28 Ekim 2022 Cuma

Bir Devre Daha Olsaydı Keşke!

Ortalık günlük güneşlikti. 

Herkes; ortamın verdiği mutlulukla, mutlu bekleyiş içindeydi.

Rennes’in 5. dakikada gelen golüyle hava bozmaya başladı. 10. dakikada ofsayt gerekçesiyle VAR’ın saymadığı gol sonrası hava düzelir gibi oldu. Ama 16. ve 30. dakikalarda gelen, skoru 0-3 yapan goller, ilk yarım saatte Kadıköy’deki o güzelim havayı tümden bozdu. Böylece maçın ilk yarım saatinde Kadıköy’ün üstüne karabulutlar çöktü!

Beklenmeyen bir durum!

Hüzün ve öfke!

Oysa hava durumu tahmini raporlarının dili farklıydı! 

*****

Takımı çevrenin erken havaya sokması, ister istemez bir gevşekliğe yol açar. 

O bakımdan, bitmeden bitti havasına girmek, tehlikeli. Var olanın da elden gitmesine yol açabilir.

Ne demişti Jesus?

“İyi hücum maç kazandırır ama iyi savunma şampiyon yapar.”

Maç öncesi, buna bağlı olarak, önceki maçı anımsatmıştık:

Umalım, Fenerbahçe, 2-2 biten maçtaki savunma hatalarını yapmaz.

Ne yazık ki “savunma” hata yaptı; ama “iyi hücum”, maçı 0-3’ten 3-3’e getirdi.

Ne mi demeli?

“Savunma”yı sağlamlaştırmak gerekiyor.

*****

Fenerbahçe, hızlı başladı; ama rakipten goller daha hızlı geldi.

Daha 4. dakikada, olmayan ama ayağa basma görüntüsü olan pozisyonda Arao’ya sarı kart gösteren Sırp hakem, aklımıza birden 2016’daki Braga-Fenerbahçe maçının hakemi İvan Bebek’i getirdi.  Bir dakika sonra aklımıza gelende yanılmadık. Çünkü hakem, İrfan Can Kahveci’nin ayağına basılarak kapılan topun Fenerbahçe kalesinde gol olmasına ses çıkarmadı.

Görüntüsü olanı görmek, asıl olanı görmemek!

İrfan Can Kahveci’ye yapılanı görmeyen hakem, aynısını İrfan yaptığında, hakeme gel de İvan Bebek’e bakarak gibi bakma!

4. ve 28. dakikalardaki sarı kartlarla hem Arao hem İrfan Can Kahveci, doğal olarak “topun ağzı”na geldi.

*****

Rennes, Fenerbahçe kalesine az geldi ama öz geldi; ilk yarım saatte skoru 3-0 yaptı.

Devre bitmeden Valencia’dan gelen gol umut verdi. 

İkinci yarıda roller değişti.

Jesus’un 61. dakikada yaptığı, biri sakatlık gereği, 4 değişiklik, Fenerbahçe’nin canlandığını gösterdi.

(Sakatlanan Gustavo Henrique’nin yerine 60’ta Alioski girdi. 61’e Arao ile Zajc, İrfan Can Kahveci ile Emre Mor, Pedro ile Batshuayi yer değiştirdi.)

82. dakikada Zajc, 88. dakikada Emre Mor’la gelen goller, skoru 3-3 yaptı.

Fenerbahçe coşmuştu, ama geç kalmıştı.

Bir devre daha olsaydı keşke!

*****

Rennes, sadece maçı izleyenlerini mi şaşırttı?

Jesus’a kulak verelim:

“Majer’i oynattıkları pozisyon, beklemediğimiz bir durumdu. İlk 30 dakika Fenerbahçe defansif dengeyi sağlamakta zorlandı ve Rennes takımı 3 kolay gol attı. (…) Arao-Crespo arasında pozisyon değişikliği yapmak durumunda kaldım. Çünkü Majer, Crespo’nun arkasında sürekli boş kalıyordu. 3-1’e getirince maçı tekrardan çevirebileceğimize inandık.  Devre arasında neleri düzeltmemiz gerektiğini konuştuk. Bir gol atarsak, beraberliği ya da galibiyeti getirebileceğimize inanıyorduk. Miha’nın güzel bir frikik golünden sonra daha da çok inandık. Bir şeyler yapmamız, müdahale etmemiz gerekiyordu. Bunları da yaptık.”

Kendindeki eksikliği görmek önemli; çünkü gören, önlemini de alır. 

Jesus gördü ve önlemini aldı.

*****

Kaleci Altay kaç tehlikeyi önledi, kurtarış yaptı?

Bu sorunun yanıtı yok! 

Yanıtı bilinmiyor, bileni yok anlamında değil, gerçek anlamda “yok”… 

“Tehlikeyi önleme” de “kurtarış” da yoktu çünkü. Ama bu, Altay’ın belli bir taraftar kesimince protesto edilmesinin bir gerekçesi olamaz. Yenen gollerde kalecinin hatası olacağı gibi savunmanın da payı vardır. 

Kıl payı ofsaytla sayılmayan golle birlikte Altay 4 gol yedi. Bunlardan önleyeceği gol olabilirdi, ama beceremedi. 

Jesus, Altay’ı savunmakla, “O tepkiler Altay’a yapılmadı aynı zamanda bana da yapıldı. Bu şekilde olmaması gerekiyor.” demekle yerden göğe kadar haklı. 

Oyuncusunu tribünlere kurban etmediği için Jesus'u kutlarım.

Yöneticilerin, başta başkanı demesi gereken, niye Jesus’a bırakılıyor?

(“Altay’a tepkiler oldu. Ona gösterilen tepkiler bana gösterilmiş bir tepkidir. Ben de böyle bir şey görmek istemem. Böyle bir ortamda bulunmak istemem. O tepkiler Altay’a yapılmadı aynı zamanda bana da yapıldı. Bu şekilde olmaması gerekiyor. Evet takımlarını seviyorlar. Oyuncular arasında ayrım yapmasınlar çünkü ben yapmıyorum.”)
 

*****

Sona Doğru…

İlk yarım saatte gitti denen maç, 3-3’lük skorla puan tablosunu korudu.

Şimdi gözler 03  Kasım’daki maçlarda.

Fenerbahçe, grubu nasıl birinci bitirir?

Önce, puan yitirmeyecek ya da Rennes’in yitirdiği kadar yitirecek.

Sonra?

Rennes’in aldığı kadar puan alacak, en azından yediği kadar gol yiyecek, attığı kadar atacak.

Yani?

Puanlar eşit olacak, Fenerbahçe’nin bir gol üstünlüğü değişmeyecek.

Sonra, en güzeli de bu, Rennes’ten bir ya da üç puan fazla alacak.

Ya puanlar ve gol averajı aynı olursa?

O zaman ibre Rennes’ten yana döner. Çünkü deplasmanda atılan gollerde üstünlük Rennes’in..

Son Söz:

Olasılıkları kendi lehine çeviren, işlerini ona göre ayarlamasını bilen, gücünü gösterenler, rakiplerinin açıklarından yararlanmasını bilenlerdir.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder