23 Şubat 2019 Cumartesi

Alex’in Ayağı Bu Kez Uğursuz Geldi!

Vakit yitirmeden, başlık olan cümleden çıkalım yola:

“Kez”, sözlük anlamıyla “aynı tür oluş ya da kılışların her birini, bir olayın, bir olgunun her bir yinelenişini belirtir” olduğuna göre, başına “bu” gelince, önceki gelişin “uğurlu geldiği”ni anlatır.

Nedir önceki geliş, uğurlu gelmesiyle nasıl bir sonuç bekleniyordu?

(Sorunun yanıtının nereye varacağını düşünen, sağduyulu Fenerbahçeli futbolsever dostlar dışındakiler, büyük bir olasılıkla, düne dönmemizi doğru bulmayabilirler. Ama dünkü ve bugünkü havayı yansıtmak için düne dönmek gerekiyor.)

20 Şubat 2019 Çarşamba

Fenerbahçe ve Gündemde Tutulan “Kayyum”…

Olumsuz çağrışım ve girişimler, Fenerbahçe’nin peşini bırakmıyor.

Herkesin dilinde/ hedefinde Fenerbahçe…

Söylenenler bazen öylesine ciddiye alınıyor ki, böyle olunca da, sıradan söylemler bile kıyamet koparmaya yetiyor.

Ya ciddiye alınmasa?

Unutulup gidecek. Bunu artık, Fenerbahçe cephesinin alınganlığına mı, yoksa Fenerbahçe’yi güçsüz kılmak, karıştırmak isteyenlerin bilinçli tavrına bağlamak mı gerekir?

15 Şubat 2019 Cuma

Alex Giderken “Yüzde Elli”sini Bize “Türk” Olarak Bıraktı!

(Bu yazı, 14 Ekim 2012’de milliyet.com.tr'de ve Milliyet Blog’da yayımlandı. İlkinde yok, ikincisinde var.)


Alex, 12 Ekim gecesi Sabiha Gökçen Havaalanı’ndan Brezilya’ya havalandı.

Alex’in havalandığı sıralarda, Fenerbahçe Şükrü Saraçoğlu Stadyumu’nda Brezilya 2014’e havalanmak için prova yapan bizim Milli Takım vardı.

Alex’in Brezilya’ya havalanması gerçekti, bizimkiyse “hayal” boyutunda...

Alex, havalanmadan önce, Samet Güzel’in çevirisiyle dedi ki:

Alex’ten Veda: Türkiye, 8 Yıl İçin Sonsuz Teşekkürler!

(Bu yazı, 11 Ekim 2012’de milliyet.com.tr'de ve Milliyet Blog’da yayımlandı. İlkinde yok, ikincisinde var.)


Paulo  Coelho’nun “Akra’da Bulunan Elyazması” kitabı için verilen reklamda şu cümle kullanılıyor:

“Gidenin, güneşi de beraberinde götürmediği bir yer varsa hâlâ, her vedada bir ümit gizlidir.”

Bunun ne için, hangi nedenle kullandığı bir yana, bunu genelleştirerek, her “veda” için kullanabilirsiniz.

“Her vedada bir ümit gizlidir”, Alex’e de uyar değil mi?

Nedir o “ümit”?

Fenerbahçe Taraftarının Gücü, Alex Sevgisini “Renkli Devrim”e Çevirme Hevesi!

(Bu yazı, 10 Ekim 2012’de milliyet.com.tr'de ve Milliyet Blog’da yayımlandı. İlkinde yok, ikincisinde var.)


Kaç yazıdır, Fenerbahçe’de kargaşa yaratmak istemeler karşısında, şu soruyu soruyoruz:

“İç”ten mi yıkmak daha kolay, yoksa “dış”tan mı?

Yanıt, “ne”yden söz edilirse edilsin değişmez, belli:

“İç”ten yıkmak...

“Niye”si, “KDV’si içinde”den farksız!

Uyanık olunmazsa, iyi niyetli olanların vay haline!...

Alex’in Tercümanı “Doğru mu Samet” de Fenerbahçe Defterini Kapattı!

(Bu yazı, 09 Ekim 2012’de milliyet.com.tr'de ve Milliyet Blog’da yayımlandı. İlkinde yok, ikincisinde var.)

“Tüm konuşmalarımda yanımda bu çocuk var. Onun da namusu şerefi varsa doğruları söyler.”

Bilmeyen yoktur, “koşullu cümle”lerde “yargı”nın gerçekleşmesi “koşul”a bağlıdır. Koşul, “namus ve şeref”e, yani bunların olmasına bağlı olduğuna göre, “doğruları söyleme” ancak bunun olmasıyla gerçekleşir.

Gerçek şu ki, İkinci cümle oldukça ağır bir cümle.

Alex, Kendisini de Eleştirdi; Aziz Yıldırım’la Aykut Kocaman’ı Akladı!

(Bu yazı, 08 Ekim 2012’de milliyet.com.tr'de ve Milliyet Blog’da yayımlandı. İlkinde yok, ikincisinde var.)

Alex’in Fenerbahçe’den ayrılış biçimi hiç de hoş olmadı.

Genel kanı buydu!

İsteniyordu ki, Alex, Fenerbahçe’den güzel bir “veda töreni” ya da "görkemli jubile"yle ayrılsın.

Ama olmadı!

Alex’in, bu ayrılıkla ilgili yapacağı basın toplantısı merakla bekleniyordu.

Asıl beklenen, Alex, söyleyecekleriyle tozu dumana katacak, Aziz Yıldırım ile Aykut Kocaman, “kaçacak delik” arayacaktı!

Milletvekilleri Alex Hakkında Ne Düşünüyor?

(Bu yazı, 07 Ekim 2012’de milliyet.com.tr'de ve Milliyet Blog’da yayımlandı. İlkinde yok, ikincisinde var.)


Milletvekili, milletin vekili!

Ülkemde olup bitenden onların haberi olur, olmalı da...

Milleti ilgilendiren her konuda, o konuda bilgilerinin olup olmaması hiç önemli değil, hemen konuşur, işe “müdahil” olurlar.

Alex konusu, milletvekillerine sorulmuş, bundan “Milletvekilleri, Alex'i haklı buluyor” haberi çıkmış.

Fenerbahçe: Yaslı Gittim, Şen Geldim!

(Bu yazı, 05 Ekim 2012’de milliyet.com.tr'de ve Milliyet Blog’da yayımlandı. İlkinde yok, ikincisinde var.)


“Yaslı gittim, şen geldim
Aç koynunu ben geldim
Bana bir yudum su ver
Çok uzak yerden geldim”

Bu dizelerin, “Akdeniz Marşı”nın ilk dörtlüğü olduğunu kaç kişi bilir?

“Yaslı gittim, şen geldim” kalıplaşmış bir söz olarak kullandığı olur. Hangi anlama gelir, hangi anlamda kullanırsa kullanılsan, bunu bugün Fenerbahçe için kullanmak, uygun düşer.

Alex, Fenerbahçe’ye Zarar Vermeden “Güle Güle“ Gitmeli

(Bu yazı, 04 Ekim 2012’de milliyet.com.tr'de ve Milliyet Blog’da yayımlandı. İlkinde yok, ikincisinde var.)

“Alex, Fenerbahçe’den böyle ayrılmamalıydı.” dendi.

Alex’in kovulduğu, ayrılmak zorunda kaldığı gibi bir kanı/ algı, taraftarı üzdü. Üzülme, tepkilere yol açtı; tepkiler giderek yoğunlaştı. Bunda Alex sevgisinin yanı sıra, Alexin yapmış olduğu kısa açıklamanın da katkısı vardı. “Ayrılık ilanı” diyeceğimiz açıklamasında geçen, Fenerbahçe bir oyuncu kaybetti, ama bir taraftar kazandı.” cümlesi, duygusal olduğu kadar, anlamlıydı.

Fenerbahçe’yi İçeriden, “Renkli Devrim”le Çökertmek Hevesi mi?

(Bu yazı, 03 Ekim 2012’de milliyet.com.tr'de ve Milliyet Blog’da yayımlandı. İlkinde yok, ikincisinde var.)

Soru kalsın, bir başka soruyla başlayalım:

“İç”ten mi yıkmak daha kolay, yoksa “dış”tan mı?

Bu soruyu birkaç yazıdır soruyoruz. Yanıt, “ne”yden söz edilirse edilsin değişmez, belli:

“İç”ten yıkmak...

Çünkü “dış”tan gelen tehlike, işbirlikçiler dışında, birlikte savuşturulur. Ancak, “dış”tan gelen tehlikeyi savuşturanlar, hiç beklenmedik bir anda, ertelenen iç çelişkiler ve farklılıkların devreye sokulduğuna tanık olabilirler. “İktidar olma” dürtüsü, “koltuk kapma” kavgası, tepki göstermede haklı olanları kendi yanlarına alma çabaları, “sorun yaratma”ya bire birdir.

Alex Dedi ki: Fenerbahçe Bir Oyuncu Kaybetti, Ama Bir Taraftar Kazandı.

(Bu yazı, 01 Ekim 2012’de milliyet.com.tr'de ve Milliyet Blog’da yayımlandı. Bugün ikisinde de yok.)

Dile kolay, Fenerbahçe’de 8 yıl, etkili top koşturan…

Korner atışlarında, frikiklerde topun başına geçtiği zaman, taraftarı heyecanlandıran, umutlandıran…

Beklenmedik, oynamıyor gözüktüğü bir anda gol/ golle sonuçlanan güzel bir pas atan…

“Kurtarıcı” gözüyle bakılan, çoğu kez de son sözü söyleyen, sazı eline alan...

13 Şubat 2019 Çarşamba

Fenerbahçe, Lig’de Yok, Avrupa’da Var!

Süper Lig’de dengesi bozulan, kendine geldi sanıldığında da tökezleyen Fenerbahçe…
Söz edildiğinde futbolla ilgili olmayanın da garipsediği, “Ne olacak Fenerbahçe’nin bu hali?” dediği Fenerbahçe…

Hakemlerin yıllardır doğramasına karşın bunu görmezden gelen, üstelik zarar görsün diye hakemlere ve rakiplere malzeme veren, ama Fenerbahçeli olmayı başkalarına vermeyenlerin sadece bu sezon sahiplendiği Fenerbahçe…

Süper Lig’de kötü, Avrupa iyi Fenerbahçe…

9 Şubat 2019 Cumartesi

Fenerbahçe, Cüneyt Çakır’lara Niye “Haklısınız” Mesajı Verir?

Elinde düdük her sahaya çıkan, gerçek anlamda hakem midir?
Ya nedir?

Say sayabildiğin kadar, sonu gelmez.

Sözün kısası, Kayserispor-Fenerbahçe maçının hakemi Alper Ulusoy da, gerçek hakem olmadığını gösterdi.

Alper Ulusoy, futbol dünyasındaki yaygın deyişle, bir “tetikçi”den farksız/dır!

Onun, Fenerbahçe’yi doğramak, Kayserispor’u kollamak için sahaya çıktığı ta baştan belli oldu. 

7 Şubat 2019 Perşembe

Fenerbahçe, İlkyarıda Yenildiklerini Sıraya mı Koyuyor?

Fenerbahçe, ilkyarıya göre iyi başladı.
İlkyarının ilk üç maçında 3, ikinci yarıda ise 7 puan topladı.
İlk maçta içeride yendiği  Bursaspor’u dışarıda da nerdeyse yeniyordu. Ama hakem “el”i 2 puanı aldı götürdü. VAR, Bursaspor’un golünde Fenerbahçe’yi yok saydı.
İtirazları duyar gibiyim!
Eski hakemlerden Deniz Çoban, Bursaspor'un VAR mağduru (!) olduğunu sürekli vurgular. Bu demek oluyor ki, Fenerbahçe maçı hariç, VAR’a takılan Bursaspor, VAR olmasaydı ne “kâr”lar elde edecekti ne “kâr”lar…

Aziz Yıldırım’ı Öteki Başkanlardan Farklı Yapan Ne?

(Bu yazı 21 Mart 2016'da yazıldı. Aynı gün milliyet.com.tr ve Milliyet Blog'da yayımlandı. Yazı her iki kaynaktan da kaldırıldı.)

Ama önce bir soru:

Ötekiler, neyin peşinde?

Vergi cezalarının bağışlanması...

Borçların silinmesi...

İçeride ve dışarıda zorda kalınca, tökezleyince “Devlet Baba”nın el uzatması...

Devletin binde 3 faizle 10 yıla yayılan kredi vermesi...

Devletin stat yapması...

Maç tarihlerinin ve yerlerinin, seyirci durumunun kendilerine göre ayarlanması...

2 Şubat 2019 Cumartesi

İki Maçla Kadıköy’de Bahar Geldi!

Bir çiçekle bahar gelmez, derler.

Doğru, gelmez ama, bir çiçek baharı muştular. 

Çiçeğin açıyor olması, bir umuttur, umut!

Ya Kadıköy’de bir “çiçek” daha açıyorsa…

3 Puana hasret Fenerbahçe, hafta başı Malatyaspor’u, hafta bitmeden de Göztepe’yi geçti. Böylece ilkyarıda 1-0’lık skorlarla art arda bıraktığı puanları geri almış oldu.

Şimdi bu galibiyet kime yazar?