8 Kasım 2022 Salı

Jesus, Rıza Çalımbay’ı Hüsrana Uğrattı!

“Kadıköy’de dev randevu!

Bu, internet ortamında varlığını sürdüren kapanmış bir gazetenin spor bölümündeki haberlerden birinin başlığı. 

“Dev randevu”, kaç kişiye Fenerbahçe - Sivasspor maçını çağrıştırır?

Buna içtenlikle yanıt verende, takımların güçlerini, geçmişlerini “dev randevu”nun hangi takımlar arasındaki maçlar için kullanıldığını ya da kullanılması gerektiğini düşündüğünde çağrıştırma içinde Sivasspor hiç mi hiç yer almaz!

O zaman niye “dev randevu” kullanılıyor?

İlgi çekmek, “tık” almak için … Belki de Rıza Çalımbay’a gaz vermek için! Başka “niye”si varsa, buyrun, siz söyleyin!

Maçın daha başında gördük ki, Sivasspor oynatmama, atarsam üstüne yatarım havasında… Sertlik, oyun gereği değil, yıldırmaya, sakatlamaya yönelik. 

Ne yazık ki, Fenerbahçe de Sivasspor’a uydu! 

Hakem Hüseyin Göçek, maç yönetmeye mi, yoksa kavga gürültüye ortam hazırlamak için mi sahaya çıkmış?

Tartışılır!

Hüseyin Göçek’in çaldığı ya da çalmadığı düdükler, gösterdiği ya da göstermediği kartlar, kornere çıkan toplara aut vermesi, ona “Dün neydi ki bugün ne olsun” demeyi gerektirir.

Geçmişine bakınca Hüseyin Göçek, Fenerbahçe maçlarında yarın da aynı Hüseyin Göçek olacaktır.

Bu satırları okuyan bir muhalif (!), şunu diyebilir:

Hüseyin Göçek o penaltıyı vermeseydi, Fenerbahçe o 3 puanı nasıl alacaktı?

Denecek mi?

Bazen keyfi/ taraflı kullanılmasına karşın, "hiç yoktan iyi" diyeceğimiz VAR denen sistem olmasaydı, "Penaltı değil" der çıkardı işin içinden!

****

Fenerbahçe, alışıldığı gibi iyi başladı. 

İlkyarının ortalarında Sivasspor’un gol atma yolunda canlandığı görüldü. Altay’ın, Yatabare’nin aşırttığı topu çelmesi, gol yemeyeceğini gösterdi. Bu, bir bakıma güven vermekti. Kime derseniz, arkadaşlarına, tribünlere…

İlkyarı, bekleneni veremeyen Fenerbahçe açısından boşa gitti.

İkinci yarının daha başında Batshuayi’nin kırmızı kart görmesi, “Yine mi …” ile başalayan, tedirginlik, umutsuzluk taşıyan cümleleri, neyse ki, çok geçmeden penaltıdan gelen gol erteletti.

Fenerbahçe, on kişi kaldıktan sonra, gelen golün verdiği moralle  daha farklı oynamaya başladı.

Buna, gelin, Jesus farkı diyelim.

Maç, Batshuayi’nin kırmız kart görmesi, Fenerbahçe’nin penaltıdan gelen golünden sonra “taktik savaşı”na döndü.

Hüseyin Göcek korkusu, Jesus’u da Rıza Çalımbay’ı da önlem almaya götürdü.

Rıza Çalımbay, sarı kartlı Erdoğan, Robin Yalçın ve Keita’yı 60. dakikada; daha sonra Dia Saba ve Caner’i kulübeye çekti.

Jesus ise sarı kartlı Emre ve Crespo’yu 62. dakikada değiştirdi. 

Hem Jesus, hem Rıza Çalımbay, olası bir kırmızı kart görmenin önüne geçmiş oldular! Çünkü Sivasspor’un oyun anlayışı, buna uyan Fenerbahçeliler, bütün bunlara çanak tutan Hüseyin Göçek, kırmızı kartlara zemin hazırlamıştı.

*****

Rıza Çalımbay için tek gerçek rakip var, o da Fenerbahçe …

Ya ötekiler?

Fenerbahçe’ye önce kendisi bilenen, sonra oyunculara bileyen Rıza Çalımbay, sadece Fenerbahçe’ye karşı, disiplin içinde Sivasspor’a iyi savunma yaptırmayı ilke edinmiş. 

Onun için puan alınması gereken tek takım, Fenerbahçe... 

Öbür takımlara ya da “Büyük”lere karşı sıradanlanlaşması, artık doğal bir tutum! Önceki maçlarda olduğu gibi, maçtan önce  konuşmayı ihmal etmedi. S. Prag maçı öncesi  yaptığı açıklamayla Fenerbahçe maçını düşündüğünü, buna göre kimi oyuncularını dinlendireceğini söyledi.

Sonuç?

Rıza Çalımbay, bu kez hüsrana uğradı, amacına ulaşamadı, Kadıköy’den eli boş döndü. Çünkü karşısında Jesus, onun yönlendirdiği oyuncular vardı. 

Sanıyoruz Jesus, “yakalarsam atar üstüne yatarım" havasında olan, hakemin sertliğe göz yummasıyla oynayan takımlara karşı farklı yol izlemeli.

*****

Sona Doğru…

Fenerbahçe, puan sıralamasında geride olmasına karşın, kendine karşı çok iyi bilenen Sivasspor yenmekle, bir “tehlike”yi atlattı.

Rıza Çalımbay’ın taktiği bu kez tutmadı; bir başka deyişle Jesus, Rıza Çalımbay’ı hüsrana uğrattı!

Fenerbahçe, kazandığı maçlar içinde bu kez pozisyon, gol kısırlığı çekti. Tek gol yetmez ama gelen 3 puan çok şeye değer. 

Son Söz:

Jesus, taraflı tarafsız herkeste, “Fenerbahçe bu yıl iyi gidiyor” yargısını yerleştirdi; bunu bütün engellere karşın sonuçta taçlandırdı mı, “heykeli dikilecek adam” olur.







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder