Gitti gidiyor denen maçın son dakikasında kurtarıcı olan, 3 puanı getiren gol, o ana kadar olan olumsuzlukları bir anda silip süpürür, eleşirinin odağındakini övgüye boğar.
Kimdir eleştirinin odağındaki?
Bekleneni veremeyen futbolcu …
Teknik direktör …
Yönetim, çoğu kez de başkan …
Takım kötü gidiyorsa, taraftarın gözünde olumsuzluğun sorumlusu, bakış açısına göre değişir, bunlardan biri olur.
Futbolcu, oynamadığı zaman unutulur; ama ötekiler hep göz önündedir.
O zaman eleştiri odağına hangisini koymak gerekir?
O da tercih meselesi!
*****
Adana Demirspor, ilk hafta deplasmanda Giresunspor’u 3-2, ikinci hafta kendi evinde Sivasspor’u 3-0 yendi.
İlk iki haftaya göre, 6 puanlı iki takımdan biri; duruma bakılırsa iyi gidiyor.
Demek ki yarın Lig’de önemli, “zorlu” bir maç Jesus'u bekliyor.
Daha yeni geldi, üstelik yeni bir takım kuruyor gözüyle bakılan Jesus için ne demeli?
Soru soranın yanıtı kendisinin vermesi, yanıt vermek için hazırlananları yormamak içindir diyelim, Austria Wien maçı sonrası yazdıklarımızdan soruyla ilgili bölümü aktaralım:
Deneye deneye, maçına göre onbir kurarak, maçın gidişine göre değişiklikler yaparak yolunu/ sistemini bulacak!
Sakatlar iyileşince, biraz da zaman geçince, yakınmalara yer olmayacak! O bakımdan kısa vadede amaç ne, uzun vadede ne, ona göre bakmalı!
Gidiş, belli bir yerden sonra, nasıllığını nasıl olsa gösterecektir.
“Şimdilik gözler, pazartesi günkü Adana Demirspor maçında …” dedikten sonra “Son Söümüz şu oldu:
Umalım, dün olduğu gibi, Jesus da “ömür uzatan”, “ömür kısaltan” maçlara çıkmaz; bir yıllık “görev ömrü”nü uzatır!
Niye böyle bir “Son Söz”e gereksinme duyduğumuza gelince:
Fenerbahçe’de son yıllarda teknik direktörlerin serüvenlerine, ayrıca Dinamo Kiev ve Ümraniyespor maçlarındaki kaygılara bir gönderme…
(Yaşananlar göstermiştir ki, kaygılar, Lig’in gidişine göre buharlaşır ya da alevlenir. Fenerbahçeliler kaygılara alıştılar, yetmedi kaygıları alevlendirdiler.
Beklenti yüksek olunca, bu da “en tepe”den sürekli “yeni bir umut” olarak pompalanınca, olanları/ yaşananları olağan karşılamayı gerektiriyor.
Diyoruz ya hep, Fenerbahçe dertsiz yaşayamaz!
Öyle ki dıştan gelen tehlikeyi savuşturmak, tehlike yaratanlara tepki göstermek, taraftara havele edilirse, bu durum sürüp gider.)
*****
Sona Doğru…
Fenerbahçe’nin “zor” denen maç trafiği, “yeniden” bir yapılanmaya gidildiği ve takım daha oturmadığı için gözleri korkutuyordu.
Ama gördük ki, kolay atlatılan maçlardan sonra, “korku”nun yönü değişiyor!
Neydi o “zor” maç trafiği?
Kasımpaşa (15 Ağustos, deplasman)
Austria Wien (18 Ağustos, deplasman)
Adana Demirspor (22 Ağustos)
Austria Wien (25 Ağustos)
Konyaspor (29 Ağustos, deplasman)
İlk ikisi atlatıldı. Dördüncüsü, tur atlamada 3-0’lık skor göz önünde tutulduğunda “çantada keklik”ten sayılır.
Ya üçüncüsü?
Adana Demirspor maçı için konuşmayı, özellikle derbilerden önce skor tahmini yapmayı seven şarkıcı türküsü takımına, kendilerini sanatçıdan sayanlara ya da onları tahmin yapmak zorunda bırakılanlara bırakalım!
O zaman bize düşen ne?
Son Söz:
Fenerbahçe, Adana Demirspor maçını kazasız belasız atlattı mı, haftayı lider kapatır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder