23 Ekim 2021 Cumartesi

Alanyaspor Maçında Bir Dolap Dönmesin!

24 Ekim Pazar günü Fenerbahçe-Alanyaspor maçı var.

“İki kural hatası” yapılan bir Alanyaspor maçında Fenerbahçe'nin “iç  edilen” puanları akıllarda hep taze!

Unutanlar, bilmeyenler için, 16 Eylül 2019’daki maçla ilgili yazdığımız “Fenerbahçe’nin İyi Oynamadığını Söylemek, “Hata”ları Affettirmez!” (*) başlıklı yazıdan bir bölüm:


Alanyaspor’un attığı birinci ve ikinci golde hakem kusurlu değil mi?


Alanyaspor’un ilk golünün başlangıcı taç atışı.


Ama nasıl bir taç atışı?


Halis Özkahya, atış yerinden kullanılmadı diye atışı tekrarlatıyor. Oysa atış, Fenerbahçe’ye geçmeliydi.


Biz demiyoruz, kural diyor:


“…taç atışı doğru kullanılmazsa, rakip takım tarafından tekrar kullanılır. (İFAF Oyun Kuralları 2018-2019, s.123)

Alanyaspor’un ikinci golünün başlangıcı ise kale vuruşu.


Ama nasıl bir kale vuruşu? 


46. dakikada kaleci Altay Bayındır, kale alanı önünden oyunu başlattı. Jailson topla buluştuğunda Alanyasporlu Cisse'nin ceza sahası içindeydi.


O Cisse, durumu 2-1 yaptı.


İFAF Oyun Kuralları 2018-2019'da “Kale Vuruşu” başlıklı kural ne diyor?


“Rakip oyuncular, top oyuna girinceye kadar ceza alanı dışında durmalıdır.


Eğer top ceza alanı dışına çıkmazsa veya ceza alanından çıkmadan önce başka bir oyuncuya değerse, kale vuruşu tekrarlanır.” (s. 127)


(Sonra TFF, Fenerbahçe'nin "kural hatası" itirazını ve maç yenilensin isteğini, UEFA'dan gelen bilgileri saklayarak, yok sayarak, haklılığa karşın reddetti.)


*****


Alanyaspor maçında Halil Umut Meler “düdük” çalacak.


Görülüyor ki Halil Umut Meler VAR’dan sahaya iniyor. Çünkü  hakem kararlarıyla tartışmalı olan Trabzonspor - Fenerbahçe maçının VAR hakemiydi.


O Halil Umut Meler ki, Ali Şansalan’ın penaltı düdüğü çalmadığı pozisyonda, Atila Szalai ile Andreas Cornelius’la mücadelesinde, Cornelius’un yaptığı faulü yok sayıp, Atila Szalai’nin faul yaptığına hükmetmesiyle penaltı kararına ortak olmuştur.


Yani?


İlk faulü görme, ikinciyi gör!


*****


17 Ekim’de Trabzon’dan önce Altay'ın içeri aldığı topla 3, bir eksik kalınca 88. dakikaya kadar 1 puanla dönme olasılığı, gelen penaltı golüyle buharlaştı.


Yenilgi, hakem Ali Şansalan’ın tutumuyla ve  havaalanına akın eden Fenerbahçe taraftarının görkemli karşılamasıyla “şirinlik” kazandı!


Bu, taraftarın yeri geldiğinde taraftarlığını göstermesi bakımından alkışlanacak bir örnekti. Ama duygusallık bir yana atıldığında karşımıza çıkan görüntüler oldukça düşündürücüydü.


(Yenilgiyle dönen Fenerbahçe'nin pazarın pazartesi döndüğü o geç saatlerde havaalanında karşılanması gerçekten önemliydi. Ancak, o kalabalık içinde birilerinin kendini göstermesi, gruplarını öne çıkarması; buna ortam yaratılması, başta Pereira ve futbolcuların öyle bir görüntü içine sokulması hiç de hoş değildi. 

Neyse…)


Perşembe günü UEFA Avrupa Ligi’nde Royal Antwerp ile Kadıköy’de izlediğimiz Fenerbahçe, Alanyaspor karşısında o futbolu ve oyun anlayışıyla umut vermek konusunda taraftarı bir ikilemde/ kuşkuda bırakmaya yatkın.


Ama yine de, bir maçın bir sonrakinin olumlu ya da olumsuz ölçütü olamayacağını düşünerek, Alanya maçında umutlanmak gerekiyor.


*****


“Adamına göre davranmak” diye bir deyimimiz vardır.


Bunun bir anlamı da “her kişiye yeteneğine göre” davranmaktır. Bu, toplumsal ilişkilerde olduğu gibi, futbol maçlarında da rakiplerin gücüne, oyun anlayışına göre geçerlidir.


Demek istediğimiz, her maça aynı oyun anlayışıyla çıkılmayacağıdır.


[Bir öğretmen, sözgelimi dil ile ilgili bir konuyu ilkokul öğrencisine  üniversiteye hazırlanana, belli bir bilgi düzeyinde olanlara, aynı yöntemle, ses tonuyla, örneklerle anlatamaz. Sıradan cümle örnekleri yanında, ünlü yazarlardan derlenmiş, düşünsel ve anlatım/ biçem (üslup) yönünden örnekler vardır. Bir yerde ağır olan örnek, bir başka yerde gülünç olur!]


Pereira, belki de bizim aksama diye gördüğümüzü olağan sayıyor ki, oyuncu değişikliğini ilginç sayılacak dakikalarda yapıyor. Sözgelimi Olimpiyakos maçında 3-0 geriye düşünce, 70. ve 75. dakikalarda ikişer, Royal Antwerp maçında skor eşitlenince, birkaç dakika sonra 4 oyuncu birden değiştirmesi...


*****


Sona Doğru...


Fenerbahçe ne mi yapmalıdır?


Kestirmeden söylemek gerekirse, son düdük çaldığında 3 puanı almış olmalı. Bunun dışındakiler, zaten var olan “alınganlığı”, “kırılganlığı” daha derinleştirir, sevinçte ve hüzünde “kantarın topuzu”nu kaçıranları, dıştan dürtmelerle çileden çıkarır; “kargaşa”ya yol açar.


Alanyaspor maçında Kim, Osayi ve kaleci Altay cezalı oldukları için tribündeler…


Fenerbahçe, özellikle Avrupa maçlarındaki etkisiz oyundan eser kalmayan bir oyun tutturmalı. Tutturmalı ki haftaya Konya’ya moral kazanarak umutla, güvenle gitsin.


Futbolcular ve Pereira, maç sonraları taraftar ya da futbolculardan sorumlu (!) görüntüsü verenlerden uzak tutulmalıdır.


Takımın taraftara gereksinimi var; ama herkes ölçüsünü bilecek, kurumsal kimliği heveslerin tutsağı yapacak, geri plana atacak girişimlerden kaçınılmalıdır.


Kısacası, futbolcular, sahadaki güçleriyle kalmalı, saha dışında başka şeylere “alet” edilmemeli…


Son Söz:


Yeter ki Alanyaspor maçında bir “dolap” dönmesin; Pereira, futbolcuları eliyle, “Adamın bir bildiği var”ı sonuçta Fenerbahçe lehine skora yansıtsın.


(*) https://turgutcelik.blogspot.com/2019/09/fenerbahcenin-iyi-oynamadgn-soylemek.html#more


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder