15 Şubat 2019 Cuma

Alex’ten Veda: Türkiye, 8 Yıl İçin Sonsuz Teşekkürler!

(Bu yazı, 11 Ekim 2012’de milliyet.com.tr'de ve Milliyet Blog’da yayımlandı. İlkinde yok, ikincisinde var.)


Paulo  Coelho’nun “Akra’da Bulunan Elyazması” kitabı için verilen reklamda şu cümle kullanılıyor:

“Gidenin, güneşi de beraberinde götürmediği bir yer varsa hâlâ, her vedada bir ümit gizlidir.”

Bunun ne için, hangi nedenle kullandığı bir yana, bunu genelleştirerek, her “veda” için kullanabilirsiniz.

“Her vedada bir ümit gizlidir”, Alex’e de uyar değil mi?

Nedir o “ümit”?

Bu, Alex’in, pusuya yatanları umutsuzluğa düşüren 8 Ekim’de yaptığı iki saati aşan basın toplantısında söylediği son cümlelerde saklı olmalı:

“Yüzsüzlük yapmak istemiyorum, ama son jübile maçımı Kadıköy'de yapmak isterim.”

*****

Ayrılıklar, farklı duygular içerir; çoğu kez anlatılmaz, yaşanır.

Kişilerin yaşamlarında unutamayacağı, anımsayınca duygulanacağı, onu birlikte yaşayanlarla karşılaştığında “Neydi o gün?” dediği, çarpıcı bir ayrılık vardır.

Kişi kendi ayrılışını, uğurlanışını unutamadığı gibi, uzaktan da olsa, bir başka ayrılışa tanık olan, ayrılan ve uğurlayanları da, farklı durumlarda farklı ayrılışı yaşananları da unutamaz.

Ayrılık, ayrılış dedik, bugün Türkiye’den ayrılacak olan Alex’in “teşekkür”ü geldi aklımıza.

Alex’in “veda mesajı”, mektubu, “Fenerbahçe`deki 8 yıllık futbol yaşantım böylece bitmiş oldu.” cümlesiyle başlıyor.  “Saygılar ve görüşmek üzere...”'yi saymazsak, mektup,“Türkiye, bu 8 yıl için sonsuz teşekkürler!” diye bitiriyor.

(Çeviri kötü olduğu için ilk cümleyi düzelttim, böyle yazdım. Cümle, “8 yıllık ...” diye başlıyor. “8 yıllık” yanlış yerde; bunun için de “futbol yaşantımın” sıfatı olacağına Fenerbahçe’nin sıfatı olmuş, böyle olunca, Fenerbahçe “8 yıllık”mış anlamı çıkıyor.)

Alex, ikinci cümleden başlayarak diyor ki:

“Bundan sonra, ancak arkadaşlıklar ve iyi hatıralar yad edilecek. Beraber üzüldüğümüz ve sevindiğimiz çok güzel anılarımız oldu. Mutluluğa da yaşadık üzüntüyü de... Çok kötü yenilgilere de katlandık ve bunun yanında çok güzel galibiyetler de tattık. Hayat nasılsa, futbolun içinde de aynısını yaşadık. “

“Beraber üzüldüğü”, “sevindiği”, “mutluluğu”, “üzüntüyü” yaşadıklarını unutması ne mümkün!

Alex, “yaşanan ufak tatsızlıkları” olağan karşılayarak, “her zaman saygı/ sevgi çerçevesinde bir ilişkimiz oldu” dediği futbolcu arkadaşlarına, tercümanlarına, “hatta varlıklarından kimsenin haberi”nin olmadığını söylediği iki dostuna... kısacası tüm çalışanlara, çalıştığı yöneticilere teşekkür ediyor.

Kuşkusuz, ilk teşekkür, “Evinden, ülkesinden uzakta, hem de her zaman bana destek çıkarak burada, yabancı bir ülkede farklı bir ortamda 8 yıl benimle beraber yaşadı. Sıkıntılı anlarımda her zaman benimle oldu ve bana destek çıktı” dediği eşine.

Bunun bir anlamı olmalıydı!

Alex’in eşine teşekkürü, bir yerlere gelince, “ne oldum delisi olan”, “gözü dışarıda olan”  bizim Türk erkeklerine duyurulur.

*****

Alex'in, ad vererek teşekkür ettiği başkaları da vardı:

Türkiye’ye gelmesi konusunda kendisini ikna eden Hakan Bilal Kutluap;  geldikten sonra kendisine destek olan yurttaşları Fabio Luciano ile  Marcio Nobre...

Alex, yerli futbolculardan Semih’e ayrı bir yer açıyor:

“İlk geldiğinde çalışkan, savaşan, büyümek isteyen bir çocuktu. Ve hatta şans bulduğunda da bunu gerçekleştirdi ve 2008 yılında hem gol kralı oldu, hem de Avrupa şampiyonasında iyi bir turnuva çıkardı.”

Teknik direktörlerine teşekkür ederken yorum da yapıyor:

Daum için:

“Disiplinli, ve çalışkan biriydi. Bana her türlü imkanı sağladı.”

Zico için:

“Benim çocukluk rüyam...Bana hem saha içinde hem de saha dışında çok yardımı dokundu.  Zico her zaman açık sözlü oldu. Bir şeye karar verdi mi kolay kolay değiştirmezdi. Onunla öğrendiğim en önemli ders; "zihinsel hazırlık her işin temelini oluşturur."

Aragones için:

“Futbolun her şeyini çok iyi biliyor. Her şeyi takip ediyor ve çok sayıda futbolcu tanıyor. Onunla ancak bir yıl çalıştım. Futbolla ilgili düşünceleri hiç şüphesiz beni çok zenginleştirdi. Bir yıl çalışmış olması da ayrı bir üzüntü. Çünkü çok ciddi ve bizlere çok şeyler öğretmişti. Herkes bu yılın en kötü sezonumuz olduğunu söylüyor, ancak bana göre o yıl hepimiz için önemli bir eğitim yılı oldu.”

Aykut Kocaman için:

“Dinamik, iyi ve zevkli çalışma yapısı ve gelişmeye açık antrenman tarzıyla fark yaptı. Kendisiyle Türk futbolunun diğer hocaların futbol anlayışından ve benim kendi futbol anlayışımdan farklı olduğunu anladım. Bana bu gerçeği gösterdiği için -her ne kadar çok büyük farklılıklarımız olsa da - kendisine minnettarım.”

Aziz Yıldırım'ı unutur mu?

“Her ne kadar aramızdaki ilişki inişli çıkışlı olsa bile Fenerbahçe formasını bunca sene giymeme izin vermiş olduğundan...”

Alex, hele taraftarı nasıl unutur?

“2004`den beri şahit olduğum bu taraftar aşkı her türlü galibiyeti ve sevinci hak ediyor.”

Alex, son olarak “Türk haklına” teşekkür ediyor:

“İş bu safhaya geldiğinde birçokları evime kadar geldiler ve bana destek oldular. Gözyaşlarımı tutamadım ve onların bu duruşu karşısında çok defalar ağladım.”

*****

Ayrılıklar, farklı duygular içerir; çoğu kez anlatılmaz, yaşanır.

Alex, 2004 yılının yazında geldi, 01 Ekim'de görevi bitti, şimdi gidiyor.

Şimdi, bir futbolsever olarak ona ne denebilir ki?


Yolun açık olsun Alex!...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder