10 Mart 2019 Pazar

Fenerbahçe de Başakşehir de Bildiğiniz Gibi…

Gel de Erich Maria Remarque’nin bir romanını anımsama:

Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok…

Romanın adı, dilimizde deyim değerindedir bugün.

Sözgelimi "Ne var ne yok, durum nasıl?" gibi sorularla bu roman adı gelir akla, yanıt olur.

Yani?

Bir değişiklik yok, her şey eskisi gibi sürüyor.

Başakşehir - Fenerbahçe maçına bakılırsa:

Başakşehir açısından, “tepe”yi bırakmama, farkı açmak sürüp gidiyor

Fenerbahçe açısından, “tehlikeli bölgeden" kurtulmak çabaları  yetmiyor, kaygı sürüyor.

*****

İlk tehlikeli atak 3. dakikada Fenerbahçe’den, ilk gol 19. dakikada Başakşehir’den geldi.

Fenerbahçe’de top kayıpları “geleneksel hal” aldı!

Golde “hata” aranacaksa, kimdeydi?

Volkan Demirel, gelen topu kornere atabilirdi, yapamadı, çelmekle yetindi. Yapabileceğini yapmıştı, sonrasında yardım eden olmayınca, Robinho, klasını konuşturdu.

Oysa biri “hata” yaparsa, öbürleri açığı kapatmalı… Ne yazık ki Fenerbahçe’de bu eksiklik açıkça görülüyor.

Bir başka görülen de, umut bağlanan Ersun Yanal’ın, hazırlık maçı havasından bir türlü kurtulamaması… Denemeler, kimi futbolcularda ısrar, bunu gösteriyor.

(Taraftarda, taraftara olumsuz yönde gaz veren medya kesiminde “hedef”e hep bir kişi konur. Bu maçın “kurban”ı Volkan Demirel seçildi!

Ersun Yanal’ın maç sonrası söylediği en doğru sözler:

“Hiçbir oyuncumuzu eleştiri konusu yapmam, tartışmaya açmam. O bizim sorunumuz, içimizdeki sorunumuz. Aile meselesini dışarıda tartışmak hoş değil.”)

*****

Futbolcular, devre arasında fırça mı yediler ya da Fenerbahçe’de oynadıklarının farkına mı vardılar, bilinmez, ama ikinci yarıya çok farklı başladılar.

İkinci yarıda Fenerbahçe, topa sahip olma ve pozisyon bakımından, sahadan sildi Başakşehir’i!

Ne demek topa yüzde yetmiş dolaylarında sahip olmak?

Gel gör ki 3 puanı Başakşehir’in oldu.

Fenerbahçe en iyi fırsatı 51. dakikada yakaladı; Zajc, topu çok uygun durumda olmasına karşın dışarı gönderdi.

Fenerbahçe, bulduklarını harcarken, beklenmedik bir anda Soldado ile 73. dakikada beraberliği sağladı. 

Attamah'ın kısa düşen geri pasını iyi izleyen Soldado, kaleci Mert'in üzerinden topu aşırttı, sonrasında kaleye bıraktı.

Daha sonra mı?

Sonrası yine hüzün!

Başakşehir, 83. dakikada Napoleoni  ile skoru belirledi: 2-1


*****

Sona Doğru…

Yazacak ne kaldı, yinelemekten başka?

Fenerbahçe de Başakşehir de bildiğiniz gibi.

Ya Hüseyin Göcek?

Fenerbahçe olunca hakemler de VAR da bildiğiniz gibi... O bakımdan elle oynamalar, ayağa basmalar "olağan işler"den sayıldı.

Ersun Yanal, “Biz Fenerbahçe’yiz. Hiçbir takımdan çekinmeyiz, korkmayız.” demişti.

"Hamaset" kokan sözler... 

(Futbolcusu, teknik direktörü, yöneticisi, taraftara oynuyor; aşırıya kaçıyor, olumsuzlukları örtüyor!

Taraftarın çok olması, desteği sevindirici ve gerekli. Ama bölgenin özelliğine göre bütün seçmenlere yönelik hamaset kokan sözler gibi, taraftara övgüler düzmek, puan kazandırmıyor.)

Son söz:

Fenerbahçe'de olumsuz gidişin tek suçlusu futbolcular mı, bunda gelip gidenlerin, en son gelen Ersun Yanal'ın da hiç payı yok mu?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder