24 Nisan 2018 Salı

Aykut Kocaman Bildiğini Okuyor, Ama Doğru Okuyor

Günler uzarken Süper Lig’de haftalar bir bir kısalıyor!

Kaldı 4 hafta…
30. Hafta’nın yitireni yok; kazananları var. Kazananlar içinde sadece Galatasaray’ın aldığı 3 puanda “hakem eli” vardı. 

Niye ki?

2-0 geriden gelen ve skoru 2-2 yapan Alanyaspor’un penaltısı, ofsayt gerekçesiyle verilmedi; öyle olunca da Muslera “kırmızı” görmekten kurtuldu. Galatasaray, 3-2 kazandı.

Gol averajında dalgalanma oldu. Averajda haftanın kârlısı da Fenerbahçe...

31. Hafta’da ne olur?

Bilmeyiz, ama kesin olan, Galatasaray-Beşiktaş maçında “puan kaybı”nın olacağıdır.

Ya Osmanlıspor - Başakşehir, Kasımpaşa - Fenerbahçe maçları…

İşte bunları bilemeyiz!

*****

Günler uzarken Süper Lig’de haftalar bir bir kısalıyor!

Kaldı 4 hafta…

Haftanın son maçı, Fenerbahçe taraftarı açısından zevkli geçti. İlginç, aynı zamanda zor olacağı düşünülen bir maçtı. Bir  yanda “tepe”den kopmamaya çalışan Fenerbahçe, öbür yanda “dip”ten uzaklaşma çabasındaki Antalyaspor…

Son haftalara girilince “gerçek amacı” olan takımlar arasındaki güç dengesi, maçın kazanılması için yetmeyebilir. 

Fenerbahçe, “tepe”den kopmayacağını gösterir bir havada başladı. Art arda goller geldi. 24. dakikada skor 3-0 olmuşken garip bir kararla son gol geçersiz sayıldı.

(Hasan Ali Kaldırım'ın kullandığı kornerde Djourou'nun ters kafa vuruşunda top, üst direkten döndü. Dönen topa Souza vurdu, top, savunmadan sekti; Neustaedter vurdu ama hakemi Yaşar Kemal Uğurlu, ofsayt gerekçesiyle golü vermedi.)

Bu arada iki durum öne çıktı:


İlkinde “klasik” Fenerbahçe “hata”sını gördük.  Skrtel, 36. dakikada Volkan Demirel’den gelen topu pas vermek isterken gevşek davrandı. Maicon'a çarpan ve Doukara'nın önüne düşen topu kaleden çıkartmak Volkan Demirel’e düştü.

İkincisinde Fenerbahçe’nin bir penaltısı güme gitti.

(İlkyarının sonuna doğru, Yekta Kurtuluş, topa giden Souza’nın havadaki ayağına bir güzel bindirdi ve Souza’yı yere indirdi. Gel gör ki Yaşar Kemal Uğurlu bunu ciddiye almadı!)


*****

Günler uzarken Süper Lig’de haftalar bir bir kısalıyor!

Kaldı 4 hafta…

Bu hafta, dalgalanma haftası!..

Geldiğinden beri istenmeyen, gönderilmek istenen, ama gitmemekte direnen adam konumundaki Aatif, yine ayaklarını konuşturdu.

Soldado, dağıtıcı/ şaşırtıcı özelliklerini golle süslemeyi sürdürüyor.

Giuliano, suskunluğunu verdiği gol paslarıyla ve attığı golle bozdu.

İkinci yarıda oyuna giren Valbuena, attığı golle klasını konuşturdu.

Bir golün ne kadar değerli olacağı belli…

Futbolcularda perşembe gününden kalan moral bozukluğu yoktu; maçın yarıda kalması, hırslandırmıştı ayakları ve kafaları… 

Tribünleri de öyle…  Küfürleri bir yana koyarsak!..

(Kulüplere kesilen para cezalarıyla önlenme olanağı olmayan, TFF’nin para kaynağını oluşturan küfürlerin sürmesinin hoş olmadığını söylemek, kuşkusuz, yeni keşfedilen, büyük laf değil.)

*****

Günler uzarken Süper Lig’de haftalar bir bir kısalıyor!

Kaldı 4 hafta…

Aykut Kocaman, bildiğini okuyor; ama kimilerinin artık anlamak zorunda kaldığı gibi, doğru okuyor.
O kimileri, teknik direktörlüğü “bilmeme”ye bağlıyordu.

Gel de Memduh Şevket Esendal’ı anımsama.

“Yalın” yazdığı için eleştirilen Memduh Şevket Esendal,  eleştirilere “ironik” yaklaşır:

"Edebiyatı bilmediğimden, marifetsizliğimden, sade yazmışımdır. Bilsem öyle düpedüz yazar miyim hiç? Köylü bir şeyi söylerken dikine, olduğu gibi söyler. Neden? Süslemesini bilmez, benzetmesini bilmez, anlatmasını bilmez de ondan. Marifetli insanlar öyle yapmazlar. Sözlerine, yazılarına marifetlerini sokarlar, hünerlerini gösterirler. Aslını sorarsanız marifet hayatin içinde, hayata uymayan bir şeydir.”

Buna bağlı olarak, ayrıca, şunu da söyleyebiliriz:

Aykut Kocaman, başkaları gibi, öyle “kocaman” ama içi boş/ süsülü laflar etmiyor, kıvırmıyor; Memduh Şevket Esendal’ın deyişiyle  söyleyeceğini “dikine, olduğu gibi” söylüyor.


*****

Sona Doğru…

Günler uzarken Süper Lig’de haftalar bir bir kısalıyor!

Kaldı 4 hafta…

Her hafta bir beklenti, kaygı, coşku/ hüzün ile geçip gidecek. Kopma, hafif bir dalgalanma olmadığı sürece, belki de son haftaya bu havada girilir.

Bu hafta, yarıştaki dörtlüden ikisi karşı karşıya;  biri kesinlikle puan yitirecek.

İlginç bir hafta bizi bekliyor.

Son söz:

Dünde kalması gereken duygusal tepki ve iç ezikliğin güncele taşınması, taşıyanın yanlış yapmasına zemin hazırlamakla kalmaz, en kötüsü, sorumlu olduğu kesimi de yıpratır.

 http://www.twitter.com/turgutcelik


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder