29 Kasım 2020 Pazar

Hakem Tugay Kaan Numanoğlu Neci?

Fenerbahçe’nin, “Büyükler” diye anılan takımlarla maçı oldu mu ortalık şenleniyor!

Eski bayramlardan önce duyulan sevinç, coşku, büyük beklentiler misali...

Sonuçta, ortam geriliyor maç öncesi; genellikle de sahaya yansıyor bu…

Ekranlara, çoğu gazete olamayacak ama alışkanlıktan gazete denen, allı güllü “kâğıt parçası”na gün doğuyor!

“Gün doğuyor”, onların penceresinden bakınca, fırsattan yararlanarak, çaktırmadan “Vur abalıya” dönüşüyor. “Algı” denen kavram, övgünün yergiye dönüşmesi, bir “silah” olarak patlamaya, tam onikiden vurmaya hazır tutuluyor.

Çoğu kez de amaçlanan elde ediliyor.


İşin içine para pul girince, bunun haddi hesabı olmayınca, “Cambaza bakanlar”, bakmanın verdiği geçici bir doyumla mest olunca, yeni “bakma”lara koşullanmış oluyorlar. 


Ya “baktıranlar”?


Atı alan, Üsküdar’ı her zaman geçiyor!


Kimilerine de "Demek sahadaki, futbol diye yutturuluyor!" demek düşüyor.


*****


Fenerbahçe-Beşiktaş maçından önce başladı atışlamalar.


Maçı kazanma düşüncesi geldi başköşeye oturdu:


Beşiktaş Teknik Direktörü Sergen Yalçın, demesi gerekeni dedi:


“Başakşehir karşısında favori değildik, kazandık. Yine favori gösterilmiyoruz ama önemli değil, yine kazanacağız. 3 puanı alıp iddiamızı sürdüreceğiz.”


Ya Fenerbahçe Fenerbahçe Teknik Direktörü Erol Bulut ne dedi?


“Rakip iyi bir takım ama bizim de kalitemiz belli.”


İki tarafın ortak bakışı:


Biz kazanacağız!


*****


Hakem üzerinden maç kazanmak!


Örneklere yeni örnekler eklemek, “dün”ü bugüne taşımak isteyenler, birden peydahlanıyor!


Susunca “olgun adam”dan sayılanlar, konuşunca bambaşka adam oluyorlar! Dileyen, “adam”dan önce, ses getirecek “sıfat”ı bulmakta zorlanmaz!


Sözü, uzatmadan, hemen Beşiktaş Başkanı Ahmet Nur Çebi’yle bakalım:


“Hakem Tugay Kaan Numanoğlu’nun adı Fenerbahçeli futbolcu diye anılıyor. Fenerbahçe ile ilişkisi olan şirketlerde çalıştığı söyleniyor.”


Resmi ağza, resmi yanıt gecikmiyor:


“Bu iddiaları ortaya atanlar iddialarını ispatlamakla mükelleftir.”


Yani?


İftira atma!


Baba Levent Numanoğlu, Ahmet Nur Cebi’yi stat dışına giden “top” misali şutluyor:


"Ben Beşiktaşlı’yım, oğlum küçükken Galatasaraylı’ydı. Kayınbiraderinin yanında çalışıyor.”


Söylenenlere bakıldığında “Hakem Tugay Kaan Numanoğlu neci?” olduğu, özellikle babanın sözleriyle gerçeklik kazanıyor?


(Medyaya sallanan yalanlara, bir başka deyişle oltadaki “yeme” sarılan Başkan Çebi’nin birilerinin dolmuşuna bindiği görülüyor. Olanlara karşın suskunluğunu da koruyor. Yarın öbür gün, savunmaya geçmesi, “ben söylenenleri ifade ettim, ifade ettiklerim benim görüşüm değil.” demesi kimseyi şaşırtmaz.

Biraz dil bilgisi olan bir danışmanı yardıma koşabilir, “lafı kılıfına” uydurabilir: Dikkat edilirse sayın Çebi, “…anılıyor”, “… söyleniyor” dedi; yani söyledikleri kendi görüşü değil, ortalıkta dolaşanlar.)


*****


Sona Doğru…


Başta dedik ya, Fenerbahçe’nin, “Büyükler” diye anılan takımlarla maçı oldu mu ortalık şenleniyor!


Hoş, “Büyükler”in dışındaki maçlarında Fenerbahçe’ye bakış farklı değil. Başka maçlarda, maç öncesi ve sonra sesi soluğu çıkmayan teknik adam, futbolcu, başkan, yönetici takımından birilerinin dili rakip Fenerbahçe olunca birden çözülüyor!


Fenerbahçe- Beşiktaş maçı ne ilk ne de son!


Daha neler göreceğiz neler?


Göreceklerimiz, gördüklerimizden farklı olmayacak.


Şimdiden iyi seyirler...


Son söz:

VAR’ın haksızlıkları, gözden kaçanları gidereceği, hak yenmesini önleyeceği yerde, "kollama doğrama" aracına dönüştürülmesi ve buna göz yumulması, futbolun bir “oyun” olduğunu gösteriyor!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder