7 Kasım 2019 Perşembe

Fenerbahçe Maçlarında Hakemlerin Para İle İmtihanı!

Mesajlar, günümüzde öyle dolaylı yoldan verilmiyor, davul zurna eşliğinde veriliyor.
Konumuz futbol, maçlar, hakemler…
Futbolda hakemler dendi mi, karşımıza “kale gibi”, “başı dumanlı, görkemli dağ gibi” MHK dikilir.
Öyle bir MHK ki, TFF içinde “özerk bölge” gibi…
MHK Başkanı bu “özerk bölge”nin tek karar vericisi, “reis”i…
Hakem atamalarındaki ilginçliklere bakınca, bütün eleştirilere karşın, bilinen yoldan bir milim sapılmayacağı anlaşılıyor. Bununla ilintili olarak, asıl anlaşılan da, MHK Başkanı Zekeriya Alp’in, “ana yapı”yı taca attığı, kendine bir “dokunulmazlık zırhı” yarattığı…

Yaşananlar, söylenenler, ödül ve cezalandırma denecek hakem atamaları, ödül ve cezalara bağlı olan işlemlerin “otomatik”e bağlanmış gibi sürüp gitmesi, hayra alamet değil! 
(Hakemler, VAR gibi, karar vermede kolaylık sağlayan bir sistem varken, kafalarına göre davranmasınlar. Karar doğruysa ya da hata yapılmışsa, bu, zaten ekranda belli olur. Öyle “bana göre”ye değil de, kurala görüntüye göre, karar verilir.
Ey hakemler, siz değil, bırakın, sonucu etkileyecek hatayı futbolcular yapsın.) 
*****
Bilinen gerçeği, Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, TFF’yi “göreve davet”iyle dile getirdi.
Bilinen gerçek ne?
Fenerbahçe’nin galip geldiği maçların hakemlerinin, sonraki hafta/lar için görevlendirilmemesi, açık bir deyişle, cezalandırılması…
Fenerbahçe’yi doğrayan hakemlerin ise “normal görev” yaptıklarına inanılması…
Fenerbahçe’nin ilk maçını, Fenerbahçe’nin Gazişehir’i Saracoğlu’nda 5-0 yendiği maç, yöneten Arda Kardeşler, olması gereken 3 penaltıyı verdi.
Sonra?
Arda Kardeşler, 3 hafta maç alamadı; 3 haftanın geliri buharlaştı!
Geçen hafta Kayserispor-Fenerbahçe maçında düdük çalan aynı Arda Kardeşler, Fenerbahçe’nin 3 penaltısını vermedi, kartlarını “kollama” dürtüsüyle kullanmadı, sonuçta Fenerbahçe 3 puandan oldu.
Sonra başka ne oldu?
Arda Kardeşler’e bu hafta için maç verildi.
Genelleme yaparsak, Başkan Ali Koç’un dile getirdiği gerçek neydi?
Fenerbahçe’nin kazandığı 5 maçın hakemine, sonraki hafta maç verilmedi.
Olur da bu kadar tesadüf olur!
Yapılan, kafa tutmak, başına buyruk olmak değil de nedir?
Bu kafa tutmaya, başına buyruk olmaya dur diyecek olan da, TFF Başkanı Nihat Özdemir’dir.
Ama o da, “Aman, Fenerbahçeyi koruyor” demesinler diye, başkan olduğunu, düzensizliğe, keyfiliğe müdahale edeceğini, son vereceğini, olumsuz tavrını sürdüreni kulağından çekip kenara alacağını hiç mi hiç düşünmüyor. Daha doğrusu, işi oluruna bırakıyor!
(En kolay yol; olumsuzlukları, haklı ya da haksız dile getiren başkan/ yöneticileri disipline sevk etmek… Ama, sözgelimi MHK Başkanı Zekeriya Alp’in “görev kusuru” sayılacak açıklamalarına göz yumulması, sevklerin susturmaya, sindirmeye yönelik olduğunu gösteriyor. Herkesin gördüğü olumsuzlukları dile getirmek “suç” oluyor da, o görülenleri yapanların ve savunanlarınki görev mi oluyor?
Zaman zaman karşılaştığımız soru:
“Her alanda işlerimiz tıkırında gidiyor da, sadece futbolda mı işler kötü? Futbol da genelin ayrılmaz bir parçası değil mi?”
Sorunun beklediği yanıt, ister istemez, futbolda olanlarda şaşılacak bir durumun olmadığını, asıl, şaşıranlara şaşırmak gerektiğini anlatıyor.)
*****
Fenerbahçe’nin kazandığı maçların hakemi bir sonraki hafta maç alamıyor, cebe girecek yüklü bir paradan yoksun kalıyorsa, bu, açık bir mesajdır hakemlere:
Fenerbahçe kazanırsa, siz kaybedersiniz; sizin kazanmanız için Fenerbahçe’nin kaybetmesi gerekir.
Bu mesajı anasınıfına giden çocuk bile alır, anlar!
Böyle uygulama varken,  hakemler, baskı altında kalmasın da ne yapsın?
(İşin içine para girince, gel de doğruluktan, haktan hukuktan söz et! Gelecek paraya bel bağlayan, paranın cebe girmesine olanak sağlayacak olanın gözünün içine bakar. “Gözlerime bak, ne demek istediğimi” anlarsın türünden dolaylı anlatımlar, mesaj vermeler eskidi. Günümüzde, mesajlar, öyle dolaylı yoldan verilmiyor, davul zurna eşliğinde veriliyor. İzlenen, eleştirilen  sakat yolu bakarak söyleyelim, hakemleri, özellikle Fenerbahçe maçlarında parayla “imtihan etmek”, en hafif deyişle, ayıp.)
Bir iki ya da bellli hakemlerin olumsuz tavırları, yaptıkları bilinçli, sonucu belirleyen kararları, sonuçta genelleştirilerek bütün hakemleri “kapsama alanı”na alıyor.
İyiler, doğrular, haktan hukuktan yana olanlar da arada kaynayıp gidiyor.
Güvensiz, olumsuz ortamın baş sorumlusu olarak gözüken hakemler… Ama suçlu, onları o duruma düşürenlerdir.
Hedefte MHK…
MHK Başkanı…
Ve, benzer durum sürüp gittiğine, bu duruma müdahale etmediğine göre, TFF Başkanı Nihat Özdemir… Onu da, bu ortamı değiştirmesi için uyaracak olan Yönetim Kurulu…
Görevlerini yapmayanları, en sonunda hizaya sokacak, kulüpler…
“Kulüpler” derken, inanın, sizden önce ben güldüm.
Kim kim de, kulüpler birleşecek, TFF’yi düzenen sokacak, öyle mi?
(VAR’a, gözden kaçanları, kasıtlı kararları görecek, hak yenmeyecek diye olumlu bakanlar yanıldılar. VAR başındaki hakem, VAR başındakine aldırmayan, “sahanın kralı” benim havasındaki hakem, VAR’ı bir anda “yok” etti. İşleyen, işlemesi gereken sistemi, işlemez duruma soktular. Sorgulayan, hesap soran da olmayınca, futbolu bir “kargaşa”ya sürüklüyorlar.
VAR, doğruyu bulacak, hakkın yenmesini önleyecekti. Ama VAR, sahadaki hakem için bir “tehdit” aracına dönüştürülüyor. Gazeteci Ahmet Ercanlar’ın şu dediklerini varın siz yorumlayın:
"Kayserispor-Fenerbahçe maçından önce TFF'nin hakemlerden sorumlu müdürü Barış Şimşek, maçın hakemi Arda Kardeşler'i arayıp 'VAR'a gidip karar değiştirirseniz 1 puanınız kırılıyordu, artık 2 puanınız kırılacak’ diyor.”
*****
Sona Doğru…
Fenerbahçe’nin yarın Saracoğlu’nda Kasımpaşa’yla maçı var.
Sahadaki “düdük”, Ali Palabıyık; VAR başındaki, Serkan Tokat…
Fenerbahçe kazanırsa, sonraki hafta/lar için maç alamayan hakemlerden olur mu bu iki hakemimiz?
Kuşkusuz, bu soruyu bizden önce, Ali Palabıyık ile Serkan Tokat, kendilerine soracaklardır. Bu soru kafasında olan, yanıtını önceki örneklerde bulan hakemlerin nasıl maç yönetecekleri ortada.
Kafalar rahat olmayacaktır. Akla hep, Fenerbahçe maçlarını yöneten arkadaşları gelecektir. Onlar gibi olmak ya da olmamak, bir ikilem oluşturacak.
Hakemler, onun bunun oyuncağı değildir, olmamalıdır; olanlar varsa, onlar da bir an önce dışlanmalıdır. Kuşkusuz, “oyuncak” yapanlar içeride ise onlarla birlikte…
Bütün kulüp yöneticilerini bilemeyiz ama futbolseverler, hakemlerin sonuca etki etmedikleri maçları izlemek isterler.
Son söz:
TFF, MHK’den kaynaklanan olumsuzlukları, bunların sahaya nasıl yansıdığını görmesine karşın, önlem almaktan kaçınmakla, futbolumuza kötülük ediyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder