3 Nisan 2019 Çarşamba

Bir 4 Nisan Vardı, Yok Sayıldı!

“Var” nasıl olur da “yok” olabilir?

Olur, bal gibi olur.

Sözgelimi birinden ya da bir şeyden söz ederken şöyle deriz:

Az önce vardı, şimdi yok.

Yani?

Orada bulunan biri, tüymüş, habersizce gitmiş de ondan…
Masanın üzerinde olan bir şey, oradan alınmış ya da bir yere savrulmuş da ondan…
Az önce gördüğümüz, sonra baktığımızda göremediğimiz..

Yani?

Az önce orada “var” olan, sonra bilmediğimiz bir yerde “var” olan…

Ama somut bir olaydan söz ederken buna benzer bir cümle kurmak mümkün olamaz. Ancak, sözü edileni görmezlikten gelmekten, öyle bir olay olmamış gibi davranmaktan ya da olanı olmayan bir olaya dönüştürmek ve öyle pazarlamaktan söz edilebilir. Bu nedenlerle, somutu gerçekliğinden koparanların çabalarına bakarak, “var olan 4 Nisan katliam girişimi” ancak böylesi bir bakışla “yok” sayılır.

*****

“Yok” nasıl olur da “var” olabilir?

Bunun en güzel örneği mi?

Takvim yaprakları 4 Nisan 2015’i gösteriyordu. 
Yeni bir güne, cumartesinden pazara doğru gidiliyordu.
Rize’den kalkan Fenerbahçe otobüsü, Trabzon Havaalanı’na doğru yol alıyordu.
Otobüs içindekiler, neşeli mi neşeli…
Rize’de alanan 5-1’lik galibiyetti neşenin nedeni.
Otobüs tam viyadüğe geldiğinde, o da ne?
Birkaç el ateş…
Otobüsü denize uçmaktan, başından yaralanmasına karşın sürücü Ufuk Kıran kurtarıyor.
Ölümün eşiğinden dönülüyor. 
FB TV canlı yayında; bütün kanallar ona bağlı…
Görüntülere karşın, o gün orada bulunan yetkililer, saldırıyı sulandırmaya başlıyorlar:
Otobüse atılan kurşun değil taş!
“Var” olan kurşun “yok” oluyor; “yok” olan taş, “var” oluyor!

(Ekranlara çıkan nasırlaşmış yürekler, şom ağızlar, duayen diye pazarlanan şarlatanlar, “bülbül”ler… “kurşun değil taş”ı doladılar dillerine. İçlerinden en büyüğü, Mahmut Uslu’nun açıklamasına karşın, bir dostundan aldığı mesaja dayanarak, “taş”ta ısrar etti.  Öyle ki doğru söyleyen Mahmut Uslu değil, mesaj atan dostuydu.)

*****

Silahlı saldırıya “suikast”  ya da “suikast girişimi” diyenler oldu.

Biz niye “katliam” dedik, diyoruz?

(Suikast: 1. Gizlice cana kıymaya ya da kötülük etmeye kalkışma.
2. Bir devlet büyüğünü ya da önemli bir kimseyi tasarlayarak, plan kurarak öldürme.
Katliam: Topluca öldürme, toplu kırım.)

Varın siz düşünün!

Ve düne dönün şu açılardan da düşünün:

Fenerbahçe, kulüp olarak, 3 Temmuz kumpasıyla ele geçirilemedi; 19'u futbolcu olmak üzere 41 kişilik Fenerbahçe kafilesi, 4 Nisan katliam girişimiyle yok edilmek istendi.

Geldiğimiz nokta:

3 Temmuz ‘un bir kumpas olduğu yeniden yargılanma ile kanıtlandı, son söz Yargıtay verecek; ama 4 yıldır Yargıtay’dan bir ses yok.

4 Nisan ise, bugünkü duruma bakılırsa, “bir vardı bir yoktu” oldu.

Daha duyulur duyulmaz, “kurşun değil taş” diyerek örtülmeye çalışılan katliam girişimi bugün bir bilinmezde…

Soruşturma gizli; iddianame yok!

*****

Sona Doğru…

4 Nisan 2015’ten 4 Nisan 2019’a…

O gün doğan bugün 5 yaşına girmiş oluyor. O gün saldırı, katliamla sonuçlansaydı; bugün yas, 4 yılı geride bırakılmış olacaktı. Doğan, bir gün göçecekti bu dünyadan kuşkusuz, ama katliamla gelen yas, kuşaktan kuşağa aktarılacaktı.

Katliam girişimi, “faili meçhul” kaldığı için bugün bir öfke var. 

Konumuzla ilgili en çarpıcı açıklama 24 Ağustos 2016’da Aziz Yıldırım’dan geldi:

“Takım otobüsümüze silahlı saldırı olayı faili meçhul kalırsa sıkıntı yaratır. (…) Bütün sporcuları katletmek için o operasyon yapıldı. Bu olayı devletin bulup ortaya koyması lazım. Bence biliniyor ama açıklanamıyor.” 

Aziz Yıldırım, yeri geldiğinde şu cümleyi de yineledi durdu:

“Failler bir an önce açıklansın.”

Ne demekti bu?

Yüklem, “açıklansın”la bittiğine, yargı bununla tamamlandığına göre, “failler” biliniyor. Bunu biz, zorlama  yoluyla ya da niyet okumayla açıklamıyoruz, cümlenin anlattığını söylüyoruz. Cümle “bulunsun”la bitseydi, "bilinme" kendiliğinden ortadan kalkacaktı.

Son söz:

“Hiç unutmam, hiç unutmam, hiç unutmam, hiç unutmayın
insan nasıl direnir başka
hiç unutma” (Turgut Uyar)

---------------------------------------
4 Nisan Yazıları:

1. Fenerbahçeli Futbolcuları Toptan Öldürme Planı!


2. Fenerbahçe Otobüsüne Silahlı Saldırıyı Film Çekimi Gibi Görmek!.



3. Fenerbahçe’yi Yalnız Bıraktığını Sanma Küçüklüğü…



4. Fenerbahçe, Sahaya Koşullu Çıkıyor; Top, TFF’de…



5. Fenerbahçe’ye Zamanlaması Manidar Psikolojik Kuşatma!.



6. Saldırı, Ölüme Yol Açmıyorsa, Saldırıdan Sayılmayacak mı?



7.  Fenerbahçe Otobüsüne Saldırı: ‘Katliam'dan ‘Yaralama’ya…



8. 4 Nisan ‘Katliam Girişimi': Her Ay Anımsanan Gün…



9. Atletico Nacional, 4 Nisan’ı hafife Alanlara İnsanlık Dersi Verdi



10. 4 Nisan Failleri Nerede mi?


11. 4 Nisan’ı Unutmak Mümkün mü?


12. Bir Vardı, Bir Yoktu; Bir 4 Nisan Vardı




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder