17 Eylül 2018 Pazartesi

Fenerbahçe, Konya’da Eljif Elmas'la Mutlu mu Mutlu…

İlk düdük çaldığında tek yenilgisiz takımdı Konyaspor…

Son düdükle “yenilmezlik unvanı” bitti.

Konyaspor, böylece  2018-2019 Spor Toto Süper Lig Lefter Küçükandonyadis Sezonu’nda bir “ilk”e imza attı:

Yenilmezlik unvanını en son yitiren takım.

Yenilmezliğe, ikinci yarıda Aatıf’ın yerine oyuna giren Eljif Elmas, 67. dakikada attığı golle son verdi. 

Oysa Konyaspor, son yıllarda Fenerbahçe’ye Konya’da ters geliyordu.

*****

Fenerbahçe’de yeni transferler ne yapacaktı?

Dört maçtan üçünü art arda yitirmiş bir Fenerbahçe, taraftarına keyif verecek miydi?

Yanıt arayan sorular çoktu.

Başka takımlara gelen yenilerin tozu dumana kattığı (!) bir yarışta, sahaya çıkan Fenerbahçe’dekiler daha kendilerini gösterememişti. 

Umutlu olanlar için, bekle gör, devreye girmişti.

Oysa bir iki maça bakarak kesinlemelere gitmek modaydı bizde.

Kendilerini tartışılmaz uzman sayanların söylediklerinin gelecekte de öyle olacağı sanısına kapılanların çok olduğu bir ortam futbol dünyası…

Sesi çok çıkanın söylediğinin “yaygın kanı”ya dönüştüğü bir yerde söz söylemenin zorluğu ortada.

Hele, “O gitsin bu gelsin” muhabbetinin prim yaptığı bir yerde…

*****

Fenerbahçe kesiminde Fenerbahçe’ye bakışlar farklı mı farklı…

Geçen yılki kadroyu korumak, oturmuş takıma yapılacak bir iki takviyeyle yarışa katılmak varken, yeni bir anlayışla yeni bir “ekip” oluşturarak  yola çıkılmasına ne gerek vardı diyenler olsa da, dün dünde kaldı artık. 

Bu anlayışa bağlı eleştirilerin ilk maçlarda gerçeklik kazandığı ortaya çıksa da…

Art arda gelen üç yenilgiyle umutsuzluğa kapılarak, aynı zamanda yeni yönetime destek olmak üzere, “Bu yıl olmazsa gelecek yıl” anlayışının yerleşmeye başlaması da…

Başlardaki uyumsuzluk, tökezleme, kendini bulamamanın getirdiği başarısızlık, hep böyle gidecek duygusuna kapılmayı gerektirirse, kötü.

Çoğu kez unutulan, Lig’in birkaç maçla bittiği değil, 34 maçlık bir maraton olduğu…

Köprülerin altından ne sular akar sular…

Ne “dümen”ler çevrilir, beklenmedik ne durumlar çıkar ortaya…

Özellikle ikinci yarılarda Fenerbahçe’nin başına gelenlerle yoluna “taş” konulması…

Şimdilik en belirgin görüntü, içten yıpratma, “taş” koymaların olmayacağı!

*****

Önemli olan üç puanla dönmekti Konya’dan İstanbul’a…

Takımda oturmuşluk, futbolcular açısından uyum, öyle birkaç maçta olacak iş değil. Oturmuş gözüken takımlardaki görüntü çoğu kez aldatıcıdır. Bizim Lig’de başlarda tozu dumana katanların, bir yerden sonra durmaya, gerilemeye başladıklarına az mı tanık olundu?

Oyun zevk verir vermez, üç puan kazandın mı, gerisi teferruat…

Eksikleri görmek, gidermek teknik adamların işi.

Ekranları ve  köşeleri dolduran çeneye, bazen de kaleme kuvvet döktürenlerin elleri kolları öyle bağlı mı kalacak? 

Kuşkusuz kalmayacak; onlardan kimilerinin gördükleri/ saptadıkları “muhatap”lara yol gösterecek ya da onları yerin dibine batıracak.

*****

Önemli olan kazanmak değil mi?

Fenerbahçe, yenildiği o 3 maçta atmak yerine kaçırdı; bu maçta ise yemedi, attı. O 3 maçta, futbol aleminin deyişiyle, “futbol şansı” yanında olsaydı, şimdi “tepe”de yer alacaktı.

O zaman ne denecekti?

Görüyorsunuz işte!

Neyi mi?

Gözlerime bakın ne demek istediğimi anlarsınız misali…

Gizemli olmayı, öyle görünmeyi pek severiz ya…

Hele kötü ya da iyi eylemi/ hareketi hemen genelleştirir ya göklere çıkarır ya da yerin dibine batırırız.

Eljif Elmas’tan gelen maçın tek golü öncesine övgüde birleşenlerin unuttukları, gol pası verilene kadar topun oraya nasıl geldiği. Benzia’nın “ilk golüm” bencilliğine kapılmadan Eljif Elmas’a pas vermesi kuşkusuz övgüye değer. Ama en doğrusu, filmi başa sarmak misali, gole gidişi başa sarmak.

Golü atan bir kişidir, ama golde payı olan birkaç kişidir bazen.

*****

Sona Doğru…

Kaleci Harun’u saymazsak, savunma eskilerden kuruluydu.

Yeniler, orta alanda, ileride yer alanlardı.

Geldiği günden beri gönderilmek istenen Aatıf, gitmemekle haklıydı.

Eljif Elmas umuttu!

Mehmet Topal, gereksinim duyulduğunda “hazır kuvvet”ti.

Saha ve doğa koşulları, sakatlıklar, cezalar… birçok doğal ve yan etkenler, takımların gidişine engel olabilir ileride.

Ne mi denebilir Fenerbahçe için?

Fenerbahçe Konya’da mutlu mu mutlu…

Son söz:

Gözler, 20 Eylül’de dışarıda UEFA Avrupa Ligi’nde Dinamo Zagreb, 24 Eylül’de içeride Beşiktaş’a çevrili…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder