30 Kasım 2020 Pazartesi

Beşiktaş da Muradına Erdi; Kadıköy’ün Büyüsünü Bozdu!

"Fenerbahçe galibiyeti tarihi bir zafer değil, kazandık ve bitti.”

Beşiktaş’ın ilk iki golünü atan, ilkyarıda ele avuca sığmaz ama ikinci yarıda etrafı seyreden Aboubakar, geride kalan maça böyle bakıyor.


Aboubakar, ya çok hoşgörülü, incitmeden yana değil, ya da Beşiktaş’ın 15 yıl aradan sonra Saracoğlu’ndan/ Kadıköy'de galibiyet aldığını bilmiyor. 


Aboubakar, ağzından çıkanların çevirisi gerçekten böyleyse, dediğiyle kalacaktır. Ama her Beşiktaşlı, sonuçta, bunu “zafer” olarak görecektir.


“...kazandık ve bitti”ye gelince…


29 Kasım 2020 Pazar

Hakem Tugay Kaan Numanoğlu Neci?

Fenerbahçe’nin, “Büyükler” diye anılan takımlarla maçı oldu mu ortalık şenleniyor!

Eski bayramlardan önce duyulan sevinç, coşku, büyük beklentiler misali...

Sonuçta, ortam geriliyor maç öncesi; genellikle de sahaya yansıyor bu…

Ekranlara, çoğu gazete olamayacak ama alışkanlıktan gazete denen, allı güllü “kâğıt parçası”na gün doğuyor!

21 Kasım 2020 Cumartesi

Fenerbahçe, Ankara'dan 5 Golün Keyfiyle Dönüyor!

Fenerbahçeli taraftarlar, hakemler açıklanınca, Halil Umut Meler’in Fenerbahçe’yle ilgili geçmişini sosyal medyada gündeme taşıdılar.

Anımsatmalar, Halil Umut Meler’in “eksileri”ni gözler önüne seriyordu. Buna, Konyaspor maçında sahadaki hakem Abdülkadir Bitigen VAR hakemi olarak eklenince tepkiler daha da arttı.


Hakemlerin art niyetli karar vereceği kuşkusu/ kaygısı geldi başköşeye oturdu.

2 Kasım 2020 Pazartesi

Direklere Takılan Fenerbahçe, Direkten Dönebilirdi!

Fenerbahçe, acele işi varmış da bir an önce gitmek istiyor havasında başladı.

Maçı hemen koparmak, sonra…


Gel keyfim gel.


Ancak, kaleye girmesi gereken toplar, vuruşlar isabetsiz olunca, başka yerlere gidiyor.


Gol kokusu var, kendisi yok.

Fenerbahçe, El Kol Bağlayacak Goller Atmalı!

Bir takımın önündeki maç için favori gösterilmesi, tehlikeli olur mu?

Kimilerine göre, takım gevşer, rakibi küçümser; bu da beklenmedik bir yenilgiye ya da puan yitirmeye yol açabilir/miş. 


Favori gösterildi diye cıvataları gevşetiyorsa, o takımda sorumluluğun gramı yoktur.


Bir takımın favori olması/ gösterilmesi başka, her maça en önemli maç diye bakmak, ona göre hazırlanmak, sahada “ben buyum işte” dedirtecek anlayışla oynamak başka. Hoş, futbol bu, oynarsın yitirirsin, oynayamazsın ya rastlantı bir gol atarsın ya da rakip sana kalesine atacağı golle kıyak geçer!