30 Kasım 2017 Perşembe

Reza Zerrab’ın Parası Fenerbahçe’de Geçmedi; “Taşeron"lar Devrede…


(Bu yazı 22 Temmuz 2015'te yazıldı ve yayımlandı.)

Bu memlekette vergi veren, enayi; borcunun üstüne yatan, muteber!

“Milletin anasını belleyen”ler daha bir muteber!

Devlet adına iş yürütenler, borç konusunda kimilerinin üstüne giderken kimilerini kollar pozisyonda oluyorlar. Gün geliyor, kollananlar, zeytinyağı gibi üste çıkıyorlar.

Kişilerle ya da kurumlarla ilgili üretilen haberler, “anahtar teslimi” misali... “Yandaş”ını sorgulamaktan “imtina” edenler, aynı konuda başkalarını sorguluyorlar. Bunu, farklı yollarla, spor kulüpleri için de görüyoruz. 

Kulüplerden, borcunun üstüne yatanı da var, uzlaşma adı altında borcunu azaltan, ödemeyi yine savsaklayan da... Yükümlülüğü aksatmadan yerine getirenler de...

“Büyük”lerle ilgili haberler müşteri bulduğu için onların adı öne çıkıyor hep. Ama öne çıkaranlar, kurnazlık yapıp ya hepsini aynı kefeye koyuyor, “biri”ni korumaya çalışıyorlar ya da borcu olmayanı “borcunu ödemiyor” gösteriyorlar.

Başkalarının üstüne üstüne gidenler, ne yazık ki, kimi kulüplere kol kanat germekte, onların yeni ufuklara açılmasına olanak tanımaktalar.

Ne demeli?

“Taşeron” olmak işte!.

*****

Transferle birlikte başlayan “para” üzerinden yapay/ kasıtlı/ yönlendirici haberler, 3 Temmuz’un bir "versiyon”u olarak gündemde tutulmak isteniyor olmasın?

Haber başlığıyla, haber içine gizlenmiş “yuvarlak söz”lerle “olumsuz algı” yaratılmak isteniyor. Bu durumlarda bilinir ki, aleyhinde haber yapılan yıpratılmak istenirken, özellikle “biri” kollanır. O “biri”nin daha önce ortaya çıkmış olumsuz yanı, hedef saptırmayla gizlenir. Böylece “para”, devlete karşı yükümlülüğünü yerine getiren konusunda “açığı olmayan”, “açığı olan”a kurban edilmek istenir.

Borcu olan değil, borcu olmayan “suçlu” gösterilir.

Bu arada, başkalarının “para” kaynağı ağza alınmazken, yıpratılmak istenene, en olmayacak soru sorulur:

Değirmenin suyu nereden geliyor?

(Para, çilingirin elinde her kapıyı açan bir anahtar olur. Paraya gereksinimi olan kimileri, para sesini duyunca bir “hoş” olur, gelsin de nereden, kimden gelirse gelsin anlayışıyla yapılanları yaşamanın bir gereği sayar.

Paraya para demeyen adam/lar, paraları türlü gerekçelerle saçınca, açılan kapılardan içeri giren “paralı adam”, el üstünde tutulur artık.

Ama parayı bastırıp her şeyi satın alacak adamlar, parayla herkesi hizaya sokamazlar.)

*****

Paranın sesi bir başkadır; insana “doyulmaz huzur” verir!

Ama kimi bu “ses”in kaynağına bakar, kimi bakmaz.

Cumhuriyet’ten Arif Kızılyalın’ın “Fenerbahçe Rıza Sarrafı reddetmiş” başlıklı yazısına bu açıdan bakanlar/ bakmayanlar var.

(Bir yerde Reza Zarrab, bir yerde Rıza Sarraf ...

 Niye böyle?

İlki, asıl adı, Farsça; ikincisi, Türkçeye uydurulmuş olanı...)

Arif Kızılyalın’ın Fenerbahçe, Trabzonspor, Mersin İdmanyurdu için dediklerine “iddia” diyelim. Ama Beşiktaş’la ilgili olanı “iddia” değil. Çünkü Başkan Fikret Orman, “Ben Beşiktaşlıyım” diyen Reza Zerrab’ın loca satın almasını “ ticaretin gereği” saymış. Ayrıca, “Beşiktaşlılar, beni gördüğünde gözünden ışık çıkıyor.” dediğine göre, Reza Zerrab’da da o “ışık”ı görmüş.

("Bu arkadaşımız Beşiktaşlı olduğunu, görüşmek ve loca almak istediğini söyledi. Bugün olsa yine görüşürüm. Daha önceden bir ticaretim ve merhabam yok, tanımıyordum kendisini. (...) Basında ‘Fenerbahçeli’ dediler, ben nerden bileyim, bana ‘Beşiktaşlıyım’ dedi.")

Reza Zerrab’ın isteğini karşılamak, reddetmek, ilgili kişilerin “sindirimi"yle ilgili...

Yani?

Fikret Orman, Aziz Yıldırım farkı...

*****

Fenerbahçe'ye para konusunda "sol"dan büyük bir ilgi var!.

Yeni transferlerden Van Persie’nin adı kullanılarak, “olumsuz algı” yaratma çabaları sürdürülüyor.

“O yaptı, ben de yapayım” mantığı, “virüs” gibi başkalarına da bulaşabilir.

Haberi etkili kılmak için tutulan “sakat” bir yol işte:

Gerçekleri saptırarak, olanları tersine çevirerek, “taşeronluk”a soyunmak...

Gönlünde yatanın “sözcü”sü olmak...

Girişilen her işte bir “hesap kitap” vardır kuşkusuz.

Son söz:


“İnsanların çoğu, kendilerinin olmayan parayı, ihtiyaçları olmayan yerlere harcarlar.” (Gasson)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder