3 Eylül 2018 Pazartesi

“Değişim”, Birçok “Değişmek”le Olur

Günümüzün gözde sözcüklerinden biridir “değişim”…

Bir iş istemek, yapmak; adını belli bir alanda duyurmak, “değişim”le anlatılır hep.

“Değişim”, daha çok siyasette müşteri bulur! 

Bir başka deyişle, “değişim etiketli” pazarlayıcı çoktur.

“Değişim” sloganıyla ortaya çıkanların tümü, başarılı olamaz. “Oy”a dayalı olanları, “demokratik tavır” ya da “tepki” olarak düşünürsek, denecek yoktur. Ama “oy”un getirdiği, “değişim”in ilk adımı olan “değişmek” (değiştirmek) sonrası yaşananlar, verilen sözlerin tutulması/ tutulmaması, “değişim”in yönünü/ amacını/ hedefini belirler. Yapılanlar/ yapılmayanların verdiği ipuçları, ileride neler olacağının işaretidir.

“Değişim”le gücü ele geçirenlerin dün ne dedikleri bugün nereye koştukları önemli. O bakımdan bugün gidilen yolu iyi değerlendirmek için dünü unutmamak gerekir.

*****

Önce, Türkçe Sözlük’ün yanıtlayacağı sorular:

“Değişim” nedir?

“Bir zaman dilimi içindeki değişikliklerin tümü; değişme, değişmek.”

“Değişme” nedir?

“Değişmek işi.”

“Değişmek” nedir?

“Yerine başka bir kimse ya da kimse gelmek.”

Tanımdan da anlaşılacağı gibi, başlığımız da onu vurguluyor, “değişim”, birçok “değişmek” ile anlam kazanıyor, bütünleşiyor.  Bundan anlaşılan, tek “değişmek”, “değişim”  değildir.

Bu “girizgah”tan sonra, konumuza girelim:

“Değişim” sloganıyla yola çıkan Ali Koç, büyük bir oy farkıyla Fenerbahçe’de başkan seçildi. Bu, “değişim”in ilk aşamasıydı.

Yani?

Yönetimi “değiştirmek”…

Sonrasında göze batanlardan:

“Sportif faaliyetler” Comolli’ye verildi.
Yerli teknik direktörle çalışmak gündemde olmadığı için Aykut Kocaman’ın yerine Cocu getirildi.
Aykut Kocaman’ın ekibinin bir bölümü kaldı, bir bölümü değiştirildi.
Atamayla gelenlerden kimileri gitti, yerlerine başkalarına geldi.
Futbolculardan satılanlar oldu, yenileri geldi.
“Değişim rüzgârı”, kombine satışlarında patlama yaptı!
Sağa sola dostluk eli uzatıldı; Trabzonspor’dan hemen, uzanan eli tutmanın koşulu geldi.
"Gitmeyin, gelmeyin, almayın" söylemleri yerini tersine bıraktı.
Bütünlük havası esmeye başladı.
Bu, tribünler yansıdı, tribünler şenlendi.

*****

Futbol takımının oyun anlayışında “değişiklik” arayışı, taşlar daha yerine oturmadan art arda gelen üç yenilgiyle, doğal olarak umut kırıcı oldu.

Dört maçta alınan 3 puan, yitirilen 9 puan...

Daha ilk 4 maçta umutlar tükenir mi?

Bakışa, ileri sürülecek gerekçelere göre, her farklı görüşte bir gerçeklik payı vardır. Ancak şu anki başarısızlığı teknik direktörünün yeni oluşuna ve bunda payı olmadığına bağlamak, bir eksikliktir. Başını alıp giden takımların çok iyi olduğunu ve bunun öyle süreceğini, özellikle “Büyük”lerden geride kalanların hep öyle kalacağını düşünmek de yanıltıcıdır. 

Şimdiden, alınan sonuçlara bakarak, “O gitsin, bu gelsin” türündeki söylemler, kahve söyleyişi havası taşır. Hele kafalar dumanlıysa, söyleşinin tadına doyum olmaz.

Konumuz neydi?

Fenerbahçe’de “değişim”…

Futbol takımında gördüğümüz “değişiklikler”, gidenler gelenler ve “sistem” açısından “değişim”in şimdilik olumsuz yanları…  Olumsuzlukları olumluya çevirmek, gelecekten umutlanmak için de zamana gereksinim var. Onuncu haftadaki görünüm, karabulutları dağıtacağı gibi, umutsuzluğu daha da yoğunlaştırabilir.

Öteden beri sığındığımız, “sabır”…

“Sabreden derviş olmak”, o kadar zor mu?

Son söz…

Fenerbahçe’de “değişim”, ne yöne doğru gidecek, nasıl sonuçlar doğuracak bunun yaşayarak birlikte göreceğiz.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder