29 Nisan 2018 Pazar

Fenerbahçe, Cüneyt Çakır’ı yendi!

Kimi ağızlarda kalıplaşmış bir “laf” var/dı:

Hakemi de yeneceksin!

Oysa hakem rakip değil, adil olması/ davranması gereken görevli.

Bu “laf”, Fenerbahçe’nin hakkı yendiğini dile getirdiği zaman piyasaya sürülürdü.

Cüneyt Çakır, Fenerbahçe’nin yine penaltılarını yuttu! 

Fenerbahçe goller atamasa, hak yenmeden söz edilecek ve bu “laf”, konuşanın önüne konacaktı. 

Cüneyt Çakır’ın, o penaltıları görmezlikten gelmesi dışında bir “kusur” u olduğunu söylemek olmaz. 

Kasımpaşalı futbolcuların, açıkçası kazanmak için oynamaları, beraberliği sağladıktan sonra bunun üstüne yatmamaları, oyunu çirkinleştirmemeleri, “sahte kâr” ardında koşmamaları, Cüneyt Çakır’ın işini kolaylaştırdı.

Penaltılar demesine dedik de, bu konuda Aykut Kocaman, maç bitiminde acaba ne dedi?

“Kasımpaşa'nın lehine bir, bizim lehimize ise üç penaltı kararı var." 

*****
Kasımpaşa, öyle “kolay lokma” değil.
Her iki yarının başındaki etkili oyunu ile Fenerbahçe’yi zorladı. Özellikle ikinci yarının başında beraberliği sağladıktan sonraki oyunu daha etkiliydi.
Maçın "gazi"si diyeceğimiz Skrtel'in attığı gol, Kasımpaşa'yı umutlandırdı. Büyük bir olasılıkla da Fenerbahçe taraftarını büyük kaygıya düşürdü.
Ne oluyordu?
Fenerbahçe öndeyken Cüneyt Çakır'ın vermediği penaltı, skorda etkili mi olacaktı?
Aykut Kocaman’ın yaptığı iki değişiklikle toparlanma başladı.
Hele, Fenerbahçe'nin iki farkı yakaladıktan sonra, geride kalmış gibi, gol ardında koşması...
Bu, bir bakıma, yakalamışken ileride gerekli olur diye daha fazlasını atmanın düşünülmesine bağlanabilir.
Atılınca, son düdükle maçı bitiren dördüncü golün belki de ileride çok işe yaradığı görülecektir.
Aatif ile Alper Potuk, bugün bekleneni veremedi. Onların yerine giren Valbuena ile  Janssen, Fenerbahçe’ye canlılık getirdi.
Valbuena ile  Janssen, attıkları birer golle göze girdiler.
*****
Maça damgasını vuran olay/ görüntü, Skrtel’in kanlar içinde kalmasıydı.
Bir hava topunda Skrtel ile  Mensah çarpıştı.
Skrtel’in kafası yarıldı; tedavi gördü, forma değiştirdi; o forma da kanlandı.
Skrtel, bir kez daha forma değiştirdi; o yarık, kanayan kafayla kafa toplarına çıkmakta tereddüt etmedi.
İşte gerçekten yarılan, kanlar akan kafa.. 
İşte özveri..
Mensah'a ise buz tedavisi yapıldı.
Bu iki görüntü, soyunma odasına sağlam giren, soyunma odasından “koma hali”nde çıkan Şenol Güneş’i anımsattı doğal olarak.
Sonra Skrtel’in kafasına atılan dikiş görüntüleri.
Bunları gören, Şenol Güneş değil, ona inananlar acaba kandırıldıklarına anlamışlar mıdır?
O yarayla oynayan Skrtel’i kutlamak gerekir.
*****
Sona Doğru…
Haftanın ilk kârlısı Fenerbahçe oldu.
Pazar günkü Osmanlıspor- Başakşehir, Galatasaray-Beşiktaş maçları daha bir önem kazandı. Bu maçların nasıl biteceğini bilemeyiz, ama Galatasaray-Beşiktaş maçında, birinin “çok kayıp”la ya da ikisinin ikişer puan kayıpla çıkacağı kesin.
Son söz:

Skrtel ile Mensah’ın görüntüleri karşısında Şenol Güneş’i ne düşündüğünü düşünmenin hiçbir anlamı yok; çünkü Şenol Güneş, “biçilen rol”ü oynamıştır.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder