6 ay,  şike suçundan 3 yıl 9 ay hapis ve 1 milyon TL para cezası. 6222 sayılı yasadan önceki eylemler için beraat. Fenerbahçe-Karabük, Fenerbahçe-Ankaragücü, Fenerbahçe-Sivas, Eskişehir-Trabzon, Fenerbahçe-İBB maçlarından şike ve teşvikten ceza...

*****

“Tutuksuz yargılanma” ile “tutuklu yargılanma”ya bakan kimilerinin, okumuşunun da cahilinin de yaklaşımı aynı:

“Tutuksuz” olanı “suçsuz”, “tutuklu” olanı “suçlu”...

Bu anlayış, “Şike Davası”nda da değişmedi.

Aziz Yıldırım, gözaltına alınınca, tutuklanınca, hele “tahliye talepleri” kabul görmeyince, bizim milletin kafası her şeye çalışır ya, kesin yargı verilmişti. Yargı verenler, Aziz Yıldırım’ın içeride olmasının haklı nedenlere dayandığını, bir başka deyişle “suçlu” olduğunu sorulu yanıtlı biçimde akıllarınca kanıtlıyorlardı:

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Fenerbahçeli mi?

Evet!

TFF Başkanı, Mehmet Ali Aydınlar, Fenerbahçeli mi?

Evet!

Savcı Mehmet Berk, Fenerbahçeli mi?

Evet!

Bilmem hangi yetkili Fenerbahçeli mi?

Evet!

Yani demek istediler ki, bu kadar etkili/ yetkili kişi Fenerbahçeli’yse, Aziz Yıldırım da içerideyse...

Demek ki, Aziz Yıldırım “suçlu”...

Bu tür “mantık”a uygun “sıfat” bulmak, zor/du!

*****

Mahkeme kararını açıkladı; “hüküm” belli oldu.
Aziz Yıldırım, tahliye edildi; ama ceza aldı.
Ancak, “hüküm”ün kesinleşmesi, Yargıtay’ın vereceği karara bağlı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder