3 Ekim 2022 Pazartesi

Jesus, Umduğunu Bulamadı; İsmael, Eleştirileri Erteletti!

Fenerbahçe, ilk düdükle öyle bir başladı ki…

Maçtakilerini bilmem ya, ekran başındakiler, zevkli olduğu kadar gollü bir maç izleriz havasına girdiler kuşkusuz.  Fenerbahçe, sanki maçın uzatma dakikaları oynanıyor da, son düdük çalmadan taraftarına gol sevinci yaşatmak istiyordu. 

Üst üste kazanılan kornerler verimsiz mi verimsizdi.

Gol geliyor/ gelecek derken, kokusu geldi sadece!

Fenerbahçe'nin ilkyarıdaki üstünlüğü skora yansımadı. 

*****

Beşiktaş’a gelince…

İlkyarıya bakınca, sanki sahasında değildi; Kadıköy’e beraberliğe yatmaya gelen takım havasındaydı. 

Fırsatlar yakalar gibi olunca ofsayta düşme rekoru kırdılar!

Oyunu Crespo’yu sindirmek üzerine kurulmuş gibiydi. Crespo’yu sindirmeye yönelik oyunda ona yapılan faullerde kart çıkmazken, onun formadan şöyle bir çekmesi kart görmesine yol açtı.

Salih ve Souza verilen görevi  hakkıyla yaptılar! 

Ama nasıl görev?

Neredeyse her pozisyonda hakeme koşmak, hakemi baskı altına almak, yönlendirmek… 

Başarılı da oldular.

İkinci yarı bambaşkaydı.

Gol gelir, maç zevkle izlenir düşüncesi ağır basmaya başladı.

Takımların oyuncu değişiklikleriyle roller değişti; Beşiktaş, bu değişikliklerle canlandı.

Ama…

Futbolun “gıdası” olan gol, gelmedi.

*****

Maçta bir gün önce yazdığımız yazının başlığı:

“Jesus’un İlk Derbisi, İsmael’in Geleceği!

Görülüyor ki, başlıkta Jesus’la ilgili bölüm, yorumsuz; bilgilendirici. Ama Ismail’le ilgili olanı, yargı eksiktili de olsa, yorum içeriyor.

Diyoruz ya, art arta gelen puan kayıpları/ yenilgiler sonrası, teknik direktörleri “topun ağzına koymak” usüldendir. Bu durumdaki teknik direktörler, “ömür uzatan” ya da “ömür kısaltan” maçlara çıkarlar.

İsmael yönetimindeki Beşiktaş, bu maça gelene kadar, art arda Başakşehir ve Istanbulspor karşısında 5 puan yitirdi. Fenerbahçe karşısında yitirilecek 3 puan, İsmael’in geleceği konusundaki tartışmaları alevlendirecekti.

İşte bizim başlık, bilmeyenlere bunu anlatıyor/du!

Hakem gelince...

Volkan Bayarslan, yorumcu denen kimilerinden “iyi” not alsa da, gösterdiği göstermediği kartlarla kendince tarafsız (!) davrandı.

(“Yol alanın” önüne yer yer engellerin çıkması olası… Futbolda, en büyük engel, hakemlerdir. Eskiden sadece sahadakiydi. Ama şimdi, “adalet” dağıtacağı, hak yemeleri önleyeceği düşüncesiyle alkışlarla karşılanan bir VAR çıktı başımıza! Aslında sorun, VAR’da değil, VAR başında olanlarda.)

*****

Sona Doğru…

Fenerbahçe’yle hızlı başlayan maç, Beşiktaş’ın sonuçsuz hızıyla bitti! 

“Kim kazandı?” derseniz.

Takımlardan kazanan olmadı ama asıl kazanan, “Geleceğim konusunda endişelenmiyorum, siz de endişelenmeyin.” diyen Beşiktaş Teknik Direktörü İsmael oldu. 

Geleceği konuşulan İsmael, eleştirileri erteletti!

Ya Jesus?

Umduğunu bulmayan Jesus diyor ki:

“Fenerbahçe ilk 70 dakika boyunca daha iyi olan, daha fazla pozisyona giren, daha fazla şut çeken taraftı. Ama son 15-20 dakikada Beşiktaş bizden daha iyiydi. Oyuna sonradan giren oyuncuları katkı sağladılar. Biz de kenarları durdurmakta zorluk yaşadık.”

Sonradan oyuna giren oyunculardan ne beklenir?

Sorunun yanıtını gel de Jesus’un dediklerinden çıkarma!

Çıkaracağımız yargıya katılan olur mu bilmem!

Son Söz:

Oyuncu değişiklikleriyle amaçlanan, Beşiktaş’ta skoru değiştirmek, Fenerbahçe’de ise korumak düşüncesi vardı.




1 yorum: