23 Mart 2019 Cumartesi

Fatih Terim, Alacağı Tazminatı “Bağışlama” Çıkışıyla Nereye Koşuyor?

Fatih Terim bu, düştü sanıldığında dimdik ayaktadır!

“Ayağa kaldıran”ı çoktur; gündem yaratmada da üstüne yoktur.

Sözgelimi bugünlerde, niçin gerekli görüldüyse, “para bağışlama”yla gündeme taşındı. “Bağış”ın “tarihi bağış” diye sunulması, bağışlayanı daha bir yüceltecektir kuşkusuz!

Demek oluyor ki, Fatih Terim’in önceki “unvanları”na bir yenisi eklenecek!

(Taraftarın verdiği unvanlar: Avrupa Fatihi, İmparator!
Yıldırım Demirören'in verdiği unvan: Türkiye Futbol Direktörü.
Bizim verdiğimiz unvan: Futbolun Cumhurbaşkanı!)

21 Mart 2019 Perşembe

“Saf” Şenol Güneş'in Milli Takım'ın Başarısındaki Ölçütü Ne?

Yarın  dışarıda Arnavutluk ve  25 Mart’ta Eskişehir’de Moldova’yla resmi maçımız var.

Milli Takım’ın başında, kalıcı görevi 01 Haziran’da başlayacak Şenol Güneş'i göreceğiz.

Şenol Güneş'i 07 Mart'ta ve 18 Mart'ta düzenlenen basın toplantılarında farklı izledik.

İlkindeki Şenol Güneş’i anımsayalım:

Bazen coştu, bazen durgunlaştı. 

20 Mart 2019 Çarşamba

CAS’tan Eli Boş mu, Dolu mu Dönmek?

Trabzonspor bu, “sözde şike”yi sürekli kendi gündeminde tutuyor.
Kim başkan olursa olsun, UEFA, FİFA, CAS'a başvurular başarı olarak görülüyor. Çünkü “şike”, Trabzon’da oltaya takılan “yem”den farksız!
İstenen ne?
2010-2011 Süper Lig Kupası, Fenerbahçe’den alınsın Trabzonspor’a verilsin.

16 Mart 2019 Cumartesi

İlaç Gibi Gelen 3 Puan…

Fenerbahçe açısından bakılınca göze çarpan neydi?

Bir telaş, bir telaş…

Top benden gitsin de...

Top gitsin dendiği için gidiyor, ama gitmesi gereken yere değil.

İlk 45 dakikada akılda kalacak önemli bir gol pozisyonu yoktu. 

Kısacası telaştan sakinliğe geçemeyen Fenerbahçe…

Neler oluyor/ olacak dedirten Fenerbahçe…

Yine kaygı, kaygı, kaygı…

13 Mart 2019 Çarşamba

Size Nasıl Hitap Etsem?

(Bu yazı 20 Ekim 2009 tarihinde Milliyet Blog'da yayımlandı.)

Bugüne değin “sayın” sözcüğünü kullandım.

1967’de Nobel Edebiyat Ödülü verilen Guatemalalı yazar Miguel Angel Asturias’ın bir romanın adında da “sayın” vardı:


Sayın Başkan


10 Mart 2019 Pazar

Fenerbahçe de Başakşehir de Bildiğiniz Gibi…

Gel de Erich Maria Remarque’nin bir romanını anımsama:

Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok…

Romanın adı, dilimizde deyim değerindedir bugün.

Sözgelimi "Ne var ne yok, durum nasıl?" gibi sorularla bu roman adı gelir akla, yanıt olur.

Yani?

Bir değişiklik yok, her şey eskisi gibi sürüyor.

8 Mart 2019 Cuma

Fenerbahçe, Lider Başakşehir’e "Darbe" Vurur mu?

Eskiden, Başakşehir, o zamanki adıyla İstanbul Büyükşehir Belediyespor için Fenerbahçe’nin “belalısı” derdik.

Öyle bir “belalı” ki, şampiyonluk yolunda giden Fenerbahçe’ye genellikle “darbe” vururdu.

Ama şimdi?

Şampiyonluk yolunda ilerleyen, en yakın rakibi Galatasaray’a 8 puan fark atan bir Başakşehir var.

Roller değişti.

5 Mart 2019 Salı

Yusuf Namoğlu’nun Fenerbahçe Takıntısı

Eski MHK Başkanı Yusuf  Namoğlu…

“Nasıl bir başkandı?” sorusunun akla ilk getireceği şu:

“Tarafsız olma” gibi bir kaygısı olmayan, dilediğini yapıyor havası veren bir başkan… 

Şimdi, eski başkan oldu; istediği kadar “taraflı” olabilir.

Yusuf Bey’in, eski başkan durumuna düştükten sonra, yine Fenerbahçe takıntısı depreşti. Bunu da Fenerbahçe-Rizespor maçında kazanılan penaltı üzerine ahkâm keserek gösterdi.

3 Mart 2019 Pazar

Şansal Bey’in “Vicdan”ı İki Bölmeli: Birine “Örgüt” Sığmıyor, Ötekine “Şike” Sığıyor!

(Bu yazı 29 Ocak 2014'te milliyet.com.tr ve Milliyet Blog'da yayımlandı. İlkinde yok, ikincisinde var.)

Önce...

Nurullah Ataç’tan bir alıntı:

“Ben öyle kısa sözlerden, bir bölümden seçilip alınmış birkaç satırlık yazılardan pek hoşlanmam. yazarın, ne demek istediğini iyice kavramam da ondan. İyice kavramak, yazarın o yargıya varmadan önce neler dediğini bilmekle olur. Özdeyişler, çoğu, gerekçesiz yargılardır.”

Ve “alıntı”yla bağlantılı bir soru ve yanıtı:

Fenerbahçe, Neredeyse VAR Kurbanı Oluyordu!

Tribünler dolu, coşkulu…
Oysa dün…

Neyse, dünde olanları günahı sevabıyla dünde bırakalım, bügüne bakalım ve soralım:

Coşkulu tribünler, besteli tezahürat, takımı coşturmaya yeter mi? 

Yetmez, çünkü topun Fenerbahçe’de ya da Rizespor’da olması eğlenenlerin keyfini etkilemiyor. 

Rizespor akın yapıyor, korner atıyor, besteli tezahürat sürüyor.