2 Şubat 2019 Cumartesi

İki Maçla Kadıköy’de Bahar Geldi!

Bir çiçekle bahar gelmez, derler.

Doğru, gelmez ama, bir çiçek baharı muştular. 

Çiçeğin açıyor olması, bir umuttur, umut!

Ya Kadıköy’de bir “çiçek” daha açıyorsa…

3 Puana hasret Fenerbahçe, hafta başı Malatyaspor’u, hafta bitmeden de Göztepe’yi geçti. Böylece ilkyarıda 1-0’lık skorlarla art arda bıraktığı puanları geri almış oldu.

Şimdi bu galibiyet kime yazar?

Garip bir ülkenin garip yurttaşları olduğumuz için, başarıda “aslan payı”na konan çok olur.

Başarısızlığı futbolculara yükleyenlerin başarıdan “pay” kapmaları fırsatçılıktır. 

Başta, biz tezahürat yaptık, destekledik, coşturduk, kendine geldi futbolcular; “En büyük taraftar futbolcular sahtekâr” diyenler, fırsatçının önde gidenidir.

Kimse heveslenmesi, 3 puanı almada başarı, zaman zaman horlanan, aşağılanan futbolcularındır. 

Başarıyı her zaman teknik direktöre de bağlamak doğru değildir.

Başarıyla gelen sevinç, başarısızlıkla gelen hüzün, ortak olmalıdır.

*****

Bu maça kadar, aşağıdaki Süper Lig haftaları size neyi anımsatır?

1., 5.,12., 19.

Kapalı, kapsamı geniş, yanıtlayının bakış açısına göre çok farklı yanıtlı bir soru.

Soruyu, konuyu sınırlandırarak soralım:

Bu maça kadar, aşağıdaki Süper Lig haftaları Fenerbahçe için size neyi anımsatır?

Yanıt cümlesi, hangi sıfatlarla kurulursa kurulsun, tektir:

Fenerbahçe’nin aldığı galibiyetlerin haftalarını…

Sizi dinleyen, Fenerbahçe’nin büyüklüğünü bilen biri, 19 maçta 4 galibiyeti az bulacak, mutlaka şaşıracak!

Ne demek 19 maçta 4 galibiyet?

*****

Etrafa bakan, gördüğünü değil de, görmek istediğini, gönlünden geçeni görüyor!

Sahada alınan sonuçlar, geleneksel bir hal aldığı için, genelde yönetime fatura edilir.  Sonunda teknik direktör, “okkanın altına” gider.

Sesi çok çıkan, taraftar kesimi, başta tribünleri yangın yerine çevirir.

Günümüzde yangın yerine çevirme alanına önce sosyal medya sahne oluyor.

Elinde bir akıllı telefon olan, kendini en akıllı ve yol gösterici, bazen de yol kesici sayar, tozu dumana katar.

Sosyal medya, sanal kahramanlar  yaratır!

Her biri bir “meçhul asker” değerinde/ mertebesinde görür kendini…

*****

Sona Doğru…

Hafta başı ve hafta sonuna girmeden art arda gelen iki galibiyet…

İki üç puan moral verdiği gibi, mücadele yüklü oyun da umut verdi.

7. dakikada Ayew, 73. dakikada yeni transfer Moses’in golleriyle gelen 3 puan…

Moses’in golüne giden yolda topu kapma, kopartma, sürükleme mücadelesinde Jailson da unutulmamalı.

Düşe kalka gitmeler, topun ona buna çarpması, ayaklardan sekerek sonunda ağlarla buluşması…

50. dakikada Jerome’un, Sadık Çiftpınar'a sert girişi kırmız kart getirdi; Sadık, maçı tamamlayamadı.

Göztepe, bir eksildikten sonra, bunu aratmayacak bir havada oynadı. Tehlikeli vuruşlarda Volkan Demirel, eski günlerini anımsattı.

Bu arada Soldado’nun değerlendirmesini yabana atmamak gerekir; çünkü o oynayan, biz seyredeniz: 

“Jerome kırmızı kart gördükten sonra rakip eksik kalmadı. Aslına bakılırsa kadro sayıları eşitlendi. Rakip takımda elinde düdük olan birisi daha vardı.”

Son söz:


Fenerbahçe’de sahada geçen yıla göre değişen takvim yapraklarıydı; işe yaramaz denen ama işe yarar futbolcular dün de aynı işi yapıyordu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder