10 Eylül 2022 Cumartesi

Başkan Ali Koç’un Yakaladığı Ama Yararlanmadığı Fırsat: Utandırmak!

“Fırsat” sözcüğü, okuyana kim bilir neler çağrıştırır neler!


Kişilerin konumlarına, yaşam biçimlerine, çevrelerine, ilgi alanlarına, işlerine  … göre olumlu ya da olumsuz  yaşanmışlıklar …


Akla gelenler, gözlerin önünden bir film şeridi gibi akıp gider.


Onunki farklı, seninki farklı, benimki farklı; bazen de ortak…


Yaşanmışlıklar, aklına gelende kalsın; “fırsat”ın dümeni bizde çünkü!


*****


Şimdi “dümen”i Kulüpler Birliği Vakfı’nın örgütlediği TFF’ye geçmiş olsun ziyaretine kıralım!


Ziyaretin gerekçesi, geçen hafta TFF’nin Riva’daki binasına yapılan silahlı saldırı nedeniyle saldırıyı kınama, geçmiş olsun dileklerini iletme … 


Ziyarette, Süper Lig kulüplerinin başkanları, kulüp yöneticileri, teknik direktörleri ve takım kaptanları yer aldı.


Konuşma gereksinimi duyan başkanlar, kendi “meşrep”lerine göre konuştu.


Konumuzu, Kulüpler Birliği Vakfı adına konuşan Fenerbahçe Başkanı Ali Koç’un dedikleriyle sınırlandıralım.


Ali Koç’un sözünü ettiği ve kınadığı olaylar:


TFF’nin Riva’daki binasına 01 Eylül 2022’de gündüz vakti yapılan silahlı saldırı…


(Ali Koç, ziyaretin destek ziyareti olduğu belirtti:

“Bu olağanüstü durumda kulüpler olarak bir ve bütün olduğumuzu, Federasyonumuzun yanında olduğumuzu ve futbol paydaşlarının böyle bir olay sonrası yekvücut hareket etmesinin önemine değinmek için bir araya geldik.”)


02 Eylül 2022’de, Galatasaray Adası'nın hizmete kapalı olduğu gece saatlerinde kimliği belirsiz kişiler tarafından ateş edilmesi…


(Ali Koç’un bu olay için dediği: “Galatasaray Spor Kulübü’nün ofisine, yönetim kurulunun olduğu yere, stadına yapılmasından hiçbir farkı yoktur.”)


04 Eylül'de oynanan Ankaragücü - Beşiktaş maçında son düdük çaldıktan sonra Ankaragüçlü  saldırgan bir taraftarın Beşiktaşlı futbolcuların içine “uçan tekme” ile dalması…


(Ali Koç, genellemeden kaçındı, bir saldırgan seyircinin yaptığı için “koskoca bir camiayı bağlamaması gerektiğini düşünüyoruz” dedi.)


Ali Koç, böyle “yaşanan olağanüstü olaylar”dan kaygılandığını, bunların bir daha yaşanmamasını diledi.


Ali Koç’un yakındıkları:


İllegal bahis siteleri…

TV’lerdeki kimi kışkırtıcı spor programları…

Sosyal medyadaki futbol camiasını ilgilendiren paylaşımlar…


Ali Koç, “… başkanlara, yöneticilere, futbolculara, teknik direktörlere yapılan saldırılar, hakaretler” edilmesinin yanında, kulüp taraftarlarının birbirine düşürülmesinden yakınmakta haklıydı. 


Ya, kimi kulüp yöneticilerinin birbirleriyle ilgili “kışkırtıcı”, “küçümseyici" sözleri?


Onlar sayfanın “temiz tarafı”na kondu!


Ali Koç’un dedikleri içinde, ilgimizi en çok çeken de, kökten önlemler alınmasından söz ederken verdiği şu örnek oldu:


“Heysel Faciası yaşanmış ve 40 kişi ölmüştü, ardından İngiltere ceza almıştı. Ama dönemin Başbakanı Sayın Margaret Thatcher kendi kendine ceza verip Avrupa men cezasını 5 sene uzattılar.”


****


Şimde gelelim, “yaşanan olağanüstü olayları”ın, özellikli de silahlı saldırıların, öteki başkanlara değil de Başkan Ali Koç’a neyi çağrıştırması gerektiğine…


Bu çağıştırma, öyle her zaman ele geçmeyecek bir “fırsat”tı.


Sahi, nedir “fırsat”?


“Herhangi bir şey için en uygun zaman, uygun durum veya şart, vesile”


İşte “fırsat”lı deyişlerden bir demet:


Fırsat bilmek:

“Bir şeyden belli bir amaçla yararlanmak”


Fırat bu fırsat:

“Yararlanılacak en uygun zaman”


Fırsat bulmak:

“Uygun, elverişli zaman bulmak”


Fırsat yakalamak:
(Bir şey için uygun ve elverişli zaman bulmak)


*****


Sona Doğru…


Şimdi, “yaşanan olağanüstü olaylar”ın  Ali Koç’a çağrıştırması gerekeni somutlaştıralım:


04 Nisan 2015’te Rize’den 5-1’lik galibiyetin sevinciyle dönen, şampiyonluk yolunda ilerleyen Fenerbahçe otobüsüne Trabzon sınırları içinde silahlı saldırı, katliam girişimi…


(Bu saldırı konusunda kim medya leşkerlerinin, o zamanki Vali’nin, jandarma komutanının “kurşun değil taş” diyerek zırvalamaları … Sonrasında kimi kulüp taraftarlarının sosyal medya paylaşımları; TFF’nin, Kulüpler  Birliği’nin Fenerbahçe’ye karşı yoz bakışı, bir kulüp yöneticisinin asıl işi olan servis şoförlüğüne soyunması nasıl unutulur?

O katliam girişimi hâlâ faili meçhul!)


Ali Koç, TFF yetkilerinin, kulüp başkanlarının olduğu, “birliktelik”, “dayanışma” mesajı verilen bu ortamda, 4 Nisan katliam girişimi üzerine, o günlerde futbol kulüplerinin, TFF’nin, Fenerbahçe’yi nasıl yalnız bıraktığını anımsatarak sitem edemez miydi?


Edemedi, yakaladığı “fırsat”ı kullanmadı! Bunu doğal karşılayanları duyar gibiyim!


TFF’nin Riva’daki binasına silahlı saldırının kınandığı resmi açıklamada, 7 yıldır “faili meçhul” kalan 4 Nisan “katliam girişimi”nin aydınlatılması için devlete çağrı yapıldı ya?


Doğru, yapıldı. Tam da “fırsat” yakalamaktı, kullanıldı, alkışa değer bu.


(“İçişleri Bakanlığımızı ve emniyet güçlerimizi söz konusu elim olayı çok hızlı bir şekilde aydınlattığı için tebrik ediyor; bu vesileyle 4 Nisan 2015’te gerçekleşen ve failleri hala bulunamayan Futbol A Takımımızın otobüsünün kurşunlanarak oyuncularımızın, teknik heyetimizin ve kulüp personellerimizin canına kastedildiği olayın da aydınlatılmasını ve Türk adaletinin önüne çıkarılmasını beklediğimizi hatırlatmak istiyoruz.


Devletimizin elinde bulundurduğu imkânlar ve dünkü örnek çalışma göz önünde bulundurulduğunda, camiamızın 7 seneyi aşkın süredir devam eden tespit ve adalet arayışının son bulması en büyük temennimizdir.”)


“Hassasiyetle Faillerin Bulunmasını Bekliyor, İstiyoruz” başlıklı açıklamadan aktardığımız, görülüyor ki, devlet gücünü elinde tutanlara yönelik bir çağrı…


Ya bizim dediğimiz?


Son Söz:


Bizim dediğimiz ise,  Fenerbahçe’yi yalnız bırakan o zamanki TFF’ye, Kulüpler Birliği’ne, kulüp başkanlarına, özellikle şu anda da başkan olan iki muhtereme bir sitem olmalı, bu “fırsat”la bugünküler dahil herkes utandırılmalıydı!


( “… utandırılmalıydı”ya gülenleri görür gibiyim!)



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder