4 Nisan 2024 Perşembe

4 Nisan Yazıları

 4 Nisan 2015'ten 4 Nisan 2024'e...

Futbolcuları, teknik ekibi taşıyan Fenerbahçe otobüsüne silahlı saldırı üzerinden 9 yıl geçti.

Katliam girişimi hâlâ karanlıkta!

Hâlâ faili meçhul!

Çağrı adresleri doğruydu, ama çağrıları duyan olmadı.

Çağrıların yönü değişmeli artık.

20 Mart 2024 Çarşamba

Fenerbahçe, Kent Takımı Değil, Türkiye’nin Takımıdır

(Bu yazı, 07 Temmuz 2012'de  milliyet.com.tr ve Milliyet Blog'da yayımlandı. İlkinde yok.)


“... ‘un ileri gelenleri, Valisi, Belediye Başkanı, milletvekilleri, sivil toplum örgütleri, üniversitesi var. Bunların yaklaşımlarını söylemem doğru olmaz, ama bunların hepsini 100 kabul edersek 'Geçmiş olsun' demek için beni arayan sayısı 20'dir. İleri gelenlerin olaya bakış açısı da zannederim bu kadar.”

Bu  cümlelerde  "kent takımı" olmanın ifadesi vardır. Çünkü “geçmiş olsun” denmesi beklenen/ler, bir kentin önde gelen “kurum”ları, “kişileri”dir.

Onlara, “Bize, kent adına niye sahip çıkmıyorsunuz?” diye bir sitem var.

Nasıl sahip çıkılmalı?

Bu Kupa Kimin? (2010-2011 Kupası’na Güzelleme...)

 (Bu yazı, 12 Aralık 2013'te milliyet.com.tr ve Milliyet Blog'da yayımlandı.)


Hangi kupa mı?
 
2010-2011 sezonunda Fenerbahçe’nin kazandığı, ama Avrupa getirisi Trabzonspor’a verilen kupa ...

Seçim yatırımı olan, sesi daha “sert” çıkana seçim kazandıran kupa ...

Uğruna yürüyüşler yapılan, ama Fenerbahçe’nin müzesinde yer alan kupa ...

Sahi bu kupa kimin?

29 Şubat 2024 Perşembe

“İhraç Oyunu”nda Son “Perde”

(Bu yazı, 31 Mart 2017'de milliyet.com.tr ve Milliyet Blog'da yayımlandı; ilkinde yok.)

Önceki yazımızın başlığında “ihraç masalı” vardı.

Galatasaray’ın, Genel Kurul’un kararına karşı, iki kaçak futbolcusuyla ilgili tek cümlelik resmi açıklamasına, gizemli olduğu ve durum medyaya farklı yansıtıldığı için “masal” demeyi uygun bulmuştuk.

(“Yönetim Kurulumuzun 26 Mart 2017 tarihli toplantısında alınan karar gereğince ‘Hakan Şükür ve Arif Erdem’in kulüp üyeliklerinin sona erdirilmesine’ karar verilmiştir.”)

Sonra?

Taksit taksit gelen tepkiler ve açıklamalar…

Galatasaray’da Bir “İhraç Masalı”

(Bu yazı, 28 Mart 2017'de milliyet.com.tr ve Milliyet Blog'da yayımlandı; ilkinde yok) 

Galatasaray Genel Kurulu, Hakan Şükür ve Arif Erdem’le ilgili  “ihraç kararı”nı reddetmeseydi…

Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç’tan anında “Kararı düzeltin, gereğini yapın” uyarısı gelmeseydi…

Yönetim, Dursun Özbek önderliğinde, çaresizlik içinde çare aramasaydı...

Görülmedik/ anlaşılmaz  bir “ihraç masalı” nasıl yaratılacaktı?

Yönetim, Genel Kurul’un üyelikten atmadığı o iki kaçağı, yaptığı tek cümlelik açıklamayla attığını duyurdu:

24 Ocak 2024 Çarşamba

UĞUR MUMCU: Öldürüldük Ey Halkım, Unutma Bizi!

Uğur Mumcu, 24 Ocak 1993 Pazar günü arabasına konan bir bombanın patlamasıyla katledildi.

Uğur Mumcu niye öldürüldü?

Uğur Mumcu, düşüncelerinden, inançlarından ödün vermediği, gazetecilik sorumluluğuyla “bir şey”lerin üzerine üzerine gittiği, “biri”lerini ürküttüğü; soyguncuların, katillerin ve arkalarındaki güçlerin, işbirlikçilerin ardına düştüğü; laik Türkiye Cumhuriyeti’ni bölüp parçalamak isteyen güçlerle mücadele ettiği, gerçekleri halkımız bilsin istediği için... öldürüldü.

23 Ocak 2024 Salı

LİGTV’nin Tutumu ve Sorumluluğu

(Bu yazı 30 Aralık 2016'da milliyet.com.tr ve Milliyet Blog'da yayımlandı.)

Bundan sonra, bundan önce…

Bir cümle, bunlardan hangisiyle başlarsa başlasın, devamında her iki durumun da bir daha öyle olmayacağını, dolayısıyla bir eksikliğin olduğunu kabullenmeyi anlatır. Böylesi durumlarda kabullenmek, adı konmamış “özür”dür. Sonrası ise, ne ölçüde içten/ tutarlı olunup olunmadığını gösterecektir.

 İşte size, “bundan sonra”yla başlayan bir cümle:

1 Ocak 2024 Pazartesi

Milliyet’ten Fenerbahçe’yle İlgili Anlamlı Başlık!

milliyet.com.tr'de "soru"lu bir başlık:

Fenerbahçe küme düşecek mi? 

Bunu "tık"layınca başka bir başlığa ulaşıyorsunuz: 

"Eğer bu isimler şikeye karıştıysa Fenerbahçe Bank Asya'ya düşebilir"

Haberde, haber demeye dilim varmıyor aslında, “Türk futbolunun en önemli isimlerinden” sıfatı verilen bir kişinin söylediklerine yer verilmiş. Adı geçen kişi, “Hukukta ‘Kişilerin suçu sabit olana kadar masumdur’ ilkesi var ama teknik-takip sonucu ortada çok büyük olayların yaşandığı da yadsınamaz.” ile başlamış sözlerine.