5 Eylül 2019 Perşembe

“Şike yaptıysam Fenerbahçe için yaptım” Üzerine Bir Deneme

Bir cümleyi önceki ve sonraki cümlelerden koparır tek başına ele alırsanız, cümle, bambaşka yönlere çekilir.

Amacından saptırılan cümle, övgü ya da yergi ile dallanır budaklanır.

Bu konuda Nurullah Ataç, çok yerinde/ güzel bir saptama yapar:

“Ben öyle kısa sözlerden, bir bölümden seçilip alınmış birkaç satırlık yazılardan pek hoşlanmam. yazarın, ne demek istediğini iyice kavramam da ondan. İyice kavramak, yazarın o yargıya varmadan önce neler dediğini bilmekle olur. Özdeyişler, çoğu, gerekçesiz yargılardır.”

Aziz Yıldırım’ın ağzından çıkan  “Ben şike yaptıysam Fenerbahçe için yaptım” cümlesi de, tek başına ele alanlarca istismar edildi durdu. 

Aziz Yıldırım’ın bu cümlesini bir “itiraf” diye sunmak, aslında bir “FETÖ söylemi”ydi.

“Ben şike yaptıysam Fenerbahçe için yaptım” cümlesinin geçtiği bölüme bakalım:

“Şahıslar ve kulüp ayrılamaz. Ben şike yaptıysam Fenerbahçe için yaptım. Ben kendim için şike yapmadım.”

Cümleleri değerlendirmeden önce bir kez daha soralım:

İkinci cümleyi tek başına ele alarak “Aziz Yıldırım şike yaptığını itiraf etti” diye kanıt sayanlar kimlerdir?

Özellikle FETÖ’cü ya da Fenerbahçe karşıtları…

(İşin acı yanı, Aziz Yıldırım’a muhalif olan kimileri de, Fenerbahçe’yi sözde savunmak ve ne kadar büyük Fenerbahçeli olduklarını göstermek için, Fenerbahçe’nin başına gelenlerin sorumlusu Aziz Yıldırım diye, bu cümleye sarıldı. 

“Truva Atı” olmak, işte böyle bir şey…)

*****

Aziz Yıldırım’ın art arda gelen üç cümlesini, iyi düzenlenmiş bir yazıda,  “paragrafta cümle düzeni” açısından bir arada değerlendirelim:

“Şahıslar ve kulüp ayrılamaz.”

(Demek ki “şahıslar “ ile “kulüpler” ayrılsın diyen var.)

Ben şike yaptıysam Fenerbahçe için yaptım.

(Bu cümle, ilk cümlede ileri sürülene bir tepkidir. Çünkü şikenin uygulandığı yer sahadır. Olmayanı olması gereken yerde aramaz, “şahışlar” ile “kulüpleri” birbirinden ayırırsanız, bu koşullu cümle suratlara çarpar.)

Ben kendim için şike yapmadım.

(Yani şike, şahsın kendisi için yapılmaz, kulüp için yapılır. Gerçekten öyle bir şey varsa, “şahıs” da çeker cezasını, “kulüp” de…)

Aziz Yıldırım’ın bu üç cümleyi niye, neye karşılık, hangi amaçla kurdu?

Tarih 22.03.2012…

UEFA Kongresi İstanbul’da yapılıyor.

O zamanki UEFA Başkanı Michel Platini, basına yaptığı açıklamada, kişilerle kurumları ayırmanın kurallar gereği mümkün olmadığını ve kişilerin işlediği suçların kulüplerini bağladığını açıklıyor.

Platini bu açıklamayı niye, hangi amaçla yaptı?

Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın "Kişilerle kurumlar ayrılsın” önerisi üzerine….

(“Tarih, 22 Mart 2012: Yer, Dolmabahçe’deki Başbakanlık çalışma ofisi... Konu, şike davası...
Erdoğan, görüşmeden önce federasyon yetkililerine sorar: Sahaya yansımış bir şey var mı? Yanıt “Hayır” olunca, “Kişilerle, kurumları ayırmak lazım” açıklamasını yapar.
Başbakan baş başa görüştüğü Platini’ye bu düşüncesini açıklar. UEFA Başkanı önce yönetmeliklerden söz eder, sonra da ceza sürecine damgasını vuran şu sözü verir:
Sizinle aynı düşüncedeyim. Bu konudaki yönetmelikleri değiştiremem ama sizin için bir şey yapabilirim... Disiplin kurulumuza gerekirse bu düşüncemi anlatırım.”, Mehmet Arslan, Hürriyet,  10.09.2012)

*****

Sona Doğru…

Saldırılar, saldırılara hak verecek “ima”lar, iyi niyetli gözüken değerlendirmeler, dıştan gelirse neyse de, elinizin tersiyle itersiniz, ama içten gelirse, yaralar…

Fenerbahçe’nin 3 Temmuz’dan başlamak üzere uğradığı değil uğratıldığı zararın bugünkü olumsuz ekonomik duruma yol açtığı  dile getiriliğinde “Her şeyi 3 Temmuz’la bağlamayın.” demek de doğru bir yaklaşım değildir.

Sözcükleri özenle seçmek, sözün ucunun nereye varacağını düşünerek konuşmak/ yazmak gerekir.

Ergenekon Gerekçeli Kararı’nda 3 Temmuz’un “kumpas” olduğuna, “şike” ve “örgüt"ün olmadığına ilişkin değerlendirmesi de yabana atılamaz.

Silivri’de “Fenerbahçe’ye Şike Kumpası” davası sürüyor, “Sözde Şike” davasıyla ilgili verilen “aklanma”, Yargıtay’da onama (beklentiler bu yönde) bekliyor.

Biz de bekliyoruz.

Beklerken, Aziz Yıldırım’ın “Ben şike yaptıysam Fenerbahçe için yaptım.” demesini hangi amaçla, neye karşılık söylediğini bilmeyenler için açıkladık.

Beklerken, başka ne diyebiliriz?

Yargıtay’da bekleyen “aklanma kararı” daha sonuçlanmamış olsa da, bugüne kadar resmileşen duruma göre, Fenerbahçe/ Aziz Yıldırım “şike” yaptı demeyi sürdürenler için, “tescilli FETÖ’cü”dür demekte bir sakınca olmasa gerek.

Son söz:

3 Temmuz, ne Aziz Yıldırım ne Şekip Mosturoğlu, ne de içeriye düşen öteki Fenerbahçelilerin kişisel davasıdır; bu, Fenerbahçe’yi ele geçirmek isteyenlerin “kumpas”ıdır; davaya kişisellik açısından bakan Fenerbahçeli, üzerindeki Fenerbahçe formasını bir “araç” olarak kullanandır.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder