15 Haziran 2020 Pazartesi

Nihat Özdemir’in Suçlaması Üzerine Bir Deneme!

Önce bir soru; öyle damdan düşer gibi değil:

"Futbolda şike tartışmalarını bitirmek için nasıl bir strateji izleyeceksiniz?”

Yanıttan önce bu soru cümlesinin ne anlattığına bakalım:

“İçin”e kadar olan bölümü ”amaç” içeriyor.

Amaç, amaçlanan ne? 

Futbolda şike tartışmalarını bitirmek.

İzlenecek strateji, amacı gerçekleştirecek, sonuca bağlayacak.

Nasıl sorusu neyi anlatacak?

Bir eylemin, bir işin hangi yolla, ne biçimde olduğunu…

Amacı gerçekleştirecek, yani sonuca bağlayacak olan,  sorunun muhatabının başında bulunduğu kurum.

Sahi strateji ne?

“Önceden belirlenen bir amaca ulaşmak için tutulan yolların ve uygulanan yöntemlerin tümü”… 

(“Futbolda şike tartışması” var mı yok mu, şikeyi zaman zaman dile getiren hangi camia? 
Konumuz şimdilik bunlar değil. Sadece bir gerçeği vurgulamak yeter:
Futbolda şike tartışması yok; “sözde şike”, mahkemenin hükme bağladığı gibi “futbolda şike kumpası var”…)

*****

Şimdi gelelim yanıta:

“Birçok ülkede böyle olaylar oldu. İtalya’da oldu, İngiltere’de oldu, Fransa’da oldu. Her ülkede olduğu gibi Türkiye’de de böyle bir olayı yaşadık. Hepimizin bildiği gibi o sezon 2010-11 sezonudur. Sezon geriye kaldı. Bugün 9 senedir herhangi bir şekilde bir şike olayına şu ana kadar rastlamadık.” 

Öyle sağa sola sapmadan, yoruma yer bırakmayacak biçimde, söyleneni ele alalım:

Soru “şike” üzerine kurulu ama muhatap, ilk cümleden başlayarak “şike” yerine “olay”, son cümlede ise “şike olayı” diyor.

Bu bölümdeki yargılara bakalım:

  1. Birçok ülkede, sözgelimi İtalya, İngiltere ve Fransa’da “şike” oldu.
  2. Bizde “şike”nin yaşandığı sezon, 2010-11 sezonudur.
  3. Aradan 9 yıl geçti, şu ana kadar bir “şike olayı”na rastlanmadı.

Muhatabın bizimle ilgili olarak söylediklerinin taşıdığı anlam şu:

Türkiye’de “şike olayı” sadece 2010-2011 sezonunda yaşandı. 

Yani?

2010-211 sezonundan önce de, sonra da “şike olayı” yoktur.

*****

Soru ve yanıtın ne anlattığını, öznellik, yani “duygu” içeren sözcüklerden uzak durarak somut bir biçimde ele aldık.

Diyeceksiniz ya ilk cümle?

Doğru, “öyle damdan düşer gibi değil!” yorum içeriyor.

Şimdi yanıtı ada bağlayalım:

Soruyu soran, bir ekonomi dergisinin instagram hesabını yöneten biri, yanıtlayan ise TFF Başkanı Nihat Özdemir.

Nihat Bey’in Türkiye’de “şike olayı”nın sadece 2010-2011 sezonunda yaşandığını, bu sezon öncesi ve sonrası bir “şike”ye rastlanmadığını söylemesini iki türlü ele alabiliriz:

Nihat Bey, sözcüklerle ilişkisi iş alanındaki kadar güçlü olmadığından, sadece cümle kurmakla yetinmiş ya da "bilinçli" davranmış! 

Tepkilerden üzerine yaptığı açıklama şu:

“Herkesin bildiği gibi 2010-2011 sezonunda birçok kulüple ilgili ‘şike tartışmaları' olmuştur. Yayındaki sözlerimde herhangi bir kulübün veya kulüplerimizin ismi geçmemiş, imada bulunulmamıştır.”

(Konuşma kâğıttan ya da “cam”dan okunmadığı zaman, doğal olarak yinelemelere yer verilir, bazen dil sürçmesiyle “yanlış” yapılabilir. Ama konuşmayla ilgili tepkiler, eleştiriler geldiği zaman, yapılacak açıklama, ortamı sakinleştirir. Sözgelimi Nihat Bey, “olay” ya da “şike olayı” dedikten sonra, sonunda “bizde şikenin bir kumpas olduğu anlaşıldı, bu da mahkemede tescillendi” deseydi hiçbir sorun kalmayacak, gerçek dile getirilmiş olacaktı. Sadece, bu gerçeği kabullenmeyenler, tepki gösterecekti.
Bunlardan sadece birinde “şike”yle suçlananların tepkisinde bir haklılık var.)

*****

Sona Doğru…

Türkiye’de “şike olayı”nın sadece 2010-2011 sezonunda yaşandığını, bunun öncesinin ve sonrasının olmadığını söylemek de ne demek oluyor?

Sözü edilen sezonda, Fenerbahçe, averajla Trabzonspor’u geçerek 2010-2011 sezonunda Süper Lig şampiyonu oldu. Fenerbahçe “şike” suçlamasıyla ceza alınca, şampiyonluğun getirisi Trabzonspor’a gitti, kupası Fenerbahçe’de kaldı.

“Sözde şike”den mahkûm olan başta Aziz Yıldırım ve arkadaşları, yeniden yargılanma yolu açılınca aklandılar; aklama kararı Yargıtay’da onama bekliyor. 

(Aziz Yıldırım’ı saf dışı bırakarak Fenerbahçe’yi ele geçirme olarak bilinen “Futbolda şike kumpası” davası ise sürüyor; önümüzdeki günlerde yeni duruşmalar başlayacak.)

Demek ki, soruyu yanıtlayanın dediği gibi, 2010-2011 sezonunda “şike” yaşanmadı, "futbolda şike kumpası" kuruldu.

“Şike kumpası”, bir başka deyişle “sözde şike”…

Nihat Bey, “Yayındaki sözlerimde herhangi bir kulübün veya kulüplerimizin ismi geçmemiş, imada bulunulmamıştır.” diyor, buna ne demeli?

Son söz:

Nihat Özdemir, “2020-2011’de şike kumpası kurulduğu resmen ortaya çıktı; mahkemede de tescillendi.” demedikçe kâğıt üzerinde bir Fenerbahçeli’dir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder