17 Nisan 2019 Çarşamba

Fenerbahçe, Galatasaray'ın “Mahkeme” Çıkışına “Memnuniyetle" Dedi

Gelenek Bozulmadı, Öfke Üretti!

Kadıköy’de bir Fenerbahçe-Galatasaray maçı daha geride kaldı.

Gelenek bozulmadı; Galatasaray’ın “galibiyet hasreti” 20 yıla girdi.

Maç sonu “gelenek”in anımsatılması üzerine Fatih Terim şunları söyledi:

“Gelenek bozulmadı, efendim kazanılmadı; ben bunları önemseyenlerden değilim. Galatasaray, burada tarihte unutulmayacak güzellikler yaşadı.”(1).

(“Bura” denen, Saracoğlu Stadı. “Unutulmayacak güzellik”, 12 Mayıs 2012’de 0-0 biten maçla Galatasaray’ın şampiyonluğunu ilan etmesi…)

Fatih Terim’in son cümlesi, “montajlı” olarak gündemi girdi:

“Bizim burada güzel anılarımız var.”

Nasıl bir anlayış ki, biri söylenenleri kendine göre yazıyor, bazen de uyduruyor, herkes onun üzerine balıklama atlıyor; yazılan, “kutsal metin” gibi kabul ediliyor!

Burada da,“unutulmayacak güzellikler yaşadı”, birden “güzel anılarımız var” oluyor.

Fatih Terim’in ağzından çıkan değişiyor da, Semih Özsoy’un ağzından çıkan aynı mı kalıyor sanki?

Fenerbahçe adına yapılan açıklama da, ses kaydı da bunu gösteriyor, Semih Özsoy’un ağzından çıkan cümle şu:

“Bizim en kötü günlerimizde; başkanımız, yöneticilerimiz, FETÖ iftiralarıyla hapiste yatarken burada aldıkları bir şampiyonluk var.”(2).

“FETÖ iftiralarıyla” ifadesi, medyada  “FETÖ kumpasıyla” diye geçiyor.

Bunun ne önemi var, diyecekler olabilir?

Biz de, yazılana/ söylenene değil, ağızdan çıkana bakın, diyelim…

***** 

Reklam Niyetine

Sözcük der ki: Bulunduğum yere göre konuşurum!

Bir sözcüğün anlamını birlikte kullanılan öbür sözcükler belirler.

Cümle, bir yargı birimi olduğuna, yargıyı da yüklem tamamladığına göre, üzerinde durulan sözcüğe oradaki anlamı dışında anlam/lar yüklemek, söyleneni ya da yazılanı anlamamak demektir.

Bazen de cümlede vurgu yapılan sözcük, önceki ve sonraki cümle olmadığı zaman, birçok anlamı çağrıştırır. Çağrıştırılanlardan hangisi doğrudur, sorusunun yanıtı, çağrışımsal anlamlar kişiden kişiye değişeceğine göre, yoktur. 

“Çal, hakem, çal!”

“Çağrışımsal anlam” bizi alır “düdük”e götürür. Çünkü hakemi hakem yapan, “düdük”tür!

O zaman?

“Çal”, “düdük çalmak” anlamındadır.

Ya öteki anlamlar?

Dedik ya öncesinde ve sonrasında bu cümlenin bağlanacağı cümle/ler yok.

*****

Gel Mahkemede Hesaplaşalım!

Semih Özsoy’un “Bizim en kötü günlerimizde; başkanımız, yöneticilerimiz, FETÖ iftiralarıyla hapiste yatarken burada aldıkları bir şampiyonluk var.” demesi, Galatasaray yönetimini öfkelendirdi.

Yönetim,  bu cümlede “eleştiri sınırlarını aşan söylem ve iftira”, “mesnetsiz açıklama” gördü ve “gerekli hukuki girişimler”i başlatacağını resmen duyurdu (3). 

Buna karşılık, Fenerbahçe yönetimi, Semih Özsoy’un o cümle ile neyi anlatmak istediğini şöyle açıkladı:

“…. Fenerbahçe’miz 3 Temmuz 2011’de paralel devlet yapılanmasının hain saldırısına maruz kalmıştır.

Bugün, Türk spor tarihinin en büyük kumpası olan, bu saldırıda rol alan hakimlerin, savcıların ve emniyet mensuplarının ya tutuklu olarak yargı karşısında hesap verdikleri ya da firari olarak arandıkları bir dönemi yaşıyoruz. 

3 Temmuz FETÖ kumpası ve saldırısının gerçekleşmesinin ardından; 2011/2012 sezonunun son karşılaşması dahil olmak üzere, sezon boyu oynadığımız tüm maçlarda başkan ve yöneticilerimizin tutsak bulunduğuna değinerek, ilgili dönemin camiamız açısından kolumuzun ve kanadımızın kırık olduğu bir zaman dilimi olduğunu belirtmiş Başkan Vekilimiz Semih Özsoy…”

Galatasaray'ın mahkemede görüşürüz demesi, Fenerbahçe’yi sevindirdi:

“… konunun hukuka taşınacak olmasının bir hak olduğunu vurgulayarak, Fenerbahçe Spor Kulübü olarak bu sürecin mahkemelere taşınacak olmasını da büyük bir memnuniyetle karşıladığımızı kamuoyunun bilgilerine sunarız.” (4).

Yani?

Reste Rest!

***** 

Galatasaray Niye Öfkelendi?

Semih Özsoy’un cümlesine dönelim:

“Bizim en kötü günlerimizde; başkanımız, yöneticilerimiz, FETÖ iftiralarıyla hapiste yatarken burada aldıkları bir şampiyonluk var.”

(“En kötü günler” şu: 3 Temmuz 2011’de başlayan, bugün FETÖ kumpası diye mahkemece tescillenen süreç… 
O sezon Aziz Yıldırım ve kimi yönetici arkadaşlarının “şike” suçlamasıyla hapiste olması...
O gece…
Başta Fatih Terim ve yöneticiler, Fenerbahçeli taraftarlar çoluk çocuk coplanmış, gaza boğulmuşken “Kupa, Kupa” diye tutturdular ve o gece kupayla sarmaş dolaş oldular.
Bu ortam, Fatih Terim için “unutulmayacak güzellik” oldu.)

Galatasaray, Semih Özsoy’un cümlesini hangi mantıkla “eleştiri sınırlarını aşan söylem ve iftiralar” olarak görüyor? 

“… sadece Türkiye Futbol Federasyonu Disiplin Talimatı’na göre değil, daha önemlisi Türk Ceza Kanunu’na göre suç niteliğindedir.” demek, kendini güncel siyasetin rüzgârına kaptırmak değil midir?

“Galatasaray’ın adını bir terör örgütü ile ananların kendi geçmişlerine bakmalarını tavsiye ederiz.” demek, masum bir ifade mi?

Galatasaray, Semih Özsoy’un o cümlesine niye o kadar öfkelendi?

Yanıtlar mı?

Eskiye özlem, alınganlık, desek, acaba yeter mi?

*****

Sona Doğru….

Fenerbahçe- Galatasaray maçları hep böyle!

Başka maçlarda aleyhte ya da leyhte olanları sindirenler, Fenerbahçe maçı oldu mu bir “garip” oluyorlar.

İşlerine gelince “Hakem de insandır, hata yapar”a sarılanlar, işlerine gelmeyince “hakeme düdük astırmaktan” dem vuruyorlar. 

Haftalar kısaldıkça, Süper Lig’de daha çok “şey”ler yaşarız!

Say say bitmez!

Son söz:

Başkalarına yönelik olumsuzluklardan yarar sağlayanlar, gün gelir, işler beklentilere uymayınca yakınırlar; ama onların yakınmaya hakları hiç yoktur.

-----






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder