15 Ağustos 2022 Pazartesi

Aman, İşi Sıkı Tut, Jesus!

Süper Lig’in ikinci hafta maçları bugün bitiyor.

Fenerbahçe,  araya Avrupa maçları girince, pazartesi günlerine abone oldu! Yüklü bir maç trafiğinin getirdiği zorunlu bir durum bu.


Her yıl, özellikle son beş yıl, “yeniden” takım olma yoluna sokulan Fenerbahçe, oturmuş takım havasında değil. İster istemez, o havanın yakalanması için beklenecek! Beklerken, “sabır” denen o kurtarıcı sözcük, teknik direktöre hoşgörülü bakmayı, ona “avans” vermeyi gerektiriyor.


Ama ne zamana kadar?

Fenerbahçe’de gördük ki, “o zaman” uzayınca, teknik direktörün “görev ömrü” kısaldı.


Böyle bir olsalık her zaman olduğu/ olacağı için, o zaman teknik direktöre düşen,  “görev ömrünü” uzatmaktır!


Yoksa, daha gelmeden alkışlayanlar, bir iki hazırlık maçına bakıp övgüler  düzenler, özellikle içtekiler, teknik direktörün dünkü parlaklığına bakmaz, taraftarı memnun etmek için, işe “yeniden” koyulurlar. Onun için, “uyarı” anlatan bizim başlık, asker bavulu misali, duymasa/ görmese bile ilgilinin önüne “küt!” diye düşer:


Aman, işi sıkı tut, Jesus!


*****


Fenerbahçe’nin 15-29 Ağustos arasındaki maç trafiğine baktığımızda, Jesus’un işi gerçekten zor. 


Bu “zor” oluşun doğuracağı olumsuz sonuçtan yönetim, daha açıkçası  Başkan Ali Koç da nasibini alır.


“Zor”un kolay olma olasılığı da vardır.


Ya “zor”, kolay olursa?


O zaman Jesus’un, Ali Bey’in, kimileri “anlık” başarı ve başarısızlıkta “kantarın topuzu”nu kaçırsa da, genel anlamda taraftarın keyfine doyum olmaz.


İşte, “zor” dediğimiz, Fenerbahçe’nin 15-29 Ağustos arasındaki maç trafiği:


Kasımpaşa (15 Ağustos, deplasman) 

Austria Wien (18 Ağustos, deplasman)

Adana Demirspor (22 Ağustos)

Austria Wien (25 Ağustos)

Konyaspor  (29 Ağustos, deplasman)


*****


Jesus’un sıkıntısını kim giderecek?


Verilen sözleri kim yerine getirecek?


Kuşkusuz Ali Koç!


Yukarıdakilerine bir ek:


Fenerbahçe’de işler planlandığı gibi mi gidiyor?


Artık, beşinci yılı da, “etkili santrfor alacağız”, “aldık” gibi umut verici ama sonuçta umutsuzluk yaratan söylemler ve alımlarla öldürmekten vazgeçilmeli.


Ali Bey, “planlama”yla ilgili neler diyor?


“Bizim planlamamız tamamen hocanın arzu ve direktifleri çerçevesinde oluyor. Buraya gelmeden önce 4-5 diyordu. 1,5-2 ay takımla geçirince ve bazı fırsatlar çıkınca onları değerlendirmek istedik.”


Aman Jesus, dikkat et, Ali Bey’in bu sözleri, başarısızlıkta faturanın sana  kesileceğinin işaretidir.


Başkan Ali Koç’un, santrfor konusunda en son neler dediğine bakalım:

“Bazen maddi imkanlar sınırlı ise istediğinizi yapamazsınız. Forvet pozisyonu da transfer için en pahalı pozisyondur.”


“Özellikle transferin son haftası geçmişte de gördüğümüz, tecrübe ettiğimiz gibi çok farklı şeyler oluyor. Biz de özellikle onu bekliyoruz.”


Ne demek bu?

“Fırsat” kolluyoruz!

*****

Kasımpaşa’nın Başakşehir’e 4 - 0 yenilmesi, umalım, Jesus’u yanıltmaz. 

Maçlar, bir öncekine benzemediği gibi sonrakine de benzemez. Futbolcuların duygusal yapısı, rakibi ciddiye almama, adına “büyük” denen takımlar için beklenmedik sonuçlar doğurur.

Jesus, futbolcuları Kasımpaşa’ya karşı nasıl hazırlıyor, bilemeyiz! 

Bugün sahaya çıkanların kafasında perşembe günü oynanacak Austria Wien maçı olursa…

Kimin ne yaptığı ya da yapmak istediğini, bunu başarıp başaramadığını sahada göreceğiz.

Fenerbahçe’de sürekli, “yok”, “alacağız” denen santrfor konusu, takımda bu görevi üstlenen, üstlenmek için görev bekleyen futbolcuların kafasını karıştırmaya yeter de artar. 

Jesus, için "sığınılacak liman" denecek gerekçeler hazır:

Takımın yeni oyuncuların harmanlamasıyla daha kendine gelmesi için zamana ihtiyaç olması ve sakatların varlığı…

O bakımdan Jesus için kesin bir yargıya varmak için önce sakatların iyileşmesini beklemek gerekecek.

Diyelim sakatların tümü iyileşti. O zaman Jesus’un işi, görünüşte  kolaylaşır. Uygulama, başta ilk onbir, sonrasında oyuncu değişiliği tercihleri, alınacak sonuçlar, Jesus’un geleceğini belirleyecektir.

Kuşkusuz bu, sadece Jesus için değil, bütün teknik direktörler için geçerlidir. Jesus Jesus dememizin nedeni, takım ve teknik direktör konusunu Fenerbahçe ve Jesus’la sınırlandırmamız.

*****

Sona Doğru…

“Büyükler”den Galatasaray yenildi, Beşiktaş berabere kaldı.

Özellikle Galatasaray yenilmesi, Fenerbahçelileri sevindirdi. Böylesi sevinme, tersten düşüldüğünde Galatasaraylılar için de geçerlidir.

Oysa rakibinin başkalarına yenilmesinden çok, senin yenilen rakibini yenmen önemli. Gel de bunu taraftara anlat!

Anlatamazsın!

Anlatamadığın için de, boşver diyeceksin kendine kendine, sevinen sevinsin!

Hava kötü, maç saatinde yağış nasıl olur, Jesus bilgilendirilmiştir kuşkusuz!

Jesus, hava koşullarını göz önünde tutarak, nasıl onbirle çıkarır, o onbir ne yapar, yedekten girenler kurtarıcı mı olur, yoksa skoru koruyucu mu, bilemeyiz; ne olacağını hep birlikte göreceğiz.

O bakımdan “Bugün Fenerbahçe ne yapar?” sorusunun yanıtını soru çengelinde sallana dursun. 

O zaman ne diyelim?

Son Söz:

Fenerbahçe, oyunu zevk vermese de, mutlaka kazanmalı ki ruhsal çöküntü takımın üstüne çökmesin; Jesus da bir sonraki maça takımı güven içinde hazırlasın.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder