Geldik Süper Lig’de ilkyarının son maçlarına.
Geçen haftanın moralli iki takımı Rizespor’la Fenerbahçe Rize’de karşı karşıya.
Moralli diyoruz, çünkü Beşiktaş’ı İstanbul’da yenen Malatyaspor, geçen hafta kendi evinde Rizespor’a yenildi. Fenerbahçe de Beşiktaş’ı yendi.
Yani?
Beşiktaş’ı doğrudan yenenle Beşiktaş’ı yeneni yenen karşı karşıya…
Ortak nokta Beşiktaş…
Her maç, her takım önemlidir; ama Fenerbahçe için dışarıdaki her maç, “hayati” önem taşır. Çünkü Fenerbahçe dışarıda mehter takımı misali “bir geri” gidiyor.
Fenerbahçe, bu maça kadar dışarıda 8 maçta sadece 9 puan elde edebildi:
2 galibiyet (Başakşehir: 1-2, Denizlispor: 1-2)
3 beraberlik (Galatasaray: 0-0, Malatyaspor: 0-0, Göztepe: 2-2)
3 yenilgi (Alanyaspor: 3-1, Kayserispor: 1-0, Sivasspor: 3-1)
*****
Rize’de Rizespor-Fenerbahçe maçı var, dedik de, hüzünle anımsadığımız o gün aklımıza düştü:
O gün, 4 Nisan 2014…
5-1’lik galibiyetle şampiyonluk yolunda önemli bir engeli aşan, şen şakrak, İstanbul’a dönmek için Trabzon Havaalanı’na giderken Trabzon sınırları içerisinde otobüsü silahlı saldırıya uğrayan Fenerbahçe…
Aradan yıllar geçti, saldırı hâlâ “faili meçhul”…
Soruşturma hangi düzeyde, var mı yok mu, bilinmez!
Ama bilinen, “gizlilik kararı”tın olduğu…
Eski Başkan Aziz Yıldırım’ın saldırıyla ilgili söylediği şu cümle, bir başka bilinmezi bilinen yapıyor:
“Saldırının failleri açıklansın!”
“Bulunsun” ile “çıklansın” arasında fark, Aziz Yıldırım’ın “açıklansın”ı bilinçli kullandığını gösterir.
Neyse…
Anımsadık, hüznü depreştirdik..
*****
VAR, takımlarından birini durdurabilir mi?
Umalım, sorudaki olasılığı/ kaygıyı boşa çıkarır; VAR, gerçek var olduğunu gösterir.
VAR, her ne kadar yanılmaları, gözden kaçanları önleyecek, bir taraftan bir tarafa geçecek hakları sahibine verecek olsa da, uygulamada tersliklere araç olmaktan kurtulamadı.
Nasıl kurtulsun ki… VAR’a hükmeden de, VAR’ı konuşturan da VAR başındaki bir hakem, görevli…
Hakem/ler VAR’ı devreye sokmayınca, neylesin VAR?
En çok bağırıp çağıran, medyada yandaşı yaman olan, birbirini tehdit edenler, VAR’ı bazen “yok” yapabiliyorlar.
(VAR’sız yıllarda, asıl hakem yardımcına gider, ikili kafa kafaya verir, kafalarından geçirdikleri görüntüye göre bir karar verirlerdi. Karar doğru ya da yanlış olur/du. Sonuçta nice canlar yandı. Hoş, hakemler, görüntüleri en ayrıntılı biçimde izleme onacağına sahipken bile, kimilerinde bir “görmezlik” görüyoruz. Sonuçta, bu “görmezlik”ten pay kapanlar oluyor.)
*****
Son Doğru…
Fenerbahçe, hakem rolünü olmaz umuduna/ beklentisine bağlarsak, yarıştan kopuyor görüntüsü vermemek için, Rize’den şen şakrak dönmeli. Kuşkusuz, bu, Ersun Yanal’ın asıl görevi ilk onbir sahaya çıktıktan sonra başlar dememize karşın, futbolcuları daha etkili/ yararlı olacakları yerlerde oynatmasıyla da mümkün olacaktır.
Futbolcu adı mı?
Sağlamlardan kimin nerede oynayacağı bugüne kadar anlaşılmış olmalı. Ayrıca, Rizespor’un oyun anlayışına göre önlemler alınmalı demeye hiç gerek yok.
Fenerbahçe Rize’de ne yapabilir?
Soruyu yanıtlamak zor.
Biz, kolayına kaçalım, Fenerbahçelilerin duygularına “tercüman olmak” için, “eylemin yapılmasının gerekli olduğunu, yapılmasının istendiğini belirten” cümleyle işi tatlıya bağlayalım.
Son söz:
Fenerbahçe, Rize’den şen şakrak dönmeli.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder