8 Ağustos 2022 Pazartesi

Fenerbahçe “Uydu Anten” Değil “Yıldırımsavar” Olmalı!

Futbolda her yeni sezona başlayış, önce eski sorulardan şunu gündeme getirir:

Bu sezon da hakemlerin “kollama doğrama” huyu depreşir mi?


Erken ama şunu söylememiz gerekecek:


TFF’de belli koltukların değişmesi, maçların adil yönetileceği anlamına gelmez. O bakımdan  sahadaki “düdük” dediğimiz, VAR’da işine geldiği gibi “yönlendirici” olan hakemler, kimsenin kuşkusu olmasın kimi maçlarda yine “skor tayin edici” olacaktır!

Hakemlere, MHK’ye bakışı Fenerbahçe’yle sınırlandırarak baktığımızda, soracağımız merak içeren soru şu:


Bakalım, Fenerbahçe’nin başına ne zaman, ilkin hangi maçta, nasıl bir çorap örülecek?


Cüneyt Çakır’ın hakemliği bırakması, “altkategorilerde yeni Cüneyt Çakır’lar yetiştirmek için” görev üstlenmesi, Fenerbahçe taraftarının değişmez bakışına göre, “dış”taki tehlikenin sürüp gideceğinin işareti. Çünkü bundan anlaşılan, Süper Lig’de yeterince Cüneyt Çakır’lar olduğudur.


Kuşkusuz “dış” tehlike sadece hakemlerle sınırlı değil!


Rakiplerin, Fenerbahçe’ye farklı, başkalarına farklı yaklaşımı da,  siyasette “muhalefete muhalefet etme”nin futboldaki yansımasıdır.


*****


Fenerbahçe, Şampiyonlar Ligi’nde gruplara kalma yolunda daha ilk turda havlu attı.


Dinamo Kiev maçında, hele içeride oynananda, hem hakemin rakip futbolcuların sertliğine hoşgörülü davranması hem Jesus’un maça bakışı ve oyunca tercihleri, hem futbolcuların ayaklarının dolanması buna yol açtı.


Penaltının kaçırılması, görülen kırmızı kart, ayağa gelen fırsatların tepilmesi, Dinamo Kiev’in ayağına gelen fırsatları tepmemesi…


Alınacak maç gitti; Şampiyonalar Ligi’nde oynama hasreti bir yıl daha uzadı!


Şampiyonlar Ligi’nde gruplarda olmanın en kestirme yolunun Süper Lig’de şampiyonluktan geçtiğini anlamış olmalı ki, Jesus, şampiyonluğa göz dikti!


Bugün Süper Lig’de boy gösterecek Fenerbahçe'nin, UEFA yolunda, perşembe günü İstanbul’da 3 - 0’la geçtiği Slovacko’yu  saf dışı bırakacağı kesin!


Artık bu da olmazsa, Jesus, “ben bunlarla uğraşmam” deyip eşyalarını toplamalı!


*****


Ya “iç”teki tehlike?


Dertsiz yaşayamayan Fenerbahçe’nin dert yaratmada üstüne yoktur!


Sözgelimi, yıllardır “sol bek, forvet” diye yatıp kalkanlara, takım başarısız olsun diye çabalayanlara hoşgörüyle bakanlar, ne hikmetse, eksik denen bölgeleri doldurmama gibi bir yol izlediler!


Bugün de aynı hikâye bitmedi, biteceğe de benzemiyor.


Jesus, özellikle eldeki “forvet”lerin hepsine güvendiğini söylüyor, Başkan Ali Koç ise bir forvet daha alacağız diyor. 


Önemli olan, birine forvet demek değil,  alınanın olması gerekeni sahada göstermesi. İşte bu, sahada kendini gösterememe,  herhangi bir tökezlemede tepkiye dönüşüyor, tepki gerçek adresini bulmadığı için, sahada koşturan, kulübede görev bekleyenleri bile “çekingen” yapıyor!


Kimi futbolculara kafayı takmak bir sorun!


Acaba niye?


Bazen, herkesin bildiği ama dile getirmediği sorular akla gelmiyor değil!


(Antalyaspor Teknik Direktörü Yılmaz Vural, 16 Eylül 2006 tarihinde oynanan  Antalyaspor-Bursaspor maçından önce, hiç tanımadığı kişilerin idmana geldiğini, kendisini nasıl tehdit ettiklerini şöyle anlatıyor:

“Ya bize 10 bin YTL verirsiniz ya da Bursa maçında küfrederiz, 250 bin YTL ceza alırsınız.”)


****


Sona Doğru…


Fenerbahçe, Süper Lig’in yeni takımı Ümraniyespor’la ilk maçına çıkıyor.


Futbolun “Büyükler”i üçer puanla kapattılar ilk haftayı. Bu da Fenerbahçe’yi galibiyete bilemeye yeter de artar!


Çalacak ya da çalmayacak düdüklerin, devreye girecek ya da girmeyecek VAR’ın maçın gidişini etkileyip etkilemediğini göreceğiz.


Yıllardır eksik bilinen ama ne  hikmetse dolu (!) alanlara doldurulan futbolcularla yeniden takım olma sürecine sokulan Fenerbahçe, umalım, taraftarı mutlu eder.


Yoksa?


Fenerbahçe bu, bütün belaları “uydu anten” misali üzerine çeker!


Son Söz:


Fenerbahçe “uydu anten” değil, “paratoner” olmalı!







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder