13 Mart 2019 Çarşamba

Size Nasıl Hitap Etsem?

(Bu yazı 20 Ekim 2009 tarihinde Milliyet Blog'da yayımlandı.)

Bugüne değin “sayın” sözcüğünü kullandım.

1967’de Nobel Edebiyat Ödülü verilen Guatemalalı yazar Miguel Angel Asturias’ın bir romanın adında da “sayın” vardı:


Sayın Başkan


*****
 

Başkanlara, bizde, hep “Sayın Başkan” denir/di. 

Sonra, “sayın” sözcüğü, aşınmaya uğradı; o eski, saygınlık bildiren anlamını yitirdi.

Ayağa düştü!

Siyaset erbabı ayağa düşürdü, o güzelim “sayın” sözcüğünü.


***** 

Sonra “sayın”dan vazgeçtim; “bay”a dönmek istedim.

“Bay”a döndüğümün günün gecesi rüyamda Nurullah Ataç’ı gördüm.

Ataç, “bay” diyecek olmama alınmıştı; sitem etti bana.

“Beni seven, Türkçe kullanmayı ilke edinen biri, nasıl olur da o benim güzelim sözcüğümü, ‘saygın’ olmayanlar için uluorta kullanır?” dedi.

Doğrusu, Ataç’a söyleyecek söz bulamadım; sustum.

Daha sonra “efendi” sözcüğüne yöneldim.

Ama bunun Tanzimat’ın Ahmet Mithat Efendi’siyle hiç ilgisi yok. Ayrıca, halkımızın, özellikle yaşlı insanlarımızın “saygın”lık ifadesi olarak kullandıkları “efendi” ile de ilgisi yok.

-Bakmayın, kurumlarda, alt hizmetlerde çalışanlara “efendi” dendiğine.-

Ama...

Ataç’la konuştuğumu nereden duymuşsa yanımıza geldi Ahmet Mithat Efendi.

Öyle konuştu ki, sanki “efendi” sözcüğünün kullanım hakkı kendindeymiş gibi.
 

Bunun üzerin Ataç, “Muhterem diye hitap edin!” dedi.

Sonrasını hatırlamıyorum.

Şimdi...

“Muhterem” diyebilmek için de Muhterem Nur’dan izin almak gerekir mi?

Bir başka rüyada Muhterem Nur’la konuşuncaya kadar, “muhterem”i de kullanmayacağım.

Derken...

Rüya görmeden rüya gördüm.

Bir “Gürses”:

“N’oluyor beyim! Muhterem’in kullanım hakkı bizde. ‘Muhterem’i öyle uluorta kullanamazsınız.” demesin mi?

 

***** 

Siz kimsiniz?

“Sayın”ı, “bay”ı, “efendi”yi, “muhterem”i, hak eden biri misiniz?

Yoksa siz, bir “bey”, bir  “hanım" mısınız?

*****


Sözcükler, ne denli aşınmaya uğrarsa uğrasın, hitapsız kalmayın!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder