4 Kasım 2017 Cumartesi

"Futbol İmamı” ve Saz Ekibi, Assolist mi Yoksa?

(Bu yazı, 29 Temmuz 2016'da milliyet.com.tr'de yayımlandı.)

Dün saldırdığına, suçladığına bugün hak vermek!.

Yanıldığını söylerken rahatladığını düşünmek!.

Yani?

Günah çıkarma!.

Günah çıkarma başladıysa, “kıvırman”lar, kendilerini “temize çıkarmak” peşindedir.

(Asıl, “devekuşu” misali başını kuma gömenleri, kendilerini aklamak için dün olanları çarpıtanları dikkatle izlemek gerekir.)

“Kıvırman”lara sorulacak sorular belli/dir:

O günlerde onları niye yaptın, niye dedin/ yazdın?

Kimin buyruğuyla öyleydin o zaman?

“İtirafçı” mı olmak istiyorsun yoksa?

*****

Rüzgâr, tersten esmeye başlayınca, dünün suçlayanı, verilen görevi/ yetkiyi rakip saydığına karşı kullananı...

Ne mi yapar?

Dün sizin, başından beri söylediğinizi, yeni bir “gezegen” keşfetmiş gibi söyler; "temiz kâğıdı” almak ister!.

Kimileri ortalıkta gözükmez: lal olmuşlardır belki de...

Soruyorlar:

Spor medyasına, futbol kurumlarına, özellikle “futbol imamı”na ne zaman sıra gelecek?

Biz nereden bilelim?

Dilerseniz, Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç’a kulak verelim:

“TFF Başkanı ile görüştük. Spor federasyonlarında da kendi bakanlığımızda da tüm incelemeleri yapıyoruz. FETÖ Terör Örgütü ile bağlantılı olan kişilerin aramızda barınma ihtimali yok. Yargının alacağı kararlar sonuna kadar uygulanacak.”

(Her kurum, temizliğini kendisi yapmıyor mu? Spor dünyası, sadece bu iki kurumdan mı ibaret? İncelemeyi yapanlar, ya kendilerini gizleyense?)

Dün, enine boyuna ele alınır araştırılırsa, ne mi olur?

O, sıradan ve olağan gözüken gelişmeler/ durumlar/ kararlar/ demeçlerin gerçek niteliği ortaya çıkar, kimileri “Vay anası...” der, kuşkusuz.

Ve daha birçok unutulmayacak, aydınlatılacaktır:

3 Temmuz, 12 Mayıs, 04 Nisan...

Ve federasyonların, özellikle futbolun içine çöreklenmiş olanların, kendilerine verilmiş yetki ve görevleri “doğrama” aracına elbirliğiyle dönüştürmeleri...

*****

Temiz futbol”u kendilerine “kirlisi”ni başkalarına uygun görenlerin kurnazlığı unutulur mu?

Takım sevgisinin, çıkarın ve rakibe duyulan sportif öfkenin “kör” ettiği gözler açılır mı?

“Hain emelleri” için kitleleri birbirine kırdırma çabasında olanlar, camiasının temiz duygularını ve coşkusunu istismar eden ve kötüye kullananlar, “iyot” misali açığa çıkarılır mı?

Ast üst ilişkisinin en katı olduğu orduda bile “imam” sayılan astsubayın generale emir verdiği düşünüldüğünde, bu tehlikeli yapılanmanın futbolda, TFF içinde, kurullarında, sporun birimlerinde olmaması mümkün mü?

Spor Bakanı’nın, “TFF Başkanı ile görüştük. Spor federasyonlarında da kendi bakanlığımızda da tüm incelemeleri yapıyoruz.” demesinin uygulamaya nasıl yansıyacağı merakla beklenmez mi?

Beklenir; çünkü her yer FETÖ’cü kaynıyor!.

Ne ki sahnedekiler arasında spor/ futbol kesiminden kimseler yok şimdilik.

Anlaşılan, onlar, başta “imam” ve saz ekibi, assolist!.

Son söz:

Assolist, sahnede en son yer alır; ama assolistin son anda sahneye çıkmadığı ya da çıkarılmadığı da olur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder