18 Aralık 2017 Pazartesi

Galatasaray’da Bitmeyen Öykü: Önce Ayartmak, Sonra Kovmak

Ayartmak ve kovmak!

Kabası bu, kibarı ise şu:

Getirmek, göndermek!

İlki, kişiler ve bu işe imza atanlar için hiç de hoş değildi. Çünkü “Niye?”, “Niçin?”, “Neden?” sorularının doyurucu  yanıtı hiç yoktur!

Sağdan soldan esen yele kendini kaptıranlar,  altlarından koltuklarının kaymaması için olmadık işlere girişirler. Bu durumlarda  hep perde arkasındaki etkili birilerini memnun etmek vardır.

İşin içinde bir çıkar var mı yok mu; onu ancak bu işlerin uzmanları ve o uzmanların ciğerini bilenler bilir.

Riekerink’in gönderilişi, Tudor’un getirilişi, Galatasaray’da bitmeyen öykünün bir parçasıydı.

*****

Konuyla ilgili 15 Şubat 2017’de yazdığımız yazının ilk bölümü şöyleydi:

Sezonun bitmesine şurada 14 hafta kaldı.

Teknik direktör “kıyım”ına Galatasaray da katıldı. Riekerink gönderildi, yerine Karabükspor’dan Tudor getirildi. Gidiş de, gönderiliş de, Galatasaray’ın büyüklüğüne yakışmadı. Çünkü bu, ancak kasaba/ kent takımlarında görülecek bir durum.

Durum, taraftarın sesine “kulak vermek” gibi algılansa/ gösterilse de, hoş değil. Çünkü taraftar sadece teknik direktöre değil, en başta “Yönetim istifa” diyerek, asıl neye/ kime tepki gösterdiğini ortaya koyuyordu.

Yönetim yerinde durduğuna, en kolayı teknik direktörü göndermek olduğuna göre, yönetim, taraftarın sesine “kulak veriyor” demenin gerçekle hiçbir ilgisi yoktur.

“Alan memnun, veren memnun” gözüküyor; ama ortada “etik” olmayan bir durum var. Tudor, kulübüne haber vermeden, bir büyük kulüpte çalışma fırsatını yakalayınca, takımını yüzüstü bırakıp kaçmayı sindiriyor demek. Böylece, gelenin sindirdiğini, günü kurtaranlar da baştan sindirmiş oluyor.

Tudor’un, takımını yarı yolda bırakıp kaçmasının birçok örneği var. Örnek olanların hiçbiri de kaçıp gittikleri yerde tutunamamış, bir iki gündelik başarıyı geride bırakarak, arkalarına bakmadan gitmişlerdir.

Galatasaray yönetimi böyle erken gönderme/ getirmelere alışıktır.

Kendisine güvenilerek görev verilenlerin kaçmaları, kaçanın güvenilmez olduğunun göstergesidir. Ayrıca, bugün birini ortada bırakarak kaçan/ giden, gittiği yerde de aynı “şey”i yapar. Tudor, Galatasaray’da bunu yapamaz, diyenler olabilir. Doğrudur, Karabükspor’a yaptığını Galatasaray’da yapacak olanın önünde daha büyük bir fırsat yok!. Olsa, Tudor gibiler onu da yapar.

*****

Riekerink niye gönderilmişti?

Bu sorunun yanıtını, buna bağlı bahaneyi ancak gönderenler bilir.

O yazıda, Riekerink ile ilgili şunları yazmıştık:

Spor medyasında Riekerink’i öteden beri sevmeyen var/dı.

Kulübede, ekranlarda duruşuyla “efendi” olmayı hak eden Riekerink’e hoş olmayan sıfatlar uygun görüldü. Açıkçası, Riekerink, kimilerince aşağılandı. Karşılaştırma yapanlardan biri, Şenol Güneş’e “ordinaryüs” derken, ona “anaokulu öğretmeni” demeyi uygun gördü.

Galatasaray’ın puan sıralamasına bakıldığında, Riekerink başarısız demek, o kadar kolay değil. Ona bakılırsa, Advocaat’ın çoktan gönderilmesi gerekirdi.

Riekerink, gitmedi/ bırakmadı/ kaçmadı, gönderildi. O da, daha önce gelip, şu ya da bu nedenle giden/ gönderilenler gibi, Kadıköy’de “tarih yazamadan” gitti.

Tudor, gelecek sezona kalır, Kadıköy’de bir Fenerbahçe maçını görürse, görmeden önce, ezberlenmiş lafları söyleyip duracak. “Hasret” biterse, o sıralarda güçlüyse gücünü koruyacak, gücü azalmışsa, ömrünü uzatacak…

Şimdilik ömrünü uzatanlar, gönderen/ getirenler olmalı.

“Son söz”ümüz de Tudor’un Karabükspor’dan kaçmasına ayırmıştık:

Kendisine güvenilerek görev verilenlerin kaçmaları, kaçanın güvenilmez olduğunun göstergesidir.

*****

Galatasaray’da bu öykü bitmez.

(Antrenmandayken görevine son verilen, yapılan işleme göre kovulan, hiçbir şey olmamış gibi, bir gün bir de bakıyorsunuz geri gelmiş. Geri gelenin dudaklarından dökülen “parlak” sözcükler, “hamaset” kokuyor. Yapılanları, adam yerine konmamayı sindirmenin, bir başka deyişle örtmenin yöntemi bu.)

Tudor’u getirilişi de gönderilişi de biçim olarak yanlıştır.

Dedik ya, bu, ancak kasaba/ kent takımlarında görülecek bir durumdur.

Son söz:


Karabükspor’dayken Tudor’u ayartanlar, adam harcamanın ne kadar kolay olduğunu ya da adam harcamaya alışkın olduklarını Tudor’un görevine son vermekle kanıtladılar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder