24 Ekim 2019 Perşembe

TFF’ye KDV’si İçinde Sorular…

TFF, Ahmet Ercanlar’ın,“IFAB raporunu açıklıyorum” başlıklı yazısı üzerine bir açıklama yaptı:

“Türkiye Futbol Federasyonu, yetkilileri ve çalışanları ile ilgili son günlerde Ahmet Ercanlar tarafından bazı medya organlarında asılsız iddialar gündeme getirilmiştir.

Türkiye Futbol Federasyonu ve yetkilileri; TFF'nin ve mensuplarının saygınlığını rencide edici, tümüyle maksatlı ve mesnetsiz iddialar ile ilgili söz konusu kişi hakkında hukuki işlemleri başlatmış olup, konunun sonuna kadar takipçisi olacaktır.”

“Tümüyle maksatlı ve mesnetsiz, asılsız iddialar” neler ola ki?
(Konuya yabancı olacaklarının varlığından giderek kısa bilgi:
Fenerbahçe, 16 Eylül 2019’da Alanya’da oynanan ve Fenerbahçe’nin 3-1 yenilgisiyle sonuçlanan maçta “kural hatası” yapıldı diye TFF’ye başvurdu. TFF Yönetim Kurulu, MHK’den gelen rapora dayanarak, itirazı reddetti; Tahkim Kurulu’na yapılan itiraz da sonucu değiştirmedi. Ahmet Ercanlar, itiraza bağlı gelişmeleri, bilinenlere bilinmeyenleri de ekleyerek bir yazı yazdı. Yazının, yazıda adı geçen Cengiz Zülfükaroğlu’nun isteğiyle yayından kaldırıldığını belirten Ahmet Ercanlar, çalıştığı yerle de ilişkisini kestiğini açıkladı.)

*****

TFF’nin tutarsızlığını daha iyi anlamak için, Ahmet Ercanlar’ın yazısı ile Fenerbahçe’de Hukuk İşleri’nden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi, aynı zamanda avukat olan Alper Pirşen’in, Tahkim Kurulu’nun kararından sonra dediklerini bir arada ele almak gerekecek.

(Önce Alper Pirşen, ad vermeden süreçle ilgili açıklamalar yaptı; sonra Ahmet Ercanlar, söylediklerini somutlaştırdı, yani örneklere bağladı.)

Fenerbahçe’nin başvurusunda geçenlerle ilgili olanlar, Ahmet Ercanlar ile Alper Pirşen’in dediklerinin örtüştüğünü, sadece üslupta bir farklılık olduğunu gösteriyor.

Örtüşen noktalar:

Fenerbahçe’nin daha itiraz başvurusunu yapmadan MHK Başkanı Zekeriya Alp’in, “Galatasarayʼa yakın bir gazetenin spor müdürüne demeç” vermesi, “kural hatası” olmadığı görüşünde olduğunu söylemesi…

Bir gazeteye, yönetim daha toplanmadan 4 gün önce, “TFF, kural hatası kararını verdi”, yani reddetti haberinin bir TFF “üst düzey profesyoneli” tarafından sızdırılması…

Sızdıran/lar, Ahmet Ercanlar’ın yazısında var; Alper Pirşen’in açıklamasında yok, sadece “profesyonellere yazar”, “profesyoneller düzeyinde” ifadeleri var.

Ahmet Ercanlar, planlayıcı gördüğü Kadir Kardaş’ın neler yaptığını açıklarken, Alper Pirşen'in, farklı bir dil kullanmasına ve ad vermemesine karşı aynı yeri işaret ettiğinden kuşku yok.

IFAB’dan görüş alındığını hem Ahmet Ercanlar hem Alper Pirşen dile getiriyor. Ancak, MHK’nin, dolayısıyla TFF Yönetim Kurulu’nun kararlarında böyle bir görüşten söz edilmiyor, verilenler içinde bir belge yok.

Ahmet Ercanlar şunları yazıyor:

“Aut atışı konusunda 3 üyenin 2 tanesi kural hatası var yorumu yapmıştı. 
Aynı 3 IFAB üyesinin tamamı taç atışı konusunda kural hatası konusunda görüş birliğine varmış ve TFFʼye bu görüşü iletmiş.” 
Sorası mı?
“IFAB raporu TFF yönetimine gönderilmedi ve hasır altı edildi. (…) TFF yönetimi kural hatası kararı konusunda toplantıyı IFAB raporu yokmuş gibi yaptı…"

Ve Alper Pirşen şunları söylüyor ve haklı olarak soruyor:

“Tahkime başvurmak için biz dosyayı istedik. (…) Dosyada böyle bir şey görmedik. IFAB’a yazdık. Dedik ki ‘Biz görüşünüzün ne olduğunu merak etmiyoruz, siz TFF’ye yazılı görüş verdiniz mi?’ Onlar da ‘Hayır biz yazılı görüş vermedik ama sözlü olarak MHK ile rutin görüşmelerimiz oldu’ cevabını verdi. Bu görüşmenin maç tarihinden sonra olduğunu da söylediler. (…) MHK’nin verdiği görüşün ekinde bu yönde yazılı hiçbir rapor yok. Siz şimdi sizin savınızı güçlendirecek bir cevap aldığınızda bunu yazıya dökelim demez misiniz? (…) Demek ki siz bu görüşü beğenmediniz.”
(Fenerbahçe, Tahkim Kurulu’na gitmeden önce, kamuoyuna yaptığı açıklamayla,  TFF’den şunları “talep” etti:
“MHK görüşünü,
MHK görüşüne esas alındığı belirtilen IFAB görüşünü ve bu görüşün istenmesi amacıyla yapılan tüm yazışmaları,
TFF Yönetim Kurulu’nun bu yöndeki kararının ilgili sayfasının suretini…”)

*****

IFAB raporu/görüşü dosyada yok.
Hem Ahmet Ercanlar hem Alper Pirşen şu noktada birleşiyor :

Rapor hasır altı ediliyor. TFF’den biri, Alanya maçı gecesi, kimi Fenerbahçeli yöneticileri arayarak kural hatası kesinlikle yok başvurmayın diyor.

Ahmet Ercanlar’da ad var, Alper Pirşen’de yok; ama aynı kapıya çıkıyor ikisi de…

Alper Pirşen diyor ki:

“Kişinev’de TFF Yönetim Kurulu toplantısı yapıldı, milli takım maçı varken. İçerdeki tüm konuşmalar, belki kısmen belki tamamen dışarı sızdırıldı.”
Kim yaptı bunu?
Alper Pirşen’de ad yok, Ahmet Ercanlar’da var; üstelik, olumsuz bir durumda ne yapılacağı da…  Alper Pirşen, “üst düzey profesyoneller” demekle yetiniyor. Ama sonuç, aynı yere, kişilere bağlanıyor.
Kısacası, TFF Yönetim Kurulu, söylenenlere/ gelişmelere bakılırsa, bir oldubitti karşısında kalmış.
Derin bir sessizlik var onlarda da… Demek ki, sessizlik, en büyük meziyet!
*****

Alper Pirşen’in dedikleri, TFF’nin bunlara yanıt vermemesi, çıkan kararın her aşamasında, kararın öyle olması gerektiği konusunun ağırlık taşıdığını gösteriyor:
“…. talebimizin reddedildiğine ilişkin yazı geldiğinde şu paragraf dikkatimizi çekti. Taç atışının hakem uyarısı üzerine doğru yerden yapıldığı. İki kere taç atışı yapıldığının bile tespit edilmediğini gördük.”
“'MHK görüşünü, hakem raporlarını istiyoruz’, 'Elinizdeki tüm raporları görmek istiyoruz', dedik. Raporları aldık. (…) 6 müsabaka görevlisinin 4‘ü aynı YK kararında olduğu gibi sanki tek taç atışı yapılmış gibi hikayeyi anlatmışlar. İki kişi taçın tekrar yapıldığını yazmış, hemen hemen aynı cümlelerle. (…)  6 raporun 6’sında da hakemin sadece uyarı yaptığından bahsediliyor. Hakem, 'ben uyardım sonra taç atıldı' diyor. İki kişi ağzından ya da kaleminden tacın iki kere yapıldığını kaçırıyor. MHK bunu hiç değerlendirmemiş.”
“Savunmamızda ‘oyuncu 10 metreyi 12 saniyede görmüş, kafasını çevirmiş, autun kullanıldığını görünce ceza sahasını terk etmekten kaçınmış.’ Savunmamızdaki detaylar irdelenmemiş bile.”
******
Sona Doğru….
Ahmet Ercanlar’ın ve Alper Pirşen’in dedikleri,  TFF’de kararların nasıl alındığını göstermesi bakımından ilginç olmasının ötesinde üzücü…
Olmaması gereken ama olanlara bakarak, özerkliğin güncellenmiş adı keyfilik mi olmuş diyeceğiz?
(Şimdi, burada izlenen yol/ yöntem, 3 Temmuz sürecinde o zamanki TFF Başkanı Mehmet Ali Aydınlar’ı aldatan, yönlendiren, sonrasında topluca Galatasaray’da görev üstlenen görevlilere ne de benziyor. Başkanların ortak yönü, Fenerbahçe üyesi, geçmişte yöneticisi olmaları. Bunları yönlendiren, bir başka deyişle yanlış yaptıranın ise sonuçta kime hizmetleri “muamma” ama Fenerbahçe’ye zarar verdikleri, kendilerine ait olmayan gücü kullanarak yol kestikleri, daha açıkçası kestirdikleri…)
TFF’nin neye iddia dediği açık değil, “tümden” dendiğine göre, yazılanların tümü iddia oluyor onlara göre.

MHK Başkanın dediklerinin, bir gazeteye toplantıdan 4 gün önce kararın nasıl olduğunun açıklamasını bir yazıda belirtmeye nasıl olur da iddia denebilir? 

MHK Başkanına, toplantı olmadan karar alındı denen haberi verene ses etmeyen, onların tavrını onaylayan TFF Yönetimi, bunları nasıl olur da iddiadan sayar?

Gelelim “rencide edici” durumlara; “kura çekme usulü” gibi birkaç soru daha çekelim:

MHK Başkanının, daha itiraz olmadan, itirazın reddedileceğini söylemesi, TFF başkanını ve yönetim kurulunun “saygınlığını rencide edici” olmuyor da, iddia denenler mi “rencide edici” oluyor?

TFF Yönetim Kurulu’nun, kurulun toplanmasından 4 gün önce basına sızdırılan bilgiye göre, ret kararı verdiği haberi “saygınlığını rencide edici” olmuyor da, bunun kim tarafından hazırlandığını söylemek mi "rencide edici” oluyor?

Ahmet Ercanlar’ın, Fenerbahçe’nin itirazıyla ilgili olanlar için  dile getirdiklerinin, Alper Pirşen tarafından ad vermek yerine sadece “profesyoneller” dediklerinden farkı ne? 
TFF, açıklamasıyla niye Ahmet Ercanları hedef aldı, mahkemeyle korkutmaya kalktı?
TFF, birbirine benzer şeyler söyleyenlerden, birinde  kurumu temsil etmenin getirdiği sorumluk anlayışı gereği temkinli dil, öbüründe gazeteci dürtüsüyle, yazdıklarını adlarla somutlaştırması farkı dışında fark olmadığına göre, asıl muhatabın dediklerini niye görmezlikten gelir?
Son söz:
TFF, benzer sözleri söylemelerine karşın, Alper Pirşen’e yanıt vermeyip, tek gördüğü gazeteci Ahmet Ercanlar’ı mahkemeyle korkutmakla, onun yazdıklarının doğruluğunu kanıtlamış olmuyor mu?

------------------------
*Ahmet Ercanlar'ın ilk yerinde olmayan yazısı:

*Alper Pirşen'in açıklamaları:



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder