26 Aralık 2019 Perşembe

Ersun Yanal’ın, Galibiyeti Tersten Okutma Görüntüsü!

Ersun Yanal’ın maç sonrası, gereksiz ve anlamsız çıkışına, ekranlardaki görüntüsüne bak da kendini düşünmekten alıkoy, mümkün mü bu?

Değil kuşkusuz!

O zaman, Fenerbahçe için çoğu kez geçerli olan “olmayanın olanı”na, kızmadan, öfkelenmeden bakalım:

3 puan Beşiktaş’a gitti; “şenlik”, Beşiktaş tarafının oldu!

Üstelik, Beşiktaş’ın “şeytanın bacağını” kıran bir Abdullah Avcı’sı…  Fenerbahçe’nin ise, Beşiktaş karşısında  geleneksel hal alan “Kadıköy’de yenilmezlik unvanı”nı sonlandıran ise Ersun Yanal’ı…

Yani?

Garp cephesinde çok şey var!

Ersun Yanal’ın teknik direktör olarak Fenerbahçe’de kazandığı unvan neydi?

Fenerbahçe’yi nisanda şampiyon yapan…

Ya şimdiki?

Kadıköy’de Beşiktaş’a 14 yıl sonra galibiyet tattıran…

*****

Ava gelen avlanmadı, “av”la dönüyor!

Beşiktaş maçından bir hafta önce, Sivasspor maçı öncesi, bu haftayı göz önünde tutarak yazdığımız yazının başlığı şöyleydi:

Yolu Kısaltacak, Ömrü Uzatacak Maçlardan İlki Sivas’ta…

Sivas’taki maç malum; Fenerbahçe eli boş döndü Sivas’tan.

Bu kez, bir hafta sonra, Kadıköy’de eli boş kaldı Fenerbahçe’nin! 

Eli dolu giden, Beşiktaş oldu!

O zaman, bu iki maç, zorunlu olarak şunu belirliyor:

Yol uzuyor, ömür kısalıyor!

*****

Fenerbahçe için çoğu kez geçerli olan “olmayanın olanı” yukarıda kaldı.

“Olmayanı olan yapan”, kuşkusuz, Ersun Yanal’ın o gereksiz ve anlamsız sözlerle verdiği galibiyeti tersten okutma görüntüsü ve bunun maçtan habersiz birine çağrıştırdıkları!.

Sevinmesi gerekenlerin sevinçleri gölgeleniyorsa, dedikodu denenlerden yola çıkılarak, içeriye dönük olarak, sorun var havası yatılması hoş değil.

Ersun Yanal maçın, dolayısıyla Fenerbahçe galibiyetinin önüne geçti. Oysa derdini, sıkıntılarını başka yerde açığa vurmalı, giderme yolları aramalıydı.

Fenerbahçe gibi bir takımın başına gelmek öyle kolay değildir; hoş, bazen koşullar, zor olanı kolay yapabiliyor. 

*****
Sona Doğru…

“Olmayanın olanı”nda anlattıklarımız gerçekten olsaydı, medyanın teknik direktör gönderme görevi, yerine mi getirilmiş olacaktı?

“O gitsin, şu gelsin” diye bir derdimiz, tercihimiz olmadığı için, soruyu açma/ yanıtlama, bizim alanımıza girmiyor.

Beklentimiz ne?

Olması gereken.

Yani?

Son söz:

Ersun Yanal, işine odaklanmalı, “medya bülbülleri"nin ağzına sakız olacak “malzeme” vermemeli.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder