26 Mart 2018 Pazartesi

Fenerbahçeli, Soner Yalçın ile Hıncal Uluç’a Farklı Bakıyor

İkisi de gazeteci/ yazar…

Geçen çarşamba gecesi, Soner Yalçın’ı FB TV’de “Son Kale” programında dinledik. Ertesi sabah, Hıncal Uluç’u Sabah gazetesindeki köşesinde okuduk. Taraftar olarak ikisi de Galatasaraylı; ama Fenerbahçe’ye bakışları farklı.

Soner Yalçın, söyledikleriyle Fenerbahçe’ye destek olurken, Hıncal Uluç yazdıklarıyla, uyaklı olsun diye söyleyelim, köstek oluyor. 
Hıncal  Uluç, “Kimsin  sen Aziz!” başlıklı yazısında Aziz Yıldırım’ı sözde eleştiriyor.  Üslubu kahve ağzına güzel bir örnek. Onun asıl derdi Aziz Yıldırım değil, Fenerbahçe… Başkan başkası da olsa Fenerbahçe’ye bakışı hiç değişmez.

Soner Yalçın, Fenerbahçe’ye yönelik FETÖ kumpasından söz ederken, doğal olarak, Aziz Yıldırım’a sahip çıkıyor.

Sonuç?

İki Galatasaraylı, Aziz Yıldırım’a farklı pencerelerden, farklı niyetle bakıyorlar.

Fenerbahçe taraftarı ise, sosyal medya denen kesimde yazılıp çizilenlere bakılırsa, bölünmüş!

Ali Koç diyenler, Soner Yalçın’a olumsuz, Hıncal Uluç’a olumlu bakıyorlar!

Soner Yalçın’a olumlu bakanlar, Hıncal Uluç’a geçmişini ve geleceğini bildikleri için olumsuz bakıyorlar.

*****

Neye hangi açıdan, hangi niyetle bakarsanız, varacağınız sonuç da ona göredir.

Soner Yalçın için, FB TV’de ne işi var diyenler, Hıncal Uluç için, benim başkanıma nasıl böyle bir üslup  kullanıyorsun, diyemiyor. Ayrıca, Fenerbahçe’yi savunmak bir Galatasaraylı’ya mı kaldı, diyenler, bir başka Galatasaraylı olan Hıncal Uluç’un Aziz Yıldırım’a saldırmasına övgüler diziyorlar. Hıncal  Uluç’a da, bir Galatasaraylı başkanımıza nasıl olur da hakaret edersin diye tepki gösterseler keşke. Hiç değilse tutarlı olurlar.

Öyle bir hava yaratılıyor ki, Fenerbahçe başkanını sosyal medya denen kesim seçecek!

Sosyal medya ne derse o olur!

Bu kesim, ne yazık ki, aynı zamanda medyanın düzey düşüklüğünü gösteriyor, ipe sapa gelmez tweetler haber konusu oluyor.

Amaç, oy hakkı olanları etkilemek, kendilerince yönlendirmek…

Oysa oyunun rengi ne olursa olsun, Fenerbahçe üyesi olmaya hak kazanmış olanlar, bilinçlidir; öyle tava gelmezler.

*****

Fenerbahçe başkanları, o koltuğa telkinle mi oturuyor?

Binlerce üyenin oy kullanacağı seçim, “özgür irade”nin sesidir.

Çok adaylı seçim yarışından biri, bir oyla da olsa, öne geçecektir.

Demokrasiye, özgür iradeye, verdiği oyun sandığa girdikten sonra değişmeyeceğine inanan, seçim sonucunu olağan karşılar; kazanını kendi başkanı sayar.

Oy hakkı olanların, sosyal medyadaki atışmaya/ çığırtkanlığa prim vereceklerini sanmıyoruz.

Ancak, bir kaygımızı dile getirelim:

Aziz Yıldırım yitirirse, “vefa”, boza markası olarak kalır!

Ali Koç yitirirse, Yargıtay kararını beklemeden ortaya çıktığı, sabretmediği için, seçilmesi bir başka bahara kalır. 

Her iki durumda da küsülür mü küsülmez mi, bilemeyiz!

Düşüncemiz o ki, kazanan da yitiren de sonuçta yaralanmış olur. Çünkü Ali Koç kazanırsa bütünlük/ birliktelik sağlanır, yani bölünmüşlük ortadan kalkar, diyenler, Aziz Yıldırım kazanırsa, bölünme derinleşir demekle kendilerine yontuyorlar.

Bu yaklaşım, kaygı verici.

Ancak şu da var: Özellikle futbolda gelecek başarılar, her şeyi unutturur; Fenerbahçe’den umudu kestim diye küsenler bile başarıda sokaklara dökülürler. 

Bakmayın siz, şöyle olursa şöyle, böyle olursa böyle yaparım diyenlere…

Takım sevgisinin önünde kimse duramaz.

*****

Sona Doğru…

Soner Yalçın, FB TV’de konuştuktan sonraki iki gün, Sözcü’deki köşesinde konuyla ilgili yazdı.

Özeti şu: Fenerbahçe, FETÖ’yü yendi. Aziz Yıldırım’a karşı 3 Temmuz bitmedi, sürüyor.

3 Temmuz, FETÖ kumpası üzerine söz söylerken, her şeyi söyledi diyemeyiz. Zaten bunu beklemek de olanaksız. Ben her şeyi söylerim diyen, onun yerinde olsaydı, öyle evinde, arkadaş ortamında, sosyal medyada ahkâm kestiği gibi konuşamaz/dı. 

Kamuya açık alanlarda konuşmanın bir yöntemi, üslubu vardır. 

Siz söyleyeceklerinizi söylersiniz, sizi dinleyenler, söylenenlerden söylenmeyenleri çıkarırlar.

Niye şunu söylemedi, FETÖ kumpasına malzeme taşıyanlardan şunların adını saymadı dendi mi, bu demelerin sonu gelmez. Burada üzerinde durulması gereken şu:

Soner Yalçın’ın söyledikleri doğru mu değil mi?

Bakın, eksik mi değil mi, demiyoruz; diyemeyiz de…

Hıncal Uluç’a gelince:

Yerde sürünen bir üslup…

Son Söz:

Soner Yalçın’ın bakışında toplumsallık, Hıncal Uluç’un bakışında ise, kişisellikten yola çıktı için, bir yavanlık vardır.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder