25 Ekim 2020 Pazar

VAR’ı Haksız Kazanç Kapısı Yapmak!

Hakemler rahatlayacaktı.

Hak yenmeyecekti.


Kimse, her şey ortadayken “hakkımız yendi” türünden konuşamayacak, konuşan ise dalga geçilen, güvenilmez olacak; “kalıbının” ya da “görevinin adamı” olan sınıfından düşecekti.


VAR’ın, hak yemeleri, bir başka deyişle puanların çalınmasını/ araklanmasını önlediği/ önleyeceği “vaadi” unutulmamalıdır.


Şimdi, ortada güzel örnekler de var diye, VAR başındakinin ve ekrana bakan sahadakinin sonuçta verdiği her karar doğru mu?


Bu soruya “Evet” demek, puan araklayan/ araklananlar için geçerlidir ancak.

*****


VAR’ın bütün olusuzlukları sileceğini düşünler, ne saf adamlarmış meğer!


VAR’a hükmeden “adam”, sonuçta, “Hakem de insandır, hata yapabilir” sınıfına girdiği için, VAR’a karşın, “hata yapma” alışkanlığını ne yazık ki sürüdürüyor.


Sahadaki hakem, gözünün önünde olan için bile VAR’a gidip bırakıyorsa, art niyetli değilse, “ya yanılmışsam” kaygısı taşıyordur büyük bir olasılıkla. Kararı VAR’dan dönmektense, VAR’ın uyarısına kulak vererek, dahası, ağırlaştırılmış görüntüleri değişik açılardan ekranda görerek, yanılmış olmayı ortadan kaldırmayı amaçlıyordur!


Soru şu:


VAR’daki, VAR’a gideni, VAR’ın gösterdiğine mi bakıyor, yoksa “aman şu ne der bana, bu ne der”in işine gelecek kararı mı veriyor sonuçta?


Yanılmalarda, görememelerde “adil olma”nın aracı olan/ olması gereken VAR, asıl işlevinden  uzaklaştırılırsa, o zaman, kusura bakılmasın ya, “ırzına geçilen” olup çıkıyor!


*****


En son olarak, dün Erzurum’da oynanan Galatasaray maçında VAR’ın nasıl “yok” edildiğine tanık olduk.


Sahada Arda Kardeşler, VAR başında Suat Arslanboğa, deyiş yerindeyse VAR’ı, Galatasaray’ın emrine verdiler.


Galatasaray’ın golü öncesi bir pozisyonda Babel, rakibini “kurbanlık koyun” gibi boğazından iki koluyla kavrıyor, top, sonuçta Galatasaray’da kalıyor; sonra Emre’nin vuruşuyla ağlarla buluşuyor. Hakemin gol kararını inceleyen VAR, ne hikmetse, golü geçerli sayıyor. 


Son dakikada Erzurum’un penaltısı “yok” sayılıyor.


*****


Son düdükle hakemlerin sahadan çıkışı, hakemler açısından tam bir “utanç tablosu”…


Önde hakemler, arkalarında uygun adım giden Erzurumlu futbolcular… 


Çoşkulu alkışlar eşliğinde soyunma odasına uğurlanma…


Son düdük çalsa da, hakeme yönelik hareketin cezası belli:


Sarı ya da kırmızı kart…


İkisi de yok!


Niyesi hem “var” hem yok!


Önde, biri de VAR başında, hak yiyenler; arkada, gidenleri alkışla uğurlayan hakkı yenenler…


*****


Sona Doğru…


VAR’ı işine gelince “var”, işine gelince “yok” sayanlar, VAR’sız günlerdeki tutarsızlıklardan, üstlendikleri görevlerden, ne yazık ki, vazgeçmiyorlar.


VAR'ın bazen asıl işleviyle kullanılması, VAR’dan geçen/ geçmeyen kararların tümünün doğru olduğunun kanıtı olamaz.


VAR’ın kötüye kullanılması, kimi takımları kollayıcı olunması, sadece sahadaki ve VAR başındakinin değil, onlara hesap sormayanların "suçu"dur.


Futbolcu, kural dışı davranır, oynama ve para cezası alır.


Ya hakemler?


Öyle bir iki maç dinlendirme yetmez; yasak savmadır.


Son söz:


“İdol”ü Cüneyt Çakır olanların sahada ve VAR başında, başına buyruk tavırlarını görünce, “idol”ün, bugün Kadıköy’de kararlarıyla onlara “devam” mı, yoksa “ben buyum” mu mesajı verir, göreceğiz!



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder