10 Mayıs 2020 Pazar

Koronavirüs Önlemleri Altında Maç Yapma!

TFF Başkanı Nihat Özdemir, maçların 12 Haziran’da başlayacağını “şimdilik” kaydıyla açıkladı.
TFF’nin açıklamasına, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın “Bundan sonraki sorumluluk federasyonundur." demesi üzerinde durmayacağız.
Seyircisiz oynanan ve berabere biten Galatasaray-Beşiktaş maçından sonra “hamaset nutku” atan, maç dışında “Koronavirüs”e yakalanmasına karşın bunu  o maça bağlayan Fatih Terim ve çevresinin dedikleri üzerinde de...
  
Hele TFF Başkanının kararı kendi aklıyla aldığı, “şimdilik” vurgusuna dayanarak inatla “top”u dolaştırması üzerinde de... 

Maçların 12 Haziran’da başlamasa ne zaman, hangi koşullarda başlaması gerektiği konusunda da fikir yürütmeyeceğiz. Çünkü bunlar bizim uzmanlık alanımıza girmez. Biz, Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu’na kulak vermek gerektiğine inanıyoruz.

O zaman biz ne mi yazacağız?

Kolayımıza gelen, “öneri” niteliği taşıyan “Futbola Dönüş” Öneri Protokolü’nde yazılanlar üzerinde duracağız.

"Protokol"de öyle ayrıntılar var ki, okuyan, içinde kaybolur gider. Biz, saha içine bakarak, işin kolayına kaçacağız!

*****

“Futbola Dönüş” Öneri Protokolü adı üstünde “öneri”…

Buna uyup uymama, uygulatıcıya kalmış. Maçlar “Korona” koşullarında oynanacaksa, buna uyulacaktır.  

İlginç olanı, “protokol”ün  “yaptırım önerisi” içermemesi…

“Futbola Dönüş” Öneri Protokolü tam 48 sayfa…
"Protokol"ün 46. sayfasına bakalım. Bu sayfada, “Seyircisiz oynanması planlanan müsabakalar için Genel Maç Operasyonu ile ilgili öneriler” 17 maddede toplanmış. Sizi, aslında kendimi yormamak/ sıkmamak için, sadece 5 maddeyi yorumla birlikte ele alalım:


1. Maç öncesi seremonisinde tokalaşma olmayacak ve takım fotoğrafı pozu verilmeyecektir.

(O kadar ayrıntıyı düşünenler, “takım fotoğrafı pozu” verilmesini, “verilmeyecektir” dendiğine göre, niye kesin bir dille yasaklıyorlar? Hani bunlar/ söylenenler birer “öneri”ydi? Her alanda uygulanan “sosyal mesafe” ve maske, “hatıra fotoğrafı için nasıl olur da akla getirilemez?)

2.  Maç esnasında yaşanabilecek gol sevinci gibi anlarda kulübede bir araya gelmekten kaçınılmalıdır.

(Yükleme bakılırsa, “olması ve yapılması gereken”den söz ediliyor. Kulübedekiler, teknik direktöre beni niye oynatmadın diye küstü diyelim, kendilerine ayrılan yerde kös kös oturuyor, belki de uyuyorlar. Uzatmaların sonunda galibiyet golü atıldı. Ne yapacaklar? Bırakın kulübede sarmaş dolaş olmayı, kulübeden başlayan ve sahaya uzanan alışık olduğumuz görüntüler sarmaş dolaş olmaya kadar giderse ne olacak?
Hakem ne yapacak?
O kadar ayrıntıya yer verenler, raporu ayrıntılara boğanlar, “öneriler”e uyulmadığında niye karşı “öneri”ler getirmezler?
Gol sevinci kulübede yaşanmayacak?
Ya sahada?
O konuda bir “öneri” yok!
Zaten, maç sürerken futbolcularla ilgili sadece “hakeme en fazla 2 metre yaklaşabilme” önerisi var.)

3.  Maç esnasında oyuncular ve teknik ekip hakeme en fazla 2 metre yaklaşabilecektir.

(Hakemlere metre vermek nasıl da unutulmuş! Yüklem “yaklaşabilecektir” olduğuna göre, ya 2 metreden az yaklaşırsa hakem ne yapacak?)

4.  Yedek kulübelerinde mesafeli oturabilmek adına ve mümkün ise kulübelerin genişletilmesi önerilir. 

(Akıllı, uygulanabilir gerçek öneri. Bu, şu öneriyle destekleniyor:
“Ekstra banklar ve/veya saha görüşünü kısıtlamıyor ve sahaya direkt geçişe müsait ise tribün en alt sırası da kullanılabilir.”) 

5.  Nerede olursa olsun topa eldivensiz herhangi bir temas olursa top dezenfekte edilmelidir.

(Önce, önerinin önerisine bakalım:
“Saha dışındaki top toplayıcılar belirtildiği gibi eldiven takmalıdır. Eldivensiz her temasta topu dezenfekte etmelidirler”

“Topa eldivensiz temas”, “nerede olursa olsun” dendiğine göre, bu, saha içini de kapsıyor.

İyi de…

Top, hakeme çarptı; hakem, oyunu durdurdu.
Hakem oyunu nasıl başlatacak?
Eldiven takıp “topu dezenfekte” mi edecek ya da bu görev “top toplayıcılar”dan birine mi verilecek? 
Ya futbolcular topu oyuna sokmak için eline alırsa?
Ya kaleci?
Kalecinin eldiveni “top toplayıcı”nın eldiveninden mi sayılacak?
Anlaşılan taç atışları elle yapılmayacak!
Ya da taç atacak futbolcu eldiven takacak!

“Herhangi bir temas olursa top dezenfekte edilmelidir.” dendiğine göre, top yere değdi, futbolcuya değdi diyelim, bu, “değmeden” sayılacak mı sayılmayacak mı? Sayılacaksa, maçlar, zaman açısından karakucak güreşlerine döner, bir türlü bitmez! Sayılmayacaksa, taca ya da kornere/ auta çıkan top niye dezenfekte ediliyor?)

*****

Sona Doğru…

12 Haziran’a daha zaman var.

Umalım gelecek günler, umutlu günler olur. Unutmayalım, her şeyin önüne geçen para pul, sağlıktan önemli değildir. Başta futbolcuların, onlarla içli dışlı olacakların sağlığı gelir. Futbolcular, öyle çalıştığı gün eve ekmek parası götürecek çalışanlara benzemez. 

Gelişmelerden, laflardan anlaşılan şu ki, futbolcuların ne düşündüğünü düşünen yok.

Lig’in geleceğiyle ilgili "10 farklı senaryo"su olduğunu söyleyen TFF, bu senaryoları öncelik/ olasılık sırasına göre açıklamalıdır. 

TFF Başkanı Nihat Özdemir’in bir soruya verdiği yanıt, maçlar oynanırken bir oyuncuda “virüs” çıkınca Lig’in bundan etkilenmeyeceğini söylemesi, "Korona" ile ilgili alınan sıkı önlemleri birden yerle bir etti.

Bir kişide “virüs” çıkınca, bir apartmanın, köyün karantinaya alındığını insan nasıl unutabilir?

Son söz:

“Futbola Dönüş” Öneri Protokolü’nün uygulanacağı yerde maç/lar oynanmasına oynanır da, bu durumda ancak, komedi filmi sahneleri çekilir!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder