3 Eylül 2019 Salı

Şike Kumpası Üzerine: Kim Neyi, Niye Bekliyor?

“Sözde Şike” davası, Yargıtay’da onama (beklentiler öyle) bekliyor.

Dünden bugüne bakınca, “aklanma kararı” üzerinden 4 yıl geride kaldı.

Liseyi bitirenler, üniversiteyi de bitirdi bitirecek.

İş uzayınca, doğal olarak da kaygılar artıyor. Başka somut gelişmeler de var kuşkusuz. Yargıtay’da bekleme uzayınca, bu, Silivri’yi de etkiliyor.
Silivri mi?

Evet, Silivri, orada "Fenerbahçe'ye Şike Kumpası"ndan yargılananlar var. Bir süredir, son duruşmalarda, bir iki "tutuksuz yargılama" kararı çıkıyor.

Gerekçe mi?

“İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2014/147 esasa sayılı dosyasının Yargıtay'dan dönmemiş olması…”  

Gerekçe, bizi/ sizi ister istemez şu yargıya götürür:

Yargıtay, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin adı geçen kararını onasa, demek ki, bu tahliyeler olmayacak!

*****

Şekip Mosturoğlu’nun 3 Temmuz için çok güzel bir saptama/ benzetmesi var:

“3 Temmuz FETÖ’nün başyapıtıdır.” 

Şekip Mosturoğlu, Yargıtay’da bekleyen “sözde şike” davasının geleceğiyle ilgili, “Şike Kumpası”nın önceki duruşma gününde şöyle bir açıklama yaptı:

“Yaklaşık 2 senedir Yargıtay'da arşivde bekliyor dosyamız. 
3 Temmuz şike operasyonları davaları içerisinde hep başyapıt olarak isimlendiriliyor. Hala bu başyapıtlarını savunuyorlar. Beklentimiz tüm kamuoyunun sahip çıkmasıdır. Bunun çıkacağına da inancımız tamdır. Yargıtay'daki dosya her an karara bağlanabilir. Bekleme süresini doldurdu dosya. Davanın sonuyla ilgili beklentimiz yüksek. Soruşturmayı başlatan savcı firarda. Bunun medya ayağı el değmemiş olarak duruyor. Spor camiasındaki paydaşları ayıklanmadılar.” 

“Kumpas”larla ilgi kitap yazan, ama “taraftarı olduğu takımdaki olumsuzlukları görmeyen” gazeteci kökenli kimileri, gerçeği yansıtıyor iddiasına karşın, büyük bir beceriyle  gönül verdikleri “takımları”nı kolluyorlar. 

Fenerbahçeli eski futbolcular ve Emre Belözoğlu’nun Fenerbahçe’ye gelme olasılığı güçlendiği günlerde onun üzerinden Fenerbahçe’ye dolaylı yoldan vuruyorlar.

Aziz Yıldırım’ın, hapisten çıktıktan sonra, ağzından bir kez daha  2012’de duyulanları bilinçli olarak çarpıtanlar da, “takımları”nı koruma, kollama görevini üstleniyorlar.

Aziz Yıldırım’ın, sözünü ettiğimiz cümlelerden ikincisi, kimilerinin ağzında sakız:

“Şahıslar ve kulüp ayrılamaz. Ben şike yaptıysam Fenerbahçe için yaptım. Ben kendim için şike yapmadım.”

İkinci cümleyi tek başına ele alarak “Aziz Yıldırım şike yaptığını itiraf etti” diye kanıt sayıyorlar.

Kimdir bunlar?

Ya FETÖ’cü ya da Fenerbahçe karşıtları.

(İşin acı yanı zaman zaman ters yönde giden “Truva Atı” diyeceğimiz muhteremler de var. Yeterli bilgiye sahip olmadıklarından dolduruşa gelenler de…
Aziz Yıldırım’a bu üç cümleye söyleten nedir, kimdir? 

Bu soruların yanıtı ayrı bir yazı konusu…)

*****

“Şike Kumpası” duruşmaları bu kez uzun sürecek, 2-25 Eylül tarihleri arasında.

Duruşmanın ilk gününde sanıklardan biri, Fenerbahçe’ye kumpas kurmadığını, bir spor kulübün kumpasla ele geçirilemeyeceğini, yönetimin kongreyle değişeceğini, yaptıklarının kumpasala ilgili olmadığı söylüyor.

Bu tür savunma bize, “FETÖ gözünü futbola dikmiş.” başlıklı bir haberi anımsattı.

Eski Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç’ın, FETÖ ve spor/futbol ilişkisi üzerine söyledikleri, bu başlıkla haber olmuştu.

(“Gözünü dikmek” deyimi, “onu ele geçirmeyi tasarlamak” anlamına geldiğine göre, başlığın anlattığı şu:

“Ele geçirme” yok, sadece “tasarlama” var.)

Akif Çağatay Kılıç’ın söyledikleri içinde konumuzla ilgili bölüm şöyle:

“Spor yapısının, teşkilatlarının içerisine girememişler. Bu çok eski bir yapı. Çünkü belli yerlere gelmek için belli bir süre gerekiyor. Adam girip FETÖ'cü olarak bir yönetimi komple ele geçirmiş mi? Böyle bir şey yok. Ne kulüplerde var ne federasyonlarda var. Peki ne yapmış? Adaleti kullanmış, adamı köşeye sıkıştırmış. Bu işte emniyeti kullanmış, X kişiyi köşeye sıkıştırmış. Bir şirketin gidip patronuna şantaj yapmak ile bir futbolcuya gidip şantaj yapmak arasında hukuken bakılırsa, kesinlikle fark yok.” (Sabah, 14 Şubat 2017)

Görülüyor ki sözünü ettiğimiz sanık da bu görüşe uygun bir savunma yapıyor.

Bugün, İstanbul 4.Ağır Ceza Mahkemesi’nin  açıkladığı ERGENEKON GEREKÇELİ KARARI’nda  yer alan 3 Temmuz’la ilgili “sözde şike”, dolayısıyla Aziz Yıldırım ve arkadaşlarıyla ilgili bölümdeki değerlendirme oldukça önemli.

Bu, Fenerbahçe’nin hukuk mücadelesine katkıda bulunacak bir değerlendirme.

*****

Sona Doğru…

“Sözde Şike” davası için Yargıtay’dan onama (beklentiler öyle) beklenirken, Silivri’de “Fenerbahçe’ye Şike Kumpası” davası sürerken kuyrukta bekleyen sorulardan birkaçı:

Fenerbahçe, Fenerbahçeliler neyi bekliyor?

Yargıtay’ın yarın geç olur diye bugün karar vermesini…

“Şike Kumpası” davasında yargılananlar neyi bekliyor?

İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi’nin gerekçesinin sürekli olması için Yargıtay’ın karar vermeyi uzatmasını, yani böyle devam etmesini…

Ya Yargıtay neyi bekliyor?

İşte yanıtını sadece Yargıtay’ın bildiği soru.

Son söz:

Eylül ayı ya tümden ya da sonucun yaklaştığını işaret edecek sıcak bir ay olacak.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder