29 Ekim 2021 Cuma

Diriliş ya da Çöküş!

“Konyaspor, Fenerbahçe'yi gözüne kestirdi.”

Bir haber başlığı bu! 


Haberin içeriğine bakıldığında, Konyaspor cephesinden gelen bir açıklama/ konuşmalar olmadığı için,  “gözüne kestirmek”le ilgili bir ifade yok. 


(Zaten maçı olan, Fenerbahçe’yi gözüne kestirir; ama kimi bunu  açıktan ilan eder, kimi de içinde tutar! Kimileri, Fenerbahçe’den bazen doğrudan, bazen “hakem eli”yle kopardıkları 3 puanı, coşkusunu yaşayıp tadını tattıktan sonra, gider bir başkasına devreder!)


Habere göre, “Evinde bileği bükülmeyen” Konyaspor, “son iki maçını kaybeden Fenerbahçe’yi yine eli boş göndermek istiyor.”muş!

Konyasporlu futbolcu ve  taraftarı güdülemek, Fenerbahçe’yi ürkütmek (!) amacı taşıyan bir haber!


Konyaspor’un “evinde bileği bükülmüyor”un gerekçesi ne?


Başakşehir, Altay ve Kayserispor’u yenmesi, Trabzonspor ve Alanyaspor’la berabere kalması


Görülüyor ki evinde berabere kaldığı Trabzonspor ve Alanyaspor, Fenerbahçe’yi yenen takımlar. “Eli boş göndermek istemek” de bundan kaynaklanıyor.


Yani?


Konyaspor’u yenemeyenler, Fenerbahçe’yi yendi.


O zaman?


Konyaspor da yener!


Fenerbahçe’nin de şöyle düşünmesi akla uygun değil mi?


Biz de, bizi yenenleri yenemeyeni, berabere kalanı yeneriz!


*****


Öteki “Büyük”lerle olan maçlardan önce susmak, Fenerbahçe maçından önce rakibi konuşturmak ya da konuşmak zorunda bırakmak “moda” oldu çıktı!


AA, Konyaspor Başkanı Fatih Özgökçen’i, DHA ise Teknik Direktör İlhan Palut’u konuşturmuş.


Fenerbahçe’nin iki haftadır yenildiğine değinen başkan diyor ki:


"Fenerbahçe'de tabii ki birtakım serzenişler olabilir. O, Fenerbahçe'nin kendi iç meselesidir. (…) Hakemler noktasında da eşit, adil bir yönetim sergilendiği takdirde herhangi bir problem çıkmaz.”

“İç saha yenilmezlik serisini devam ettirmek istiyoruz.” 


Ya Teknik Direktör İlhan Palut ne diyor?

 

"Önceliğimiz iyi futbol, iyi mücadele. Fenerbahçe’nin hiçbir maça motivasyonu eksik çıktığını görmedim. O anlamda rakibimizin bir problemi olduğunu düşünmüyorum. Ama tabii ki bir iki maçlık yıpranmalarından sonra, buradan alacakları güzel bir sonuçla çıkmak isteyeceklerdir. Biz de buna iyi mücadele ve oyunla karşılık vermeye çalışacağız. 


(Hem Fatih Özgökçen hem İlhan Palut, Fenerbahçe’nin daha önce gördüğümüz kimi rakipleri gibi, üst perdeden konuşmuyorlar. Fatih Bey’in, hakemlerin adil bir yönetim gösterdiği durumunda herhangi bir problem çıkmaz demesi de, zaten denmesi gereken…)


*****


Art arda gelen, Trabzonspor ve Alanyaspor yenilgisi, doğal olarak tepkilere yol açtı, umutları kırdı!


Oysa geride 28 hafta var; köprülerin altından ne sular akar!


Konyaspor maçına Fenerbahçe için bir “diriliş” maçı olarak bakmak gerekecek. İyi oynamak ya da zorlanmayla da olsa, gelecek üç puan, önceki tepkileri dindirir. Ama inişli çıkışlı gidişler, buna bağlı olarak sevinçte ve hüzünde “kantarın topuzunu kaçıran” taraftarın olumlu/ olumsuz tepkisi dinmez.


Öteden beri, haklı olarak hakemlerden yakınan yönetim, bir türlü kurtulamadığı içe başka, dışa başka bakışıyla taraftarı etkilediği gibi, kuşkusuz, futbolcuları da etkiliyordur!


Yapılması gereken içten gelen olumlu eleştirilere kulak vermek, beğenilmeyenleri kulak ardı etmek; ayrıştırıcı söylemlerden kaçınmak… Dıştan gelen suçlama ve hakaretler için gerekli girişimlerde bulunmak...


Taraftara yönelik “samimi taraftar” ifadesinin karşısına “samimi olmayan” konacağına göre, taraftar, iki tarafa savrulur!


Özellikle futbol takımının son iki maçta tökezlemesiyle yükselen hoşnutsuzluk, işler böyle giderse daha da artar! 


*****


Okurlar ne der bilemem ama, 09 Kasım 2021’den başlamak üzere statlara alınacak seyirci sayısındaki kısıtlamanın kalkması hem sevindirici hem düşündürücü…


(Salgın döneminde oynanan maçlar, futbolcular, yönetim açısından bir “şans”tı. Yönetimden ya da teknik heyetten, “seyircimiz olsaydı şu maçı bu maçı alırdık” gibisinden sözlerinin bizce anlamı yoktu. Üstelik, zorla kazanılan kimi maçların, seyirci olsaydı, yitirileceği yadsınamaz bir gerçekti.)


Tökezlemeler, 09 Kasım’dan sonra da sürerse, tepkileri dindiremez. Çünkü “bu yıl olmadı, gelecek yıl olacak” gibi söylemler, taraftarı etkiliyor.


(Şampiyonluk bu yıl da olmasa, yönetim dördüncü yılını da şampiyonsuz geçirecek. 

Bizim şampiyonluk konusundaki düşüncemize gelince:

Şampiyonluk için yıllar tükenmez; bu yıl olmazsa, gelecek yıl, gelecek yıl olmazsa…

Bizim için en önemli, aynı zamanda tek olacak/ olan şampiyonluk, “Fenerbahçe’nin Yargıdaki Şampiyonluğu”…

Yargıtay, 3 Temmuz Kumpası’yla ilgili aklama kararını bir onasın…) 


*****


Sona Doğru…


Fenerbahçe’nin son iki maçtaki yenilgisi, bakışa göre değişir:


Skor “kötü”, ama oyun, o kadar değil!


Trabzonspor maçının 23. dakikasında olana ve sonrasına bakalım:


Kim’in, tartışmaya açık bir kararla ikinci sarıdan atılması, ardından faulden kaynaklı atışta Altay’ın topu içeri alması, Trabzonspor’un skoru 1-1’e getirmesi… 


Fenerbahçe, Alanyaspor’un iki kez gelip yakaladığı fırsatı gole dönüştürmesindeki beceriyi Trabzon’da gösterseydi; oradan eli boş dönmezdi.


Alanyaspor maçında ise ayaklar birbirine dolandı, “kafa”lar ve “ayak”lar iyi çalışmadı. Beceri eksikliği, telaş, ikinci yenilgiye yol açtı. 


En azından gelecek 2 puan buharlaştı!


Her maç zorlu olduğu gibi, Konyaspor maçı da öyle…


(Konyaspor, 10 maçının dökümüne bakıldığında,  4 maçı kazandı, 5 maçta berabere kaldı, 1 maçı da Galatasaray karşısında yitirdi.)


Oynarsın parsayı rakip toplar, iyi oynamazsın dünyalar senin olur!


Yenmek de yenilmek de doğal, ama gel de olumsuz olanı taraftara anlat!

 

“Alıngan”, “kırılgan” bir yapıya sahip Fenerbahçe ne yapmalı?


Son Söz:


Fenerbahçe Konya’da dirilmeli; yoksa “3’lü paket” diyeceğimiz bir yenilgi serisi, “çöküş”tür,  gürültü koparır!


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder