Çarşamba günü ne demişti Pereira?
Önemli olan, “dinamikler”, “davranışlar”; diziliş, “defans, ofans, pres, geri çekilme”de farklılık gösterir.
Peki, Pereira, dediklerini Olympiacos maçında da uyguladı mı?
Hayır!
Olympiacos, Fenerbahçe’nin yapması gerekeni yaptı; yakaladığı fırsatları değerlendirince maçı 3-0 aldı gitti.
Perşembe günü fırsatları cömertçe harcayan Fenerbahçe, bugün Kasımpaşa karşısında özellikle ilkyarıda farklı bir havadaydı. Yakaladıklarından sadece ikisini değerlendirdi.
Maç, 2-1 bittiğine göre, amacına ulaştı.
Diyeceksin ki, o maç Avrupa, bu maç Lig maçı.
Öyle de bizim Lig’de can derdinde düşmüş takım, hele rakip Fenerbahçe olunca, bir başka olmuyor mu?
Maç ne maçı olursa olsun, gördük ki perşembeden pazara değişme var.
Goller gelince, izleyenin de keyfi geliyor.
(Perşembe günü oyundan çıkarken ısılıklanan Gustavo; bugün 45+5’te Fenerbahçe’nin ikinci golünü atınca alkışlandı.
Futbol seyircisi/ taraftarı bu, sağı solu belli olmadığı gibi, gol gelince dünü unutur, sevince boğulur!
Maç eşitlikle sürürken, o gol, 90+5’te gelseydi, tribünlerin hali nice olurdu?
Diyesimiz şu:
Sevinçte de hüzünde de ölçüyü, “kantarın topuzu”nu kaçırmamak gerekir.
Futbol seyircisi/ taraftarı için bu mümkün mü?
Kuşkusuz “hayır”!)
*****
Perşembeden pazara…
Perşembe günü Saracoğlu’nda taraftarı üzen Fenerbahçe, bu kez aynı yerde Kasımpaşa’yı yenerek sevindirdi.
Rakiplerin yarıştığı “alan” farklı olsa da maç, maçtır!
Fenerbahçe, çok fırsat yakaladı, ama bunlardan sadece ikisini gole çevirdi.
"Yarı"lar, takımlar açısından tam tersiydi.
İlkyarıda Fenerbahçe, ikinci yarıda Kasımpaşa ağırlığını koydu.
Böylece Pereira’dan maçtan önce, “İki takım da kazanmak için oynayacak.” demesi, gerçeklik kazandı; ama sonuçta kazanan, Fenerbahçe oldu.
Maç öncesi, “Orta sahadan geçiş, set yapabilirsek, büyük takım gibi oyunuyoruz” diyen Kasımpaşa Teknik Direktörü Cihan Arslan, bunu uygulama olanağını ancak ikinci bulabildi. Ne ki bu, Kasımpaşa’ya eşitliği sağlamaya yetmedi.
Fenerbahçe’de Perşembe günkü ilk onbirden Mert Hakan Yandaş, Novak, Valencia, Osayi-Samuel yoktu; onların yerini Muhammet, Crespo, Berisha ve Serdar Dursun aldı.
Ama ikinci yarıda perşembe günü ilk onbirde olan bugün olmayanlar sonradan oyuna girdi.
Pereira, ilk onbirin sürekli değişmesini “haftada 3 maç oynama” zorluğuna bağladı.
(Isınan Mesut’un oyuna girmesi beklenirken Mesut kulübede kaldı.
Futbolcuların durumunu en iyi Pereira bildiğine göre çıkardığı ilk onbiri normal karşılamak gerekir. Burada bakılması gereken, bu onbirin ne yaptığıdır. İşler ters giderse, gidişi değiştirecek önlemler alınmasa, oklar Pereira’ya çevrilecek/ti.)
*****
Sona Doğru…
Fenerbahçe, ilkyarıda önce Berisha, sonra Gustavo’nun golüyle taraftarı sevindirdi.
Gel gör ki, ikinci yarıda Kasımpaşa coşunca, son bölümü sıkıntılı bir maçı daha 3 puanla kapattı.
Adlara değil de, sahaya bakınca, Fenerbahçe'de "forvet" var mı yok mu sorusu kafalardan silinmeyecek!
Sıradan oynayanların yanında, Ferdi gibi, Muhammet gibi canla başla oynayanlar, bu gidişe nasıl dayanacaklar?
Maçlar kazanıldıkça, önemli olan üç puan denecektir.
Son Söz:
Perşembeden pazara çevrilen gözler, şimdi, milli maç arasından sonra 17 Ekim’e, Trabzon’a çevriliyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder