3 Nisan 2018 Salı

Bir Vardı, Bir Yoktu; Bir 4 Nisan Vardı

Takvim yaprakları 4 Nisan 2015 Cumartesini gösteriyordu. 

Gün bitmek üzereydi: çoğu insanın geç kalkacağı yeni bir gün başlayacaktı.

Rize’den kalkan otobüs Trabzon Havaalanı’na doğru yol alıyor/du… İçindekiler, neşeli mi neşeli, coşkulu mu coşkulu… 

İstanbul’a uçulacak/tı…

Geleceğe daha bir umutla bakanların aklına, kimilerinin aklına koyduğu “pusu” nereden gelecekti?

“Pusu" tam da viyadüğün olduğu yerde; aşağısı uçurum, sonrası deniz.

Otobüs tam viyadüğe geldiğinde, o da ne?

Birkaç el ateş, sonrasında ölümün eşiğinden dönüş… Otobüsü denize uçmaktan, başından yaralanmasına karşın sürücü Ufuk Kıran kurtarıyor

FB TV canlı yayında; bütün kanallar ona bağlı…

Ülke ayakta…

O an, o gün ve sonrası…

Görüntülere karşın, o gün orada bulunan yetkililer, saldırıyı sulandırmaya başlıyorlar.  Nasırlaşmış yürekler, şom ağızlar ise, otobüse kuş çarpmış misali  olayı hafife alıyorlar. İnsanlıktan nasibini almamışlık o dakika başlıyor, sonraki günlerde sürüyor.

Neymiş?

Kurşun değil taş/mış!

Maçlarla ilgili “duyum” adı altında beyin yıkayanlar, bunun böyle olduğunu  anında ekranlardan yayıyorlar.

Sonra yazıya dökülenler.

Neymiş?

Kurşunlar, “… bir düğünden dönen kafayı bulmuş birisi rastgele ateş ederken o otobüse de çarpmış olabilir.”miş!

Neymiş?

Otobüs nasıl sürülür, onu göstermek içine direksiyona oturan bir servis şoförü, o zaman da kulüp yöneticisiydi bugün de, deplasmana gittikleri Rize’de gazetecileri otobüsle gezdirdi.

Hocaefendisine bağlılığını üstündeki sloganlı tişörtüyle gösteren yönetici, servis şöförü, otobüse saldırıya gönderme yaparak, aklınca dalga geçiyordu.

O camiadan aklı başında biri de, “Bu da nedene çıktı?” demiyor, diyemiyor/du.

*****

Bir vardı, bir yoktu; 4 Nisan diye bir gün vardı.

O gün var olan, silahı ateşleyenler, o “pusu”yu tezgahlayanlar, bugün yok!..

“Var”lar içinde  o “yok”, şimdilik karanlıkta…

Günler geçiyor, yıldönümü gelip gidiyor.

2015’ten geldik 2018’e…

Daha kaçıncı yıllara girileceğini bilmek olanaksız.

3 Temmuz’a o övgüye değer direnişiyle bilinen Fenerbahçe taraftarı, şimdi seçime odaklı. Futbolda şampiyonluktan başka bir şey düşünmediğini, bunun için tribünlere koştuğunu dile getiren taraftar kesimi, şampiyonluğu da bir kenara itti.

Varsa yoksa seçim…

O gitsin, bu gelsin…

Acaba böylesi bir ortamda 4 Nisan’ı gerçekten kimler anımsayacak?

3 Temmuz dile getirildiği zaman, bunu bile seçim yatırımı gibi algılamaların olduğu yerde, 4 Nisan, ülke siyasal/ toplumsal tarihinde olduğu gibi, “faali meçhul” kalacaktır.

*****

Bir vardı, bir yoktu; 4 Nisan diye bir gün vardı.

O “yok”un başlattığı, ölümün eşiğinden dönülen o anı, kendinizi onların yerine koyarak düşünün…

Sonra?

Sonradan karşımıza FETÖ’cü kimliğiyle çıkan irili ufaklı resmi görevlilerin bugün nerede olduğunu düşünün…

Düşünmeyle gelen sizde kalsın, biz yola devam edelim:

O günden bugüne kadar yazdıklarımızı siz okuyacaklara sunalım, “Unutma, unutma, unutma!” diyelim. Çünkü unutmak, bu gibi durumlarda kendini/ aslını/ yadsımaktır.

Son söz:

Unutan, hafızası zayıflamış toplumlar/ topluluklar, gelecekte de karanlıkta kalacak “saldırı”lara davetiye çıkartmış olmaz mı?

---------------------------------------
4 Nisan Yazıları:

1. Fenerbahçeli Futbolcuları Toptan Öldürme Planı!


2. Fenerbahçe Otobüsüne Silahlı Saldırıyı Film Çekimi Gibi Görmek!.



3. Fenerbahçe’yi yalnız Bıraktığını Sanma Küçüklüğü…



4. Fenerbahçe, Sahaya Koşullu Çıkıyor; Top, TFF’de…



5. Fenerbahçe’ye Zamanlaması Manidar Psikolojik Kuşatma!.



6. Saldırı, Ölüme Yol Açmıyorsa, Saldırıdan Sayılmayacak mı?



7.  Fenerbahçe Otobüsüne Saldırı: ‘Katliam'dan ‘Yaralama’ya…



8. 4 Nisan ‘Katliam Girişimi': Her Ay Anımsanan Gün…



9. Atletico Nacional, 4 Nisan’ı hafife Alanlara İnsanlık Dersi Verdi



10. 4 Nisan Failleri Nerede mi?


11. 4 Nisan’ı Unutmak Mümkün mü?




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder