21 Kasım 2018 Çarşamba

Fatih Terim’in Gücü mü Dediniz?

Medyada parlatmaya yönelik yöntemler çok!

İşte gündemde olan bir saptama:

"Galatasaray'da bu kadar sakatlık eğer Tudor döneminde olsaydı, şu anda linç ediliyordu. Bu da bir Fatih Terim gücüdür." 

Gel de medyadan yükselen seslere, orada at oynatanlara inan!. 

İnanmazsın, çünkü o sesler, “emir komuta zinciri”ne bağlı olarak yükseliyor ya da kesiliyor izlenimi veriyor.

Yükselmeyle “toplu hücum” ya da “toplu savunma” başlatılıyor.

Demek ki, bir fısıldamak yeter!

Hizmette “kusur” edilmez; olumsuzluklar örtülür, bunların üzerine  ak mı ak “örtüler” serilir. 

****

Sakatlıkların çokluğuna karşın Fatih Terim’in eleştirilmemesi eleştiri konusu…

Eleştiri olmaması “Fatih Terim gücü”ne bağlanıyor.

Yani?

Fatih Terim’den korkulduğu için kimse ağzını açamıyor!

Yaklaşım doğru mu?

Sorunun muhatabı, yani yönetim, işi sorun haline getirenleri sorgulamıyorsa, iş, Galatasaraylı diye bilinen ya da adlandırılam meydanın işi mi olması gerekiyor?

Fatih Terim’in yerinde bir başkası olsaydı yer yerinden oynardı demeye getirmek, medyanın içinde bulunduğu yozlaşmanın güzel bir örneğidir. Demek ki, medya denen kesimde sesi çok çıkanlar, işlerine gelince ya da “emir komuta zinciri” içinde istediklerini “linç” ediyorlar, istediklerini göklere çıkarıyorlar.

Ya futbolcu ya da teknik direktör pazarlamaları?

O konular ise, okurun haber kaynağı olmak, bilgilendirmek gibi bir görev üstlenmek yerine, “işaret”le hareket edildiğinin anlatımıdır.

Sakatlıklar konusunda susanlar bir yana, Fatih Terim’in olumsuzluklarını “normal davranış” olarak karşılayanlar, tükendiği durumlarda zaten Fatih Terim’e destek oluyor, ortalığı velveleye veriyorlar.

(Adında “Atatürk” olan bir derneğin çiçeği burnunda başkanı, derneğin görevleri arasındaymış gibi, tuttu Fatih Terim’e“Disiplin Talimatı” gereği verilen “idari cezaları” eleştirirken Fenerbahçe’ye “Atatürkçülük” dersi vermeye kalktı, FETÖ’yle gerçek mücadeleyi veren Aziz Yıldırım’ı ve Fenerbahçe’yi suçladı.
Ve haddini aştı.)

*****

Fatih Terim hakkında, son çıkışlarıyla ilgili olarak, düşüncemiz sorulunca şu paylaşımı yapmıştık:

Fatih Terim, tükenmezkalemden farksız. Çünkü tükenmezkalem, biteceği zaman çok koyu yazar; yazdığı yeri bulaştırır. Bu, tükenmişliğin/ bitmişliğin işaretidir.
Tükenik insan, başkalarına “çamur” da atar. Bu bakımdan çevreye verdiği zararın karşılığını ödemelidir.

Biz böyle düşünüyoruz.

“Fikir özgürlüğü” bize bunu sağlıyor. Bu “özgürlük”, sadece bize özgü olmadığına göre, başkaları da, başka açılardan bakarak, bu “özgürlük”ten yararlanıyor. Kimse de onlara niye öyle düşündüklerinin hesabını soramaz, ama yaklaşımlardaki tutarsızlığı, kayırma çabasını, suçlama heveslerini eleştirme hakkını sonuna kadar bize/ size verir.

Biz “tükenmezkalem”e benzetiyoruz, ama medyada önemli bir kesim, Fatih Terim’i “dolmakalem” olarak görülüyor olmalı!

“Dolmakalem”, boşaldıkça doldurulur.

İşte Fatih Terim, “tükenmeye” yüz tuttu mu dolduruluyor!

“Güç” kazanması bundan!.

Dolduranlar, sadece doldurma görevini üstlendiklerinden, onun kusurlarını ya görmüyor ya da başkalarına çamur atarak gizliyorlar.

Bir tür yağlama yıkama, aklama paklama…

Neylersin, memlekette “fikir özgürlüğü” var; olaylara farklı pencerelerden bakılıyor.

(Bir gazetenin spor müdürü, Fatih Terim’e “güç” katmak, belki de dolaylı yoldan ADD’nin “Eğreti Başkan”ına arka çıkmak için, elinde olduğunu söylediği mahkeme kayıtlarına dayanarak, Fatih Terim’in FETÖ’ye karşı olduğunu yazdı. Kanıt da Fatih Terim’in, Emre Belözoğlu’nu “FETÖ’den uzak durması” için uyarmasıymış!

Belge dediği, “Futbolun İmamı” diye adlandırılan birinin ifadesi. 

Spor müdürünün haberini özetlersek, “özel haber” denen haberin, gerçekten “özel” olduğunu görürüz:

Fatih Terim, Emre Belözoğlu’nu, o zamanki adıyla Cemaat'ten uzak tutmuş/muş!

Cemaat, Hakan Şükür'ü oynatmayan Milli Takım Teknik Direktörü Ersun Yanal'ın ipini çekiyor.

Sonra, başa gelen Fatih Terim, Hakan Şükür'ü Milli Takım'a alıyor.

Ve spor müdürünün unuttuğu soru:

Uzaklaştıran da getiren de aynı "güç" olduğuna göre bu ne hikâye?)

*****

Sona Doğru…

Galatasaray’daki sakatlıklar, başka takımlarda da var, can sıkmaya başlayınca,  yakınmaların olması olağan… 

Ama medyadakilerin, sokaktaki yurttaş gibi yakınmaya başlamaları ilginç!

Fatih Terim’i eleştirmek için kala kala bu konu mu kaldı?

Son söz:

“Medya aynası”nda her yansıtılan gerçek değildir.







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder