Eskiden, Başakşehir, o zamanki adıyla İstanbul Büyükşehir Belediyespor için Fenerbahçe’nin “belalısı” derdik.
Öyle bir “belalı” ki, şampiyonluk yolunda giden Fenerbahçe’ye genellikle “darbe” vururdu.
Ama şimdi?
Şampiyonluk yolunda ilerleyen, en yakın rakibi Galatasaray’a 8 puan fark atan bir Başakşehir var.
Roller değişti.
“Darbe” vurulacaksa, vuran, Fenerbahçe olacaktır kuşkusuz. Aslında, Fenerbahçe’nin "darbe" vurmak, çelme takmak gibi bir amacı yok; çünkü Fenerbahçe, “düşme hattı” çevresinde dolaşmaktan kurtulmak istiyor.
Geride kalanlara el sallamak için 3 puana o kadar gereksinme duyuyor ki…
Fenerbahçe, orta sıralarda ama Avrupa yolundan uzak olsaydı ne yapardı?
Şurası kesin ki 3 puan için mücadele ederdi. Öyle, öteki “Büyük”lerden biri kazansın, şampiyon olsun ya da o yolda rahat bir soluk alsın diye oynamaz; olağan oyununu, yeter ya da yetmez, sahaya yansıtırdı.
Örnek mi?
Fenerbahçe’yle ilgili örnek arayanlar, sırf Fenerbahçe şampiyon olmasın diye, düne, “Büyük”lerin Fenerbahçe’nin rakiplerinin karşısında nasıl bir oyun sergilediklerine bakması yeter.
*****
Fenerbahçe maçı, Başakşehir’in puan farkını koruyacağı ya da şampiyonluk yolundaki rakibi Galatasaray’la farkı 8 puanın altına indireceği bir maç.
Maç, Fenerbahçe açısından ise çok önemli demeye gerek yok; çünkü 3 puanın ne kadar “derde deva” olacağı ortada.
Bütün gözler şimdi yarınki bu maçta. O günkü “bir maçlık taraftar” da eklenince, Fenerbahçe’nin taraftar sayısı tavan yapacaktır!
Bütün Galatasaraylı futbolseverin gönlü Fenerbahçe’nin puan/lar almasından yana demek, abartma değildir.
Yöneticiler, futbolcular, Fatih Terim de aynı duyguları taşıyor olmalı.
Şimdi herkesin bildiği, dile getireceği bir durum üzerine “antrenman” yapalım:
Maç, Fenerbahçe’nin kümede kalmasını sağlayacak ya da düşmesine yol açacak olsaydı…
Yani?
Fenerbahçe yenerse, Galatasaray şampiyon olacak ve Fenerbahçe kümede kalacak…
Fenerbahçe yenilirse, küme düşecek; Başakşehir şampiyon olacak olsaydı…
Galatasaray camiası hangisini yeğlerdi?
Soru bizden, yanıt sizden!
*****
Puan farkı bir yana, Başakşehir’in kadrosunun daha güçlü olduğu bir gerçek.
Sergilenen futbol, Başakşehir açısından daha güzel, taraftarı açısından daha rahat seyredilir…
Başakşehir’in “sorun” diye dışa yansıyan bir yanı yok…
Kimsenin kimseyle içte sorunu yok.
Futbolcuların, taraftarı az da olsa, taraftardan tepki görme kaygısı yok.
Dışta ise, özlelikle Galatasaraylı bilinen “yorumcu”, “yazar” denenlerin yanı sıra, muhalif milletvekillerinin Başakşehir’in “devletçe” korunduğunu dile getirmeleri var.
Ama burada unutulan bir başka gerçek var:
Galatasaray’ın eskilerden beri siyasiler ve bürokratlar, kısacası devletçe korunduğu…
Koruma/ kollama kendilerine olunca iyi, başkasına olunca kötü…
Koruma/ kollama açısından ya Fenerbahçe?
Ya Fenerbahçe’ye karşı olumsuzluklara gözlerini kapayan, kulaklarını tıkayan, vicdanlarını karartanlar?
(Stadını kendi olanaklarıyla yapan, ama kiracı konumunda olan Fenerbahçe…
Vergi veren Fenerbahçe…
Hak ettiği halde KEL arazisi verilmeyen Fenerbahçe…
KEL arazisi karşılığında yaptığı bir salon ve üç okulun karşılığı olan parası verilmeyen Fenerbahçe…
“Şike” adı altında, 3 Temmuz’da doğranan Fenerbahçe…
“Şike”den aklandığı halde Yargıtay’dan son kararı bekleyen Fenerbahçe…
4 Nisan’da 5-1 galibiyetle Rizespor deplasmanından şen şakrak dönerken Trabzon sınırları içinde otobüsü kurşunlanan, şans eseri ölümden dönen bir Fenerbahçe takımı…)
*****
Sona Doğru…
Başakşehir rahat, Fenerbahçe diken üstünde…
Kâğıt üzerinde Başakşehir şimdiden kazandı!
Oynanmamış maçla ilgili “kâhin” olmak ve “kâhin”e gözü kapalı inanmak, “doğmamış çocuğa don biçme”ye benzer.
Biri “tepe”de öbürü “dip”te olan takımların mücadelesini anımsayanlar, gönlünden geçeni söyler ancak.
Fenerbahçe’nin son iki maçta 4 puan alması iyi gözüküyor. Ama oyun anlayışında oturmuş bir “sistem” olmadığı, beklentiler gelecek sezonlara aktarıldığı için, ne yapacağı belli olmuyor.
Taraftar hep bir beklenti, umut içinde…
Bu olumsuz gidişin sorumlusu şimdilik yok!
Tepkisizlik, işlerin ileride düzeleceği umuduyla geleceğe havale edilmesinden anlaşılan bu!
Tribünlerin dolması, büyük bir taraftar kesimini arkasına alma gibi gösteriliyor.
Ama sahadaki görüntü, Fenerbahçeli açısından hüzün/ acı verici…
Son söz:
3 puan alacak takım, “tepe”de yerini daha sağlama alacak ya da “dip”tekilere el sallayacak!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder