25 Aralık 2019 Çarşamba

“Şenlik”, Nasıl da “Gürültü Patırtı”ya Dönüştü?

Bir Fenerbahçe - Beşiktaş maçı daha geride kaldı.

Maç öncesi dediklerimizin bir bölümünü anımsatmaya ne dersiniz?

Bir tarafa gidecek 3 puan, bir yanda şenlik, bir yanda gürültü patırtı demek… Sonuçta hakem etkisi varsa, oklar hakeme yöneltileceği için, kendisini kurtarmak isteyenlerin sesi, gürültü patırtıyı bastıracaktır!

Ersun Yanal da Abdullah Avcı da “av” peşinde!

Avcı, aynı zamanda “unvan”; Ersun Yanal ise Fenerbahçe’nin “Kadıköy’de yenilmezlik unvanı”nı sürdürme peşinde…

Beşiktaş, Kadıköy'de en son, 17 Nisan 2005 tarihinde 4-3'lük skorla kazandı. O tarihten beri Beşiktaş galibiyet göremedi.

(“Cüneyt Çakır: Sonuç Belirleyen Canlı Alet!”,

*****

Ne dedik, ne diyoruz?

“Kendir pişir kendi ye!” usulüyle:

Üç puan bir tarafa gitti mi?
Gitti. 

“Şenlik" var mı?
Var olmasına var da, “şenlik” gölgelendi bir bakıma; yerini “gürültü patırtı" aldı!

“Gürültü patırtı”, yenilen tarafta olmaz mı?
Olur da, olmadı ama. Yenilenin teknik direktörü, yeterli mücadele veremediklerini açıkça söyledi.

Hakem etkisi var diyen taraf, okları hakeme yöneltti mi?

Yöneltti ama MHK Başkanı Zekeriya Alp’i eleştiri dışında tuttu.

Sonuç mu?
Fenerbahçe’nin kazandığı maçlar daha bitmeden, çoğu kez de, devre arasında ekrandan özellikle biri, “işaret fişeği”ni atar, ekran gülleri, bizim de çorbada tuzumuz olsun dercesine saldırıya geçerler. 

Bu kez, Ersun Yanal, gereksiz ve maçla ilgisi olmayan sözlerle, o kesimin ağzına “sulu meme”yi verdi. Ekranlar, iyice yavanlaştı.

*****

Abdullah Avcı, yeterli mücadeleyi veremediklerini söyledi.

Beşiktaş yönetimi ise, “sonuçta hakem etkisi var” diye “okları” hakeme yöneltti. Beşiktaş yönetimi de Fenerbahçe’ye karşı bildik tavrını sergiledi. Bu tavır, başka takımlar için de geçerli, ne yazık ki hep Fenerbahçe’ye karşı gösteriliyor.

Hakemle ilgili sorular yok değil:

Cüneyt Çakır’ın “hata”ları sonuca gerçekten etki edecek nitelikte miydi? 

Yoksa Cüneyt Çakır, renkleri mi karıştırdı?

Taraflar, tartışmayı “inatlaşma” üzerinden yürütürse, tartışma, taraflardan birinin ancak, “Geç kaldım, uçağı kaçıracağım!” demesi ve gitmesiyle ertelenir, bir başka maça kadar da unutulur.

*****

Maç, Fenerbahçe’nin 3-1’lik galibiyetiyle bitince…

“Şenlik” Fenerbahçe, “gürültü patırtı” Beşiktaş tarafında olacaktı kuşkusuz.

Ama olmadı, “şenlik” son düdüğün hemen ardından “gürültü patırtı”ya dönüştü. Medyanın “bülbülleri”nin ağzına sakız olacak “malzeme” verildi.

“Malzeme” vermek hiç de hoş olmadı. Zaten onlar fırsat kollarlar. Verilen fırsatı kullanan, sözcüklerin belini bükmekle kalmaz, kendini tiyatro sahnesinde sanarak, tok/ dolu bir ses tonuyla, jest ve mimiklerle sana yüklenir.

Maç, maçtaki güzellikler, Fenerbahçe’nin nasıl oynadığı zaman nasıl sonuç alacağı gerçeği, “gürültü patırtı”nın gölgesinde kaldı.

Bu, futbol tarihimizde bir “ilk” olmalı!

Olumlu “ilk”ler bir yana, ne acı ki, olumsuz “ilk”ler de gelip Fenerbahçe’yi buluyor.

Bu “ilk”i Fenerbahçe’ye Ersun Yanal kazandırdı.

İşte, Ersun Yanal’ın ağzından çıkan, medyaya “malzeme” veren sözleri:

“Şu çok net ki…
Fenerbahçe camiasındaki dedikoduları kim yapmak istiyor, nasıl karıştırmak istiyorsa, onlara bir cevabımız olacak. Hafta içerisinde güzel bir şekilde  basın bültenimizi arkadaşlarıma yollayacağım. Çirkin saldırılarla yıkılacak bir camia değiliz. Ama herkes haddini bilecek.

Fenerbahçe büyük bir camia, büyük bir kulüp. Öyle kalkıp dedikodularla, arkadan konuşmakla falan bu işler çok ayıp, çok terbiyesizce.”

Bu imalı, örneksiz, aynı zamanda zamanı ve ortamı bakımından gereksiz sözler, sonuçta Fenerbahçe’ye zarar verir. Bunlar üzerine söz söylemek, bir başka yazı konusu olabilir.

*****

Sona Doğru…

Ersun Yanal, doğru zamanda doğru bir konuşma yapmadı; minder dışına çıktı.

Kişi bazen minder dışına ilgisiz bir soruya verdiği yanıtla farkına varmadan çıkar; galip avlanabilir. Ama Ersun Yanal’a soru soran da yoktu. O, konuşmasından anlaşıldığına göre, içten kaynaklanan ve  dedikodu diye nitelediği sorunu, imalı bir yolla dile getirdi.

Başka denecekleri başka yazılara bırakarak ne mi demeli?

Son söz:

Ersun Yanal doğru yapmadı, umalım, bir daha böyle yapmaz.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder