1 Aralık 2018 Cumartesi

Fenerbahçe’nin Avrupa Yolu Şimdilik Açık

Tarihinde alışmadık bir yolda giden Fenerbahçe…

Daha geçen sezona kadar, özellikle içeride, dışarıda oynuyormuş gibi tribünden gelen uğultu, tepki eşliğinde kimilerince tökezlemesi istenen bir takım…

Bazen kıl payı kaçan şampiyonlukların tek sorumlusu olarak gösterilen bir başkan…

Yeni yönetimiyle, “yeniden” şahlanma umuduyla girilen bir sezon…

 Ve Süper Lig’de tarihinin en kötü ilk 13 haftasını yaşayan takımın bir türlü kendine gelememesi…

Ve Avrupa yolunda puan yönünden farklı bir tablo:

Süper Lig'de 13 maçta, 13 puan…

UEFA Avrupa'da Ligi'nde 5 maçta 8 puan..

Gel de düşünme!

*****

Avrupa yolunda, oyun bakımından farklı bir Fenerbahçe mi?

Değil ama, bitime bir maç kala gruptan çıkmayı garantileyen bir Fenerbahçe… 

Başarıysa, işte başarı!

Maçın tadının tuzunun olmaması ayrı…

Rakip Dinamo Zagreb, rahat mı rahat/tı. 

Rahatlık, bu maçtan önceki 4 maçını kazanmış olması…

Dinamo Zagreb, Fenerbahçe’nin üzerine gelmesini bekler havadaydı. Böyle olunca Fenerbahçe, kaleye doğru gitti sadece.. Gidişler, geldi bir yerde tıkanıp kaldı.

Koeman, oyuncu değiştirirse takımın büyüsü bozulur gibisinden, başladığı onbirle bitirdi maçı.

Oyuncu değiştirmemenin gerekçesi de ilginç:

''60. dakika sonrası bir yorgunluk söz konusu değildi. (…) Bazı oyuncularıma nasıl hissettiklerini sordum, onlar da sahada kalmak istediler. 90 dakika oynamak istiyorlar. Bu takım, 90 dakika boyunca sahada kalmayı hak etti.”

*****

Sona Doğru…

Fenerbahçe yenemedi, yenilmedi de…

Sonuçta gruptan çıkmak önemliydi.

Takım yine tat vermemesi ayrı…

Ya Tribünler?

Kimilerinin derdi yine takımın dışında olanlarda; sahadakiler umurlarında değil!

Oysa Başkan Ali Koç, Cocu’dan sonra doğan boşluğu şimdilik Cocu’nun yardımcısı Koeman ile doldurdu. 

Ersun Yanal’a kapıyı daha önce  kapatmıştı.

Zaten, Süper Lig için “Şampiyon olacağız” gibi bir iddia da yok/tu.

Öyleyse?

Son söz:

Yapılması gereken, Süper Lig’de umutlar şimdilik tükendiğine, Avrupa’da yola devam etme kesinleştiğine göre, daha iyi oynamaları için futbolucuları yüreklendirmek varken, inat edercesine, olmayan/lar için tezahürat yapmanın anlamı var mı yok mu?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder