15 Şubat 2019 Cuma

Alex, Kendisini de Eleştirdi; Aziz Yıldırım’la Aykut Kocaman’ı Akladı!

(Bu yazı, 08 Ekim 2012’de milliyet.com.tr'de ve Milliyet Blog’da yayımlandı. İlkinde yok, ikincisinde var.)

Alex’in Fenerbahçe’den ayrılış biçimi hiç de hoş olmadı.

Genel kanı buydu!

İsteniyordu ki, Alex, Fenerbahçe’den güzel bir “veda töreni” ya da "görkemli jubile"yle ayrılsın.

Ama olmadı!

Alex’in, bu ayrılıkla ilgili yapacağı basın toplantısı merakla bekleniyordu.

Asıl beklenen, Alex, söyleyecekleriyle tozu dumana katacak, Aziz Yıldırım ile Aykut Kocaman, “kaçacak delik” arayacaktı!

O da olmadı!

Çünkü Alex, dört bölüme ayırdığı basın toplantısıyla Aziz Yıldırım ile Aykut Kocaman’ı akladı, bir bakıma.

Alex, neler söyledi?

Alex, ilk bölümde kendisini açık yüreklilikle eleştirdi.

Neydi onlar?

İlk pişman olduğu, UEFA'ya gönderilecek “Alacağım yoktur” belgesini imzalamaması... Sonra kendi içinde kalması gerekenleri başkalarıyla paylaşması...

Alex, bu konuda içtendi:

"Başınıza bir şeyler geliyorsa, bunun içinde sizin de sorunlarınız vardır. Ben kendi hatalarımın da olduğunu biliyorum. En büyük hatam, kulübü bazı anlarda yaralamış olmam. Twitter'ı yanlış bir şekilde kullandım. Bazı insanlara mesaj ve SMS'ler gönderdim. Atmasam daha iyiydi. Mesajın içinde bir hata yoktu; ama keşke göndermeseydim daha iyi olurdu.”

*****

Alex’in, Aykut Kocaman’la ilgili anlattıkları, Aykut Kocaman’ın eleştirilecek pek bir yanının olmadığını gösteriyor. Alex’e göre eleştirilecek yanlar, kendi “iç dünyası”ndan, “sezgi”lerden; futbolcu-teknik direktör ilişkisinden kaynaklanan durumlar.

İşte onlardan bir ikisi, geriye kalanlar da “öz” bakımından farklı değil:

Atılan gollerden sonra Aykut Kocaman'ın sakinliği, Alex'in kafasına yatmıyor.

Şampiyonluğun kaçtığı Galatasaray maçında, sakatlığı nedeniyle oynamayacağını, sonra iyileştiğini düşünerek oynamak istediğini, ama Aykut Kocaman'ın kendisini 70. dakikada oyuna alacağını söylediğini belirtiyor, bunun üzerine şu iğneleyici diyeceğimiz cümleyi kullanıyor:

"Umarım planlarında yanılırsın; 70'e kadar biz işi bitiririz ve bana da gerek kalmaz."
 
Süper Kupa maçında ilk 11’de olacağını Samet Güzel’den duyunca şaşırıyor. Çünkü antrenmanda uygulanan taktikten oynatılmayacağı izlenimini ediniyor.

Aykut Kocaman’ın “Alex’in kafası karışık” sözüne alındığı belli. “Benim kafamın karışık olduğunu benimle konuşmadan nereden biliyor?” diye sitem etti.

Aykut Kocaman’ın, Türkiye Kupası’nın kazanılmasından sonra kendileri kutlamamasını, takımla birlikte İstanbul’a dönmemesini eleştirdi.

Alex, Aziz Yıldırım’la ilgili bölümde, Aziz Yıldırım’ın kendisini takımdan kovduğunu söyledikten sonra, takımda kalmasını Aykut Kocaman’ın sağladığı belirtmesi de içtenliğinin anlatımıydı.

Sözün kısacı, Alex’le Aykut Kocaman arasındaki ilişki, futbolcu-teknik direktör ilişkisi, bunun eleştirilecek, büyütülecek bir yanı yok.

*****

Alex’in Aziz Yıldırım’la sorunu var mıydı?

“Her zaman birbirimizin gözünün içine bakarak konuştuk. Her zaman açık olduk. Kimse kimsenin arkasından mesaj göndermedi. Ben protesto edildiğimde başkan beni alkışladı; bu da beni çok mutlu etti. 2011'de sözleşmemi uzatırken Murat Özaydınlı ile uzattık. Birçok detay ile konuşuyorduk, ama bir türlü anlaşmaya varamıyorduk. Başkan odaya girdi ve bu işin artık çok uzadığını söyledi ve yarım saatte sözleşme işini halletti. Aykut hoca geldiğinde Young Boys maçı ile başlayan sıkıntılı bir döneme girdik. O maçtan sonra başkan beni çağırdı ve "Yarından itibaren ilişkini kes" dedi. Ben de eve gidip eşimle konuştum. Kaybetmek için benim takımda olmama gerek olmadığını söyledi. Transfer sezonunun bitmesine çok az kalmıştı, başımızın çaresine bakmalıydık. Samandıra'ya gidip eşyalarımı toplarken Aykut Kocaman beni çağırdı. Bugün bu kulüpte kalmamı sağlayan kişi Kocaman'dır. Ona teşekkür ediyorum. Bana sabırlı olmam gerektiğini söyledi. Başkan, antrenmanı bırakıp stada gitmemi istedi. Sabah kendisinin bana söylediklerini unutmamı söyledi.”

*****

Alex’nin Fenerbahçe’den ayrılmayı kafasına koyduğu anlaşılıyor. Çünkü Kasımpaşaspor maçında sonra, kendi aralarında yaptıkları toplantıda, Aziz Yıldırım'a gidip ayrılacağım diyeceğini arkadaşlarına söylemesi bunu gösteriyor.

Beyazcamda “penceresi”, gazetede “köşesi”, bunların dışında “locası” olanlardan kimilerinin bekledikleri olmadı.

Alex, olgun, sağduyulu bir tavır sergiledi. Konuşmaya
kendisini eleştirmeyle başlaması bunun ilk işaretiydi. İşe kendisinden başlaması, öteki bölümlerde “ağır eleştiri” yağacağı gibi bir algı/ izlenim yaratmış olabilir.

Alex, anladığım kadarıyla gelişmelerden rahatsız, aldığı karardan pişmanlık içinde. Belki de, Young Boys maçında olduğu gibi bir durum olur beklentisi içindeydi.

Alex'in anlattıklarını bakılırsa, Fenerbahçe’den erken ayrılışında başkalarının büyük etkisi/ sorumluluğu olmadığı anlaşılıyor. Yaşananlar, olağan ilişkiler içinde değerlendirilmeli. Futbolcuyla teknik direktör arasında "futbola bakış"ta farklılık olması da doğal.
Demek ki Alex, karşılıklı anlayışla, bu sezon da kalabilirdi.

Alex’in oldukça alıngan bir insan olduğunu anlaşıldı.

Alex, basın toplantısındaki konuşma tarzıyla doğru olanı yaptı.

Alex, artık iyi bir Fenerbahçe taraftarı. Ona futbolcu olarak da Kadıköy’de “jübile yapmak” yakışırdı.

Güle güle Alex!


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder