14 Eylül 2018 Cuma

Ali Koç ve “Söz Vermek” Üzerine Bir Deneme

Söz vermek ya da vermemek…
Sonrası?

Sözünde durmak ya da durmamak…

Söz bu, uçar gider; yazı gibi kalıcı değildir. Ama söz, “ses” olarak kayda geçmişse, yazıdan daha etkilidir.

Demek ki “Söz uçar, yazı kalır.” eskidenmiş!

Söz vermek yetmez, sözünde durmak önemli. Öyleleri güvenilir olmada örnektir, simgedir. Onlar, yapamayacağı işler için söz vererek yükümlülük altına girmezler.

(Söyleneni yeterince anlamayanlar, her söyleneni olmuş, gibi düşünüyor bizde. Beyin yıkamayı haber verme sananlar ise, yaptıkları haberle kişileri “hedef tahtası”na koyacakları gibi göklere de çıkarabilirler. “Hedef tahtası”na konan ya da sözleri yanlış yansıtılanlar, o an sustu mu, olan olmuş/ olacak gibi sunulmuştur artık.) 

*****

“Söz vermek” nedir ona bakalım önce:

Kesin yapacağını söylemek…

Yapıp yapmamak, söz verenin elinde.  O bakımdan Aykut Kocaman’ın “Biz şampiyon olacağız.” demesiyle bir başkasının “Size şampiyonluk sözü veriyorum.” demesi aynı kapıya çıkmaz. Çünkü “Biz şampiyon olacağız.” demek, bir inanmadır; onu gerçekleştireceklere cesaret verme, onları yüreklendirmedir.

“Size şampiyonluk sözü veriyorum.” demek ise, taraftarın duygularını gıdıklamak, onlara umut vererek çevresinde tutmak, başkalarını o çevreye katmak, çevresini genişletmektir.

Birine, “Size, işe alma, sizi şu göreve getirme sözü veriyorum.” diyebilirsiniz.  Bu, son sözü söyleyenin siz olduğunuzu  gösterir. Sonra verdiğiniz sözde durur ya da durmazsınız, o sizin paşa gönlünüze kalmış. 

“Size şampiyonluk sözü veriyorum.” diyene, sözünde durmadı diye güvenilmez demek, düşünce kıtlığının anlatımıdır.

*****

Ali Koç’tan “söz vermek”, “söz vermemek” üzerine kapsamlı bir deyiş:

“Biz şampiyonluk sözü vermedik, transfer sözü vermedik, bir zihniyet değişimi sözü verdik.”

Ali Koç’a göre “en büyük transfer”, taraftar…

Hangi taraftar mı?

İlk akla gelen, seçim öncesi her fırsatta, “Ali Koç başkan, Fenerbahçe şampiyon” diyen, bir bölümü maçlara gitmeme dışında ürün almayı “boykot” eden, gittiği maçlarda "köstek" olan taraftar…

“Söz vermek”, sözlük anlamıyla neydi?

Kesin yapacağını söylemek…

O zaman bir soru?

Ali Koç; “şampiyonluk”, “transfer”, “felsefe değişimi”nden hangisini kesinlikle yapabilir?

Kuşkusuz sonuncusunu. Bu, “felsefe değişimi”, “transfer sözü verme”yi sağlayabilir. Çünkü “söz verme”de ipler, “söz veren”in elindedir. 

Bu ne demek?

Ali Bey, “şampiyonluk sözü”nü tek başına sağlayamaz. Ama birine “Sizi şu göreve getireceğim.” derse, bu sözünü yerine kesinlikle getirir. 

*****

Ali Koç’un, “Şampiyonluk sözü vermedik.” demesine bakmayın!

Süper Lig’de şampiyonluklara “ambargo” koymuş “3 Büyükler” dediğimiz takımların taraftarı ikinciliğe bile burun kıvırır. Öyleleri için varsa yoksa, şampiyonluk.

“Ali Koç başkan Fenerbahçe şampiyon” diyenleri bir süre ikna etmek kolay olur, ama sadece şampiyonluğa odaklanmışlar ne olacak? 

Takımı yenildiği zaman, okulunda, işyerinde, kahvede … dalga geçildiğine inanan, bu yüzden sokağa çıkamadığından dem vuranlar, “Yönetim sezon içinde değişseydi şampiyon olurduk” diyenler, yönetim değişmesine karşın şampiyonluk gelecek yıllara ertelenmişse, bu kahredici (!) duruma nasıl katlanacaklar?

Kuşkusuz sözümüz, bütün umudunu “tek"e bağlayan, “yarış”ın, maddi olanaklara bağlı olanların dışında kalanların etkisini görmezlikten gelen, onların değişmesi için bir çaba içinde olmayanlara…

(“Şampiyonluk sözü vermemek” doğru bir deyiş. Çünkü sizin sonuca bağlayacağınız bir durum değil bu. Şampiyonluk bir “hedef”tir, bir “özlem”dir. Bunun gerçekleşmesini sağlayacağını düşündüğünüz “kadro”yu oluşturmak, maddi olanaklara bağlı olarak sizin elinizde. “Hedef”e ulaşılır/ ulaşılmaz, orası ayrı. Bizde şampiyonluğa giden yolda koşullar hiçbir zaman eşit olmuyor, o yolda kimileri bazen “kollayan” bazan “köstekleyen”  açısından "taşeron" oluyorlar.) 

Son söz:

Konuşan, yargılı anlatım denen cümleleri sözcüklerin  hakkını vererek kurmamışsa, bu da “kusur”sa, asıl “kusur”, bunun doğruluğuna inanandadır.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder