20 Mart 2019 Çarşamba

CAS’tan Eli Boş mu, Dolu mu Dönmek?

Trabzonspor bu, “sözde şike”yi sürekli kendi gündeminde tutuyor.
Kim başkan olursa olsun, UEFA, FİFA, CAS'a başvurular başarı olarak görülüyor. Çünkü “şike”, Trabzon’da oltaya takılan “yem”den farksız!
İstenen ne?
2010-2011 Süper Lig Kupası, Fenerbahçe’den alınsın Trabzonspor’a verilsin.

Her başvuru, haklılığın tescil edildiği anlamıyla pazarlanıyor.
Her Fenerbahçe maçında, her 3 Temmuz’da, her sıkışmada “şike” ısıtılıp ısıtılıp gündeme sokulmak isteniyor. Ne ki istenen etki, bir türlü yaratılamıyor. Arada bir medyada atılan övücü başlıklar, “anlık” mutluluk veriyor.
En son, 15 Mart’ta CAS’ta duruşma vardı.
Bir gazete, konuyla ilgili olarak, “FİFA fena köşeye sıkıştı” diye başlık attı, moral verdi!
“CAS’ta neler oldu?” sorusunun yanıtını bilenler, “gizlilik ilkesi” gereği kamuoyuna bilgi veremiyorlar.
*****
CAS’taki duruşmadan üç gün sonra Trabzonspor’un iki avukatı, “Veda” başlıklı bir açıklamayla yıllardır yürüttükleri görevlerini bıraktılar.
Trabzonspor’un yıllardır hukuksal konularda yardım ve destek aldığı iki avukat, acaba hangi gerekçeyle görevlerini bıraktılar, bilmiyoruz!
Elimizde sadece “Veda” başlıklı açıklama var.
Açıklamanın genel havasına bakıldığında, ortada bir “başarı” yok. Önceki gidişlerde/ başvurularda olduğu gibi, bir eli boş dönme var. 
Açıklamada geçen “… sürecin devam eden bölümünün hukuki olmaktan ziyade, iradi olduğu açıktır.” ifadesi, ipucundan çok, “ip”in kendisini ele veriyor.
Bir dava “hukuki” değil de “iradi” oluyorsa, o dava “hukuki” yönden bitmiştir. 
(“İradi” ile anlatılan şu:
“Kulübümüz yetkililerine muhtelif tarihlerde sunduğumuz raporların gereğinin yapılmasına yönelik irade ortaya konduğunda ve sonuç istenildiğinde, Trabzonspor hakkına kavuşacaktır.”)
Açıklamada, uluslararası bir mahkemede “dava etmek” ve “yargılatmak” bir başarı olarak sunuluyor.  
“Yargılatmak”la övünen, bunun dışında elde edilen bir başarıdan söz edemiyorsa, demek ki, ortada bir eli boş dönme var.
Yani?
CAS’a gittik, umduğumuzu bulamadan geri döndük.
“Dava etmek” ve “yargılatmak” için “Bunun anlamı ve mücadelenin amacı bugün yeterince anlaşılmamış olabilir. Gelecek nesiller değerlendirmesini daha iyi yapacaktır.” denmesi de, “mücadele”nin boş olduğunun anlatımıdır.
(Her dava kazanılacak diye bir kural yok; ama kazanma çabası vardır. İki avukat, üstlendikleri görevi hakkıyla yerine getirdiklerine inanıyorlar:
“İhtiyaç duyulduğunda çağrıldık, geldik, görevimizi yaptık. Konuşmadık, çalıştık. Gayretimizin gazete sayfalarına ve fotoğraflara yansıması için değil; resmi evrakların satırlarında netice bulması için özen gösterdik.”)
*****
Sona Doğru…
Trabzonspor yönetimleri Avrupa yollarını aşındırmada son noktaya gelmiş olabilirler.
CAS, kararını açıkladığında tartışma biter mi?
Ne bitmiş ki, o konuda da tartışma bitsin.
Son söz:
Trabzonspor, “olmayan”ın ardına düşeceğine, “olacak” bir şampiyonluğa yelken açmalı…


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder