28 Ağustos 2021 Cumartesi

Kurumsal Kimlik, Özel İlişkilere Kurban Edilemez!

Gördüğü, bildiği halde, bana inan çoktur mantığıyla,"olmayan"a sarılıp bir yerlere mesaj veren çoktur.

Sonra?


Tepki görünce, kulağıma gelenleri söylüyorum, ben söylemiyorum, diyebilen... 


Bunun "turfanda" örneği Beşiktaş Başkanı Ahmet Nur Çebi'den, geçen sezon “verim” alındığından olsa gerek, dün bir bugün iki, hakemlere mesaj vermeye başladı:

 

"Fenerbahçe'nin rakipleri, penaltılarının verilmediğini söylüyor. Her takım canımız yandı diye bağırmaya başladı. Sezon sonuna kadar böyle giderse yandık.”


(Burada can alıcı, mesaj içeren cümle, ilki. Bu cümleden önceki, ”Ben, Gaziantep'te Beşiktaş'ın penaltısının verilmediğini düşünüyorum.” ve ötekiler dolgu maddesi yerinde…)


Fenerbahçe’nin rakipleri mi?


Fenerbahçe’yle oynanan iki takımın, Adana Demirspor ile Antalyaspor’un konuşanları…


Adana Demirsporlu kimi futbolcular, geçmişte Fenerbahçe’nin başına gelenlerin etkisiyle olsa gerek, onsekiz içinde penaltı kazanma denemesi yaptılar. Ne sahadaki Ali Şansalan ne de VAR’daki Alper Ulusoy yutmadı!


Antalyaspor maçında ise, EURO 2020 maçlarında uygulanan kural değişikliğinden haberi olmayan ya da olduğu halde, nasıl olsa inan çok diye ahkâm kesenler, penaltı olduğu yaygarası kopardılar.


Yeni kuralı bir yana koyalım, tut ki penaltı düdüğü çaldı; sözü edilen o pozisyon öncesinde ofsayt olduğunu kör gözler görmek istemedi bile…


*****

 

Daha iki maç geride kalmış, Beşiktaş, Antep’te ikinci maçta takılmış.


(Beşiktaş, geçen sezon ilk haftalarda puan üstüne puan dağıttı. Ama sonradan atağa kalktı, sonuçta tek golle de olsa ipi göğüsledi…)


Demek oluyor ki, Başkan Ali Koç’un bu sezon da sürdüreceğini ilan ettiği dostluk lafta kalacak, Fenerbahçe’ye birileri zaman zaman “Dur!” desin diye, böylesi dokundurmalara sessiz kalınırsa, daha da şiddetlisini göreceğiz.


Sizin dediklerinizi/ yaklaşımınızı anlamayan, hiçbir zaman anlamayacak olan/lar, “kişisel dostluğu”nuzun karşısına kendilerinin  “kurumsal çıkarı”nı koyacaklar/dır.


O zaman?


“Kurumsal çıkar”, sizin için de önde olmalı…


(Başkan Ali Koç’un futboldaki sorunları çözmede “Büyükler”in işbirliğine inandığı için, öteden beri dile getirdiği, sürdürmekte kararlı olduğu “dostluk” mesajları kâğıt üzerinde güzel! 

Ancak “dostluk mesajı” verilenlerin Fenerbahçe’ye karşı tutumunda bir “kendine” yontma var. 

Sözgelimi “mesaj” kapsamına girenlerden biri, kendilerini de ilgilendirdiği halde, “1959 öncesi şampiyonlukları kabul edilsin”e susarak destek olmuyor.

Biri, eski başkanı tarafından “şampiyonluklar verilmesin” diye resmen TFF başvuruyor, bunu geri çekmeyi düşünmüyor.

Fenerbahçe’nin şampiyonluğunu sahipleneni ise, mahkeme kararlarına karşın, 3 Temmuz’un “kumpas” olduğunu kabul etmiyor, “kumpas”la ilgili bir gelişme olduğunda ya da 3 Temmuz geldiğinde “suçlama”yı yeğliyor.)


*****

Sona Doğru…

Küçükten büyüğe herkesin gözü Fenerbahçe’de…


Bakış mı, yaklaşım mı?


Ben yenemesem, başkasının yenmesi için ortamı hazırlamak, dahası, son kararı verecekleri etkilemek…


Fenerbahçe ne yapmalı?


Kurumsal kimliği temsil edenler, dıştan gelen dolaylı ya da dolaysız saldırılara karşı (eleştirilere kulak vermek gerekir) yanıt verme görevini taraftara havale etmemeli; üstelik, Altay takımı adına haraket eden taraftar grubu gibileri olursa, onlara yüz vermemeli. 


Son söz:


Kurumsal kimlik, bütün özel ilişkilerin, o ilişkilerin boyutu/ önemi/ geçmişi ne olursa olsun, her şeyin üstündedir; dostluklara, özel ilişkilere kurban edilemez!  


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder