30 Aralık 2019 Pazartesi

Jailson’un Golünde Hakem Halil Umut Meler de Çaresiz Kaldı!

Gözler son maçtaydı; Fenerbahçe ne yapacaktı?

Fenerbahçe’nin yapması gereken tek şey vardı; Rize’den 3 puanla şen şakrak dönmek… Başka yolu yoktu; “tepe”den kopmamak gerekiyordu. Çünkü puan alan alana… Üstelik, “gol yağmuru” vardı.

(Beşiktaş - Gençlerbirliği: 4-1
Başakşehir - Kasımpaşa: 5-1
Trabzonspor - Kayserispor: 6-2
Galatasaray - Antalyaspor : 5-0
En yakın rakibinden 4 puan önde olan Sivasspor, konuk ettiği Göztepe karşısında kanaatkârdı; 1-0’la yetindi!)

“Büyükler”, çok kolay kazanmıştı. Beşiktaş, 11. ve 36. dakikalarda kırmızı kart gören, 9 kişi kalan Gençlerbirliği’ni, o da ikinci yarıda attığı gollerle yenmişti.

Ya Trabzonspor, Galatasaray?

İşte bunların rakiplerinin olmayan/ olan futbolcularına bakıldığında ilginç bir durum vardı.

Fenerbahçe’den, o da hakem eliyle 3 puan koparan Kayserispor ile Antalyaspor, cumartesi günü gole doydu! Öyle ki, gol yemeye hevesli bir takım görüntüsüyle sahaya gönüllü futbolcuları çıkarmışlardı.

Bu da nereden mi çıktı?

Kaynak/lar sağlam!

İlki KayserisporSK’nin paylaşımı…

Antrenörümüz Ömer Faruk Mahir'in maç sonu basın toplantısı:

"Kayserispor her zaman puan ya da puanlara taliptir. Bunun için son ana kadar bizleri yalnız bırakmayıp buraya gelip mücadele eden futbolcularımıza sonsuz teşekkür ediyorum.” 

( “…. bizleri yalnız bırakmayıp buraya gelip…” ifadesi, alışık olunduğu gibi, taraftara yöneliktir. Ama antrenör, bu ifadeyi doğrudan futbolcular için kullanıyor. Site sorumlusu, inşallah, taraftar ile futbolcuları karıştırmıştır! Değilse, bunlar, 2019 Türkiye Fair Play Ödülü’nü hak ediyorlar!)

Kayserispor, sahaya neredeyse yepyeni bir kadroyla çıkmıştı.

Ya Antalyaspor’la ilgili kaynak?

Soru: "Serdar Özkan, Aatif ve Diego gibi isimler kadroda yok. Neler söylersiniz?”
Stophen Tomas:  "Bu maç için onları düşünmedim. Daha da değişim olacak.”

Kim bu Tomas?

Antalyaspor teknik direktörü, Galatasaray’da oynamış eski futbolcu…

*****

Gözler son maçtaydı; Fenerbahçe ne yapacaktı?

Fenerbahçe’nin yapması gereken tek şey vardı; Rize’den puanla 3 şen şakrak dönmek… Sonuçta şen şakrak dönüldü. Jailson’un çok uzaklardan attığı, beraberliği bozan gol, 3 puanı getirdi.

Fenerbahçe, golleri atıp, bir an önce İstanbul’a dönmek gibi bir havada başladı. Golü de 13. dakikada Deniz Türüç’ün frikikten attığıyla buldu. 

Her takımda genellikle golü attıktan sonra görülen durgunluk, Fenerbahçe’de daha bir belirgin. Golün üzerinden fazla zaman geçmeden Rizespor, beraberliği sağladı.

Gol sonrası, Fenerbahçeli futbolcuların yüzleri bir çökmüşlüğü anlatıyordu.

Toparlanma nasıl olacaktı?

Fenerbahçe’de hem ileride hem geride bir uyumsuzluk, telaş vardı. Rizespor’da Oğulcan, futbol diline yerleşmiş deyişle “kasap” göreviyle sahaya çıkmıştı.

İlkyarıda gol, iki taraftan da gelebilirdi; Fenerbahçe’nin bir penaltısı “güme” gitti bu arada.

İkinci yarıda Rizespor’un skora razı olduğu görülüyordu. Fenerbahçe, kapanan Rizespor’u aşmaya çabalıyordu. 70. dakikaya, yani ikinci golü yiyene kadar Rizespor, özellikle Oğulcan’la yaptığı ataklarla “golü bulursam yaşasın” havasındaydı.

Zanka- Emre değişikliği, gol gelince işe yaradı havası verdi.

Jailson’un o güzel golünden sonra razı olma rolünü, bu kez, Fenerbahçe üstlenmeye başladı.

Top ayağa oturunca, uzaktanmış yakındanmış vuruşun hiç önemi yok, istiyorsa bir de, gideceği yeri iyi biliyor! İşte Jailson’un vuruşunda top, 3 puanla İstanbul’a git dercesine, havalı bir biçimde kaleye girdi.

Jailson, topa yüklendiğinde, acaba kaç kişi gol olur diye bekliyordu? Önceki denemelere bakan, topun tribünleri boylayacağını düşünmekten kendini alıkoyamamıştır.

Demek ki, top istesin sadece…

Top, puan yitirilen maçlarda az mı nazlandı, direklere takıldı.

Jailson’un golünde kaleci gibi, hakem Halil Umut Meler de çaresiz kaldı! 

Halil Umut Meler’e sadece düdük çalmak kaldı, o da santrayı gösteren düdük… Başka türlü düdük olamazdı; çünkü Jailson’un çevresinde faul yapıldı denecek kimse yoktu, ilerideki Fenerbahçeliler de kaleciden çok uzaktaydı.

*****

Son Söz….

Ersun Yanal, 3 puanın gelmesinin verdiği rahatlıktan olsa gerek, oyundan memnun değildi.

O kadar futbolcu alındı, ama yine de yenilerine gereksinim var.

Hasan Ali Kaldırım’ın yokluğunda, yerini dolduracak bir sol bek yok. 4 Stoper, onlara ek olarak orta alandan aktarmayla orada görev yapacaklar olmasına karşın, sakatlık ya da cezalı olma durumunda, stoper eksikliği görülüyorsa, transferlerde bir terslik/ eksiklik var demek.

Gel de, bu maçta sakat Sadık, cezalı Serdar aranmadı de!

Demek ki, stoper de istenecek.

(Orta alan oyuncusunun kendi alanında top yitirmesiyle geride oynarken yitirmesi çok farklı. Fenerbahçe, bu farklılığın acısını kalesinde gördüğü kimi gollerle çok çekti. Maçın sonralarına doğru, benzer durum olacaktı ama olmadı; çünkü kaleci Altay yerdeyken topu yakaladı.Yoksa 2 puan buharlaşacaktı.)

Vedat Muriç, tek başına yeter mi?

Vedat Müriç’e bir arkadaş gerekli!

Son söz:

Fenerbahçe’nin, ikinci yarıya Sivaspor’dan 6, Başakşehir’den 2, Trabzonspor’dan 1 puan geride başlayacak olması, “tepe”ye 10 puan uzakta olan Galatasaray’ın umudunu canlı tutumasına bakılırsa, o kadar önemli değil.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder